İnsan kendisine: “Bana, beni anlat! Söylentilerden, dedikodulardan değil kendimi kendimden öğreneyim.” demeli. İnsanın kendisine: “En doğru bilgiyi Kur’an’dan oku, öğren.” demesi gerek. İnsanın kendisiyle ilgili doğru bilgiye ihtiyacı var. İnsan, ezelden ebede bilginin doğrusunu beyan eden Kur’an’ı anlamaya muhtaç. İnsan ne olduğunu, ne olacağını bilmeye mecbur. İnsanın ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini bilmesi yaratanın emri... Bu mecburi bilgilerin neler olduğuna vakıf olmak akıl işi... Yaratan, insana: “…Emrolunduğun gibi dosdoğru ol…” emrini verdiğinde insan: “Ya Rab! Senin istediğin gibi dosdoğru nasıl olmalıyım.” dediğinde, aynı ayette Allah: “…Hak ve adalet ölçülerini aşma. Zalimlere meyletme.” buyruğu ile nasıl olunması gerektiğini beyan etmiş.
On bir yaşımdan bu yana Kur’an okurum. Yirmili yaşlarımdan beri de Kur’an’ın önce birkaç sayfa metnini, sonra o ayetlerin mealini, icabında da çeşitli tefsirlerden müfessir görüşlerini irdelerim. Diğer kitaplarda anlatılan değişik dünya görüşleri ile değerlendiririm. İlmim, irfanım, izanım ve idrakim nispetinde alacağım dersi alırım. Kur’an’dan çıkardığım ders olarak hak, adalet, merhamet ve iyilikle behemehâl olmak Müslüman için en elzem görev... Herkesin anlayışı kendine has… Hakikat bir, anlayışlar farklı. Kur’an okurken akıl gözü ile akıl kulağını açmalı. Vicdanı bir avuca, insafı da diğer avuca koymalı. Kendisini İslam kimliğine layık gören yaptıkları ile yapmadıklarını Kur’an buyruğunca yargılamalı ve ona göre kişiliğini kalibre etmeli. Müslüman İslam kimliğini, Müslüman kişiliğini layığında taşımak için Allah’ın emrini yapmak, yasaklarından kaçınmakla sorumlu.
Müslüman gıpta eder, haset etmez. Yalan söylemez, iftira atmaz doğru söyler. Gıybet etmez. Hile yapmaz, adaletle davranır. Dürüst olur, doğru tartar, düzgün ölçer. Garez etmez, merhamet eder. Kin tutmaz herkes onun her türlü şerrinden emindir. Hiç kimsenin malına, canına, namusuna zarar vermez. Gördüğünü gördüm, görmediğine görmedim der. Allah emanetleri ehline vermeyi, insanlar arasında adaletle hükmetmeyi emrediyor… Ey iman edenler hakkı ayakta tutan adalet ve şahitlik edenlerden olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun... Allah adaleti, iyiliği, yakınlara yardım etmeyi, çirkin işleri ve azgınlığı yasaklar… Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz? Buyurmuş iken Müslüman nasıl bu ilkelere muhalif davranır?
Müslüman zalim olmaz, olamaz. Mazlumun, masumun, mağdurun hakkını, bi hakkın teslim eder. Fitne, nifak çıkarmaz. Bulanık suda balık avlamak için su bulandırmaz. Atasözleri yabana atılacak sözler değildir. İnsanları birbirine düşmanlaştırmak için laf getirip götürmez. Bu kötü hallere tevessül edenlerin şerrinden korunmak için Allah, bir fasık haber getirdiğinde haberin doğruluğunu araştırın. O haber nedeniyle sonradan pişman olmamak için başkalarına zararınız dokunmasın… İnsanların aralarını adaletle düzeltin. Allah adaletli davrananları sever, emrini vermiş. Müslüman bu bildirgelerin aksine nasıl davranır. Allah’ın insandan yerine getirmesini istediği en önemli hükümler adalet ve merhamet ilkeleridir. Allah insandan ölçüde, tartıda, paylaşımda, alırken, verirken, işin, ilişkinin sözde adalet ve merhamet istiyor… İslam’ın özü, özeti adalet ile merhamet mefhumlarında ilmik, ilmik işli değil mi?
İnsan, Kur’an’da bildirilen Allah, insanı yarattı… Hileden kaçın... Tartıyı adaletle yapın... Ölçüde haddi aşmayın hükmünü bildirdiği gibi “İnsan başıboş kalacağını zannetmesin.” buyruğunun yanında: “İçtiğiniz suyu düşünün… Her şeyden evvel de yediğinize bakın.” tembihlerini aklın kulağına küpe yapmalı ki ifrat ve tefrite sapmasın. Haramı haram, helali helal bilmeli Yaradanın kendisine tanıdığı hakların sınırını aşmasın ki, haddi aşanlar zümresinden olmayın. Allah, insanları hangisinin daha güzel işler yapacağını imtihan için yarattım buyuruyor. Adaletin tecellisinde mükâfat ya da mücazata müstahak olanın hakkının teslimi için Allah ilahi kantarda tartılacağını vaat ediyor. Hilesi, iltiması olmayan o tartıda kim kendisi için dalavereye kalkışabilir, torpile başvurabilir ki?
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olun! Hoşça kalın! Dostça kalın!