Nadir Küpeli’nin 100. yıl heyecanı

Ara eleman sorunu, sanayicilerin hep dillendirdiği ve çözülmesini istediği bir sorun. Hatta sanayiciler ara eleman değil, aranan eleman demeyi tercihi ediyorlar. Bu noktada yakın geçmişte, Eskişehir’e, Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli öncülüğünde ciddi bir eğitim yatırımı yapıldı: Özel EOSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi! Söz konusu okul üzerinde Metin Saraç’ın da emeğinin olduğunu ifade etmek faydalı olacak. 4 yıl önce 100 öğrenci ile eğitim hayatına başlayan okulda bugün, tam bin 150 öğrenci var. Ve bu öğrencilerin avantajı, üniversite kampüsü ayarında ve tam donanımlı bir kurumda eğitim almaları. Öyle ki, bir fabrikada ne varsa bu okulda da var. Kısa zamanda Türkiye’nin en gözde meslek lisesi haline geldiğini söylemek mümkün. Bu noktada Nadir Küpeli heyecanla okulun ilk mezunlarını vereceği günü bekliyor ve diyor ki: “Ülkemizin kuruluşunun 100. yılında 100 öğrenci mezun olacak ve inanıyorum ki burada okuyan çocuklar ülkenin geleceğini inşa edecek.” Ne diyelim? Bu okul önce Milli Eğitim Bakanlığı’na, sonra tüm OSB’lere örnek olsun!



Pervin Töre el atarsa yapabilir

İYİ Parti’nin dış ilçe başkanları oldukça dikkat çekiyor. Özellikle Sivrihisar İlçe Başkanı Recep Toptaş’ın çıkışları adeta gündem belirliyor. Bakın Toptaş en son hangi öneride bulunmuş, okuyalım: “Sivrihisar’da, Türkiye’de tek sivil havacılık üzerine kurulmuş Sivrihisar Sportif Havacılık Kulübü ve Hava Meydan Komutanlığı’nın olması, ilimizde de Hava İkmal Bakım Merkezi, TUSAŞ, TEİ, ALP HAVACILIK gibi kurumların bulunması, İnönü İlçemizde de Türk Hava Kurumu Havacılık Eğitim Merkezinin bulunması ile tam bir havacılık kenti olan ilimizde, havacılık üzerine proje okullarının olması gerekmektedir. Bu ihtiyacı karşılayacak kapasitede bulunan Sivrihisar Endüstri Meslek Lisesi, Havacılık Mesleki Proje Okulu kapsamına alınırsa eğer hem ülkemizin ihtiyacı olan yetenekli eleman ihtiyacı karşılanmış olacak hem de ilçemizin ekonomik ve sosyal gelişimine hız kazandıracaktır.” Bence çok doğru bir bakış açısı. Tuttuğunu koparan bir bürokrat olarak tanıdığımız Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre’ye duyurulur!



Oğuzhan Özen ESKİ’yi yönetince…

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (ESKİ) son genel kurulu oldukça dikkatimi çekti. Neden mi? Anlatayım… Genel Kurulda, ESKİ'nin yapacağı projeler için İller Bankası'ndan 50 milyon liralık kredi alınmasına ve 220 milyon liralık ek ödeneğin 2022 bütçesine konulması için ESKİ Genel Müdürlüğü'ne yetki verilmesine ilişkin konular görüşüldü. Genel Kurul üyeleri de bu konuları kabul etti. Şimdi, ‘ne var bunda’ diye sorabilirsiniz. Şöyle ki… Özellikle belediye ve sular idaresi gibi kamu kurumları kolay kolay kredi yetkisi ve ek ödenek alamaz. Hiç olmazsa ciddi tartışmalar yaşanır. Ancak ESKİ Genel Kurulunu oluşturan CHP’li, AK Parti’li ve MHP’li tüm üyeler, ek ödeneği de kredi alınmasını da gürültü patırtı koparmadan oy birliğiyle kabul ettiler. Bu örnek uzlaşmanın sağlanmasında, ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen’in yapıcı tutumu ve yönetim biçiminin etkili olduğunu düşünüyorum. 



İyi ki dayanışıyoruz

Okullar açıldı, ekonomik sorunlarla boğuşan ailelerin üzerine haliyle bir de eğitim masrafları bindi. Bu noktada Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan velilerin sesi oldu. Alkan ortalama bir hesap yaparak ilkokul 1. sınıfa başlayacak bir öğrenci için 2 bin 840 TL, ortaokula başlayacak bir öğrenci için 3 bin 180 TL, liseye başlayacak bir öğrenci için 3 bin 270 TL harcanmak zorunda olduğunu söyledi. Ve bakın bu masraf, daha okulun başında yapılan masraf. Yıl boyunca daha ne masraflar çıkacak kim bilir. Dahası, Alkan, okulların aidat adı altında velilerden 300 TL para toplandığını öne sürdü. Bunun yanı sıra sıkça tartışılan kayıt parası, öğretmene ve sınıfa göre alınan para gibi iddialar söz konusu.  Şimdi sormak lazım: Hani eğitim parasızdı? Bu noktada Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kırsal bölgelerde eğitim gören öğrencilere kırtasiye malzemesi yardımı yapıyor. En son Han ilçesine yardım götürüldü. Erdal Şanlı da, Başkan Yılmaz Büyükerşen’e teşekkür etti. İyi ki dayanışma kültürüne hakim bir milletiz, yoksa velilerin hali ne olurdu?



Zihni Çalışkan’ın tavrı

AK Parti Eskişehir İl Başkanı Zihni Çalışkan’ın ‘Sağlı Sollu Haber’de (saglisolluhaber.com) yayınlanan bir röportajı vardı. O röportajda Çalışkan, Eskişehir’in en önemli üç sorununu şöyle sıraladı: “Trafik en önemli sorun. Trafiği çözmeye yönelik, battı çıktılar veya üstten geçmeye dönük çözümler üretilmiyor. Özellikle şehir merkezindeki trafiği rahatlatacak alternatif çözümler gerekiyor. Yaşar Kemal Caddesi gibi yan yolların yapılmış olması çok önemli. İkinci en önemli soruna gelecek olursak, özellikle iklim değişikliği olan bu dönemde şehrin merkez mahallerinde dahi yağmur suyu gideri olmaması ve yağmur suyuna ilişkin alt yapının yeterli olmaması en büyük sorun. Üçüncü en büyük sorun ise kullanma ve içme suyuna ilişkin belediyenin alternatif üretmemesi. Belediyenin yeni su kaynaklarıyla kullanma ve içme suyuna ilişkin çözüm üretmesi gerekli.” Başkan Çalışkan’ın ifadeleri bu yönde. Eleştirilerini yapıcı olarak sıraladığını ve ‘herkesin birbirini ağzıyla doğradığı’ şu günlerde bu tavrın olumlu olduğunu söyleyebilirim.



TÜGİAD neyi başardı?

Eğitimci ve İş İnsanı Serkan Can Zengin’in başkanlığını yaptığı Türk İş İnsanları Derneği
 (TÜGİAD) Eskişehir Şubesi, kısa zamanda kentin bilinen sivil toplum kuruluşları (STK) arasına girmeyi başardı. Bu elbette kolay olmadı. STK demek, şehrin sorunlarının üzerine gidebilmek, gerektiğinde sorumluları incitebilmek demektir. TÜGİAD Eskişehir, bu noktada dikkat çekmeyi başardı. Hasan Polatkan Havalimanı sorununda gösterdiği tavır yerindeydi. Eskişehir’in 100. yıl etkinliklerinde sınıfta kaldığını ifade etmesi ise pek çok kişinin moralini bozdu. İşte, o TÜGİAD, bu sefer çarpıcı bir öneriyle gündeme geldi. TÜGİAD Eskişehir Şube Başkan Yardımcısı Ersen Çıra, “Eskişehir'i merkez dışındaki zenginlikleri ile de tanıtmalı, böylece hem kentin tüm değerlerine sahip çıkmalı, hem de kent ekonomisini daha çok canlandırmalıyız” dedi. Çıra, doğru söylemiş. Bu doğrultuda önerim şu: TÜGİAD’ın düşüncesi güzel, peki yanına bir de proje koysa, şehrin dinamikleriyle tek tek görüşse, geniş katılımlı bir toplantıda anlatsa, daha güzel olmaz mı?



SMA’lı bebek yardım bekliyor!

Türkiye’de ciddi bir SMA sorunu var. Minicik yavrularımız, tedavisi olan ancak masrafları devlet tarafından karşılanmayan bir hastalık nedeniyle yaşamını yitiriyorlar. Eskişehirliler olarak Toprak bebeği kurtardık. Ancak her zaman söylediğim bir şey var. Vatandaşın gücü bir yere kadar, kudretli olan ise devlet. Bu noktada devlet kendi evlatlarını yaşatmakla yükümlü; hele ki o devlet sosyal devletse, sağlığı ücretsiz sunduğunu iddia eden bir devletse… Her neyse… Bir SMA’lı bebek daha var. Adı, Tuğçe Ebrar Tazeoğlu. Ailesi bir umut vatandaşların bağışlarıyla yavrusunu kurtarmaya çalışıyor. Valilik tarafından izinli olan bir İBAN numarası açılmış. Yardımda bulunmak isteyenler için bilgileri paylaşıyorum: Ziraat Bankası, IBAN: TR88 0001 0090 1002 2511 5050 01, alıcı: Tuğçe Ebrar Tazeoğlu. Avrupa, IBAN: ‌NL56 ABNA 0108 9266 72, ‌‌alıcı: Stichting Saved by Humanity



 

DÜNYA İNSANLARI

1-10

Fotoğraf: YasushiNagao/1960
Sağcı bir öğrenci, Japon Sosyalist Parti lideri Asanuma'yı öldürmeden saliseler önce…



AFİŞ
İhtiyar Delikanlı

1-11

Gerilim ve dram türlerinin harmanlandığı Güney Kore yapımı film, yıllarca hapis tutulan bir adamın serbest bırakılmasının ardından intikam arayışını konu ediyor. Oh Dae-Soo adında bir adam, bir gün kaçırılır ve 15 yıl boyunca berbat bir hücrede tutuklu kalır. Hiçbir açıklama yapılmamıştır. Sonra bir gün serbest bırakılır. Eline; para, cep telefonu ve pahalı kıyafetler verilir. Bu adam başına gelen bu durumun nasıl ve neden olduğunu anlamak ve intikamını almak konusunda kararlıdır. Bu sırada Oh Dea-Sookendisini kaçıranların aslında daha da büyük bir planının olduğunu keşfeder. Ancak bu planın özü acı dolu bir yoldan geçmektedir. Gerçeği bulmak ise bu yolun ta kendisidir.



 

KARİKATÜR

1-12

Bernard Bouton



 

FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA

Murat-Mercan-1024x683

Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak: Murat Abi kulağıma bir şeyler geldi ama daha kayınbabama söylemedim, önce sana sorayım dedim, duyduklarım doğru mu?

Washington Büyükelçisi Murat Mercan: Ohooo… Sen geriden geliyorsun, kaç gün oldu… Ben kayınbabanla görüştüm, merak etme. Eskişehirli dostlara da selam söyle…



 

BİR TWEET

YrQAkENn_400x400

Celalettin Kesikbaş

1984 yılında 17 yaşında ODTÜ 2. Yurtta kalmaya başladım. Her gece yarısı kabus gibiydi. Postal sesleri ile uyanırdık. Kaset, kitap ne varsa toplayıp giderlerdi. Anlayacağın 12 Eylül 1980 bir utanç tablosu idi. Bir kuşak travma yaşadı.