Son dönemde CHP Eskişehir örgütüne ilişkin kamuoyuna yansıyan ciddi iddialar söz konusu. 

CHP İl Başkanı Recep Taşel söz konusu iddialar karşısında suskunluğunu bozdu.

*

ES TV ekranlarında ağırladığımız Başkan Taşel’in iddialara ilişkin görüşlerini kısaca aktardıktan sonra, ön seçim ve belediye başkanları ile ilgili açıklamalarını değerlendireceğim.

*

Recep Taşel, Ali Şahin’in koordinatörlüğünü yaptığı Kılıçdaroğlu Gönüllüleri’ni ‘doğru bir oluşum’ şeklinde yorumladı. Gönüllülerin yaptığı programlardan örgütün önceden bilgisinin olduğunu ifade etti.

*

Semra Keskin’in ‘bağış yaptım ama makbuz alamadım, il başkanlığına yazı yazdım ancak cevap verilmedi’ şeklinde iddiasına ilişkin Taşel, söz konusu bağışların makbuzlarının kesildiğini söyledi ve iddianın doğru olmadığını savundu. Ayrıca bunu Semra Keskin’in de bildiğini ve bir buçuk yıl sonra böyle bir iddianın ortaya atılmasında farklı amaçlar olabileceğini kaydetti.

*

Recep Taşel parti sekreteri ile örgütten sorumlu başkan yardımcısını görevden almış, yerlerine yeni isimleri görevlendirmişti. Bunun üzerine parti kamuoyu, ‘Recep Taşel ile Kazım Kurt’un arası açıldı mı’ sorusuna yanıt bulmaya çalıştı. Dahası, Taşel’in yön değiştirmiş olabileceği ihtimali de gündeme geldi.

Yukarıda aktardıklarımı Taşel’e sorduğumda, şu cevabı aldım:

‘BİZDE MAKAS DEĞİŞİKLİĞİ OLMAZ’

“Bütün belediye başkanlarımıza eşit mesafedeyiz. Kazım Kurt benim kongremde çok net destek olmuş ve ilk çıkıp ‘ben Recep Taşel’i destekliyorum’ demiş. Kazım başkan aynı zamanda benden yaşça da büyük olduğu için iyi bir partili abimizdir. Dolayısıyla bizde makas değişikliği olmaz. Kimle yola çıktıysak birlikte devam ederiz. Diğerlerinin tamamı algıdır. Ancak Kazım başkan profesyonel siyasetçidir. Benim seçilmeme destek olan Kazım Kurt benim yönetim anlayışıma müdahale etmez. O sadece orada kalır, o yönetimi şekillendirecek olan il başkanı olarak benim. Kazım başkan da bunu yapmıştır, müdahale etmez. Haksızlık yapmayalım, yani dışarıdan talimatlı bir il başkanı algısı yaratmayalım. Bu çok tehlikeli bir söylem. O ne yapacağını bilir.”

*

Evet, Recep Taşel’in son dönemde çıkan tartışma konularına ilişkin açıklamaları özetle bu şekilde.

Takdiri siz değerli okurlarımıza bırakıyor ve asıl konuya geçiyorum: CHP Eskişehir Örgütünün ve belediye başkanlarının ön seçime yaklaşımları!

*

Önce Recep Taşel’in ön seçime ilişkin açıklamalarını bir okuyalım.

Diyor ki Taşel:

CHP’NİN MİLLETVEKİLİ SAYISI NEDEN DÜŞTÜ?

“Yerel seçimlerde başarılı oluyoruz. Bizim belediye başkanlarımızın isimleri değerli ve çok güçlü. Hatta Türkiye çapında marka isimler, başta Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen olmak üzere. Yani yerelde rahat bir seçim alabiliyoruz. Genel seçime geldiğimiz zaman, altı milletvekili varken ve üç milletvekiliyle temsil edilirken milletvekili sayısı bir arttı yediye çıktı biz CHP olarak iki milletvekiline düştük. Göreve gelir gelmez bu neden oldu diye bir çalışma yürüttük. Bu çalışma sonucunda örgütümüzün ayağa kalkmadığını gördük.

ESKİŞEHİR ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERDE NEDEN ÇALIŞMIYOR?

Örgütü ayağa kaldırabilmenin bir tek yolu var. O da önseçim. Önseçim olmazsa örgüt kendisini temsil etmeyen, etmediğini düşündüğü ya da seçme hakkının bulunmadığı yerde çalışmıyor. O nedenle ben kararlı bir biçimde tüm platformlarda şunu söylüyorum: CHP örgütü çok güçlüdür, en doğru kararı verir, o nedenle ön seçim mutlaka Eskişehir’de yapılmalıdır. Bunu kamuoyuyla da belediye başkanlarımızla da paylaşıyorum. Bu bizim tespitimiz.

‘YILMAZ HOCA’M ÖN SEÇİMİ ONAYLARIM DEDİ’

Belediye başkanlarımız da önseçimi destekliyorlar. Yılmaz Hoca’mın şu tavrı önemliydi benim için: ‘Delegeyle yapılan önseçime karşıyım’ dedi, zaten artık direkt üyelerimize dönük bir çalışma yapılıyor. O nedenle Yılmaz Hoca’m ‘önseçimi onaylarım’ dedi. Bende bunu değerli buluyorum. Hiç de önseçime mesafeli davranmadı, üç beş kere söylememe rağmen, ‘önseçim her zaman doğru sonuç vermez’ demedi, onayladı. Örgütümüzün tamamı, kadın kollarımız ve gençlik kollarımız dahil Eskişehir’de önseçim istiyor. Yine belediye başkanlarımızla görüştüğümüzde onlar da ‘olabilir’ dediler. Bu konuda talepleri olacaktır. Yani bizim belediye başkanlarımız demokrasi kültürü içerisinden gelmiş insanlar, cumhuriyetçi ve çağdaş insanlar, önseçimi isterler. Özellikle de Yılmaz Büyükerşen Hoca’mız ister.

‘ÖN SEÇİMLE DÖRT MİLLETVEKİLİNİ ZORLARIZ’

Genel seçimde biz başarılı olamazsak, milletvekili sayımızı üçe çıkarıp hatta dördü zorlamazsak, o zaman Türkiye’de iktidar olamayız. Eskişehir’de ön seçim bir ihtiyaç, 20 küsür yıldır önseçim yapılmadığını, üyemizin kırgın olduğunu, onu ayağa kaldırmanın bir tek yolunun ön seçim olduğunu söylüyorum. Bakın önseçimle Eskişehir’de dört milletvekilini gerçekten zorlarız ve hatta çıkartırız da.”

*

Recep Taşel’in ifadelerini okunuz.

İddialı ifadeler olduklarını söylemek zorundayım.

Özellikle ön seçim ve örgütün çalışmaması ile ilgili söyledikleri, Eskişehir’de CHPmilletvekili sayısının düşmesi üzerinden mevcut milletvekillerine bir anlamda ‘manidar mesajlar’ göndermesi, başta Yılmaz Büyükerşen’in adını vererek belediye başkanlarının ön seçimi onayladıklarını beyan etmesi oldukça önemli.

Taşel’in bu çıkışı bile örgütte bir heyecana neden olacaktır diye düşünüyorum.

Fakat böyle bir çıkış yaptıktan sonra dağ fare doğurursa, yani ön seçim yapılmazsa, söz konusu heyecan yerini derin bir hüsrana bırakacaktır.

*

Yazımı sonlandırırken şunu ifade etmek isterim.

CHP Eskişehir Örgütü ön seçimi istiyorsa, Recep Taşel’in dediği gibi belediye başkanları da ön seçimi istiyorlarsa, o halde toplanıp CHP Genel Merkezi’ne resmi ön seçim taleplerini iletsinler. Ancak bu girişim, Taşel’in ifadelerini samimi hale getirir.

Haaa, belediye başkanları ön seçim istemiyorlar mı; olabilir, doğal haklarıdır, istemek zorunda değillerdir. O halde Recep Taşel, CHP örgütü olarak Genel Merkeze resmi ön seçim talebini iletmelidir. Böylelikle kendisinin de değer verdiği ve sürekli vurgu yaptığı söylem ile eylem uyumunu yerine getirmiş olacaktır.