Şimdiye kadar politikacılar konuştular, yurttaşlarımızdan oy istediler.

*

Yarın konuşma sırası yurttaşlarımızda!

Hangi cumhurbaşkanı adayına, hangi partiye ikna oldularsa o adaya ve partiye oy verecekler.

*

Bu noktada günler öncesinden yaptığım uyarıyı tekrarlamak istiyorum.

Provokasyon seviciler birliğimizi bozmak ve seçimi manipüle etmek maksadıyla aklımızın alamayacağı girişimlerde bulunabilirler. 

Böyle bir durumda sakinliğimizi korumamız ve tahrik olmamamız gerekiyor.

*

Seçimler, demokrasilerin olmazsa olmazı.

Yani oldukça doğal bir süreç.

Böylesine doğal bir süreci olağanüstüleştirmemek gerekiyor.

Dillere pelesenk oldu ya: Savaşa değil seçime gidiyoruz.

Kuşkusuz öyle.

O nedenle yarın Türk demokrasisinin bize verdiği yetkiyi  değerlendirip vatandaşlık görevimizi yaparak oyumuzu kullanalım.

Sürecin tabii bir sonucu var: Bir taraf kazanacak, diğer taraf kaybedecek.

Kim kazanırsa kazansız ülkeye hizmet edecek.

Çıkan sonuca da herkes katlanıp saygı gösterecek.

*

Bitirirken şuna dikkat çekmek istiyorum.

Yurttaşlarımız oy kullanırlarken duygularıyla hareket etmemelidir; zira tüm taraflarca öyle bir propaganda baskısı var ki, tarifi güç.

*

Öyleyse yapılması gereken belli: Hangi taraf daha fazla demokrasi, daha fazla eşitlik, daha fazla adalet, daha fazla özgürlük, daha fazla ekonomik refah ve tam bağımsızlık yönünde çabalayacağına inandırıyorsa o taraf dikkate alınmalıdır.