Geçtiğimiz gün bir arkadaşımın sokakta yıllardır baktığı kedilerinden biri, iki köpeğin saldırısı sonucu hayatını kaybetti. Bu cümleyi yazmak bile içimi acıtıyor. Çünkü bu sadece bir kedinin ölümü değil; sokaklarımızda giderek büyüyen bir tehlikenin, bir ihmal zincirinin sonucu. Sahipsiz sokak hayvanları meselesi artık sadece bir hayvanseverlik konusu olmaktan çıktı. Hem insanlar hem de diğer hayvanlar için giderek daha büyük bir tehdit haline geliyor.

Evet, hepimiz hayvanları seviyoruz. Ancak sevgiyi, sorumlulukla birlikte düşünmek zorundayız. Sahipsiz köpeklerin oluşturduğu tehlike sadece sokakta yürüyen insanlar için değil, diğer hayvanlar için de ciddi boyutlara ulaştı. Bir yanda saldırıya uğrayan çocuklar, yaşlılar… Diğer yanda parçalanarak ölen kediler, kuşlar… Bu tabloyu görmezden gelmek artık vicdanen de mümkün değil.

Bu yüzden belediyelerin ve devletin ilgili kurumlarının konuya daha kararlı bir şekilde eğilmesi şart. Barınaklar, doğal yaşam alanları, rehabilitasyon merkezleri… Bu yapıların sadece yapılması değil, sürdürülebilir şekilde işletilmesi gerekiyor. Hayvanların sahipsiz bir şekilde sokaklarda başıboş gezmesi ne onlara yakışıyor ne de bizlere. Çünkü bu hem onların hem de bizim güvenliğimizi tehdit ediyor.

Bu noktada Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin Sarısungur Mahallesi’nde büyük bir titizlikle sürdürdüğü Hayvan Bakımevi ve Doğal Yaşam Alanı projesi umut verici bir adım. 10 bin 750 metrekarelik geniş bir alana yayılan bu proje, tamamlandığında sadece bir barınak olmayacak; can dostların güvenle yaşayabileceği, tedavilerinin en sağlıklı şekilde yapılabileceği sıcak bir yuva olacak. İçerisinde kedi bakım birimi, operasyon alanı, karantina bölümü, köpek sahiplendirme ve yavrulu köpek binaları bulunacak.

Bu proje tamamlandığında, sokakta başıboş dolaşmak zorunda kalan hayvanlar için gerçek anlamda bir nefes olacak. Ancak unutulmamalı: Bu tür projelerin başarıya ulaşması sadece belediyelerin değil, hepimizin desteğiyle mümkün. Belediye yetkililerinin başlattığı mama bağışı kampanyası da bunun bir örneği. Hayvanseverler olarak bizler de bağışlarımızla, gönüllü desteğimizle bu çabaya katkı sunmalıyız. Çünkü bu mesele hepimizin ortak vicdan sınavı.

“Sevgi, şefkat ve yaşam hakkına saygı”… Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Şube Müdür Vekili Seçil Günege’nin bu sözü aslında konunun özünü çok iyi anlatıyor. Sahipsiz hayvanların yaşam hakkını korumak, onların güvenli bir ortamda yaşamasını sağlamak, hem bir insanlık görevi hem de toplumsal bir sorumluluk.

Artık sokaklarda ne insanların ne de diğer hayvanların korkuyla yaşamadığı bir düzen kurmak zorundayız. Bunun yolu da plansızca hayvanları sokakta bırakmaktan değil, onları güvenli yaşam alanlarına kavuşturmaktan geçiyor.

O yüzden geç kalmadan, barınakları tamamlayalım, doğal yaşam merkezlerini açalım. Çünkü sahipsiz sokak hayvanları meselesi, artık bir vicdan değil, bir güvenlik meselesidir.