Emirdağlıları nasıl bilirsiniz, diye sorduğumda genelde şu cevap verilir: Çok çalışkanlar, ticareti iyi bilirler ancak kardeşler bile birbirleriyle geçinemez!

*

Geçtiğimiz günlerde Emirdağ Belediye Başkanı Serkan Koyuncu, Eskişehir’de bir gece tertip ederek önde gelen Emirdağlıları topladı.

Eskişehir Emniyet Müdürü Yaman Ağırlar başta olmak üzere, üst düzey bürokratlarında yer aldığı toplantıda, Emirdağlıların sorunları gündeme getirildi.

*

Bu noktada serbest kürsü kuruldu, konuşmak isteyen isimlere 10 dakika verildi.

Pek çok isim söz aldık ancak biri vardı ki, Emirdağlıların deyim yerindeyse röntgenini çekti.

O isim, aynı zamanda bir Emirdağlı olan Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz’dü.

*

İşte,Elagöz’ün ifadeleri:

‘ODALAR DIŞINDA YOKUZ’

“Biz birbirimizi çekemiyoruz, birimiz bir yere geldiğinde fesatlanıyoruz. Bakın arkadaşlar, bürokraside yokuz, belediye başkanımız yok, belediye başkan yardımcımız bile yok, milletvekilimiz yok. Odalar dışında yokuz arkadaşlar. Bir Baro Başkanı bunları söyledi diye şaşırabilirsiniz, ancak söylediklerimin gerçek olduğunu, doğru olduğunu sizler de biliyorsunuz. Bir hemşeriniz olarak ne isterim ben? Birlik ve beraberlik içerisinde güçlü Emirdağlılar olmasını isterim. Emirdağlıların, Eskişehir yönetiminde söz sahibi olmasını isterim.

DİDİŞMEK, FESATLANMAK, YARIŞMAK…

Eskişehir ekonomisinin bir kısmını Emirdağlılar ayakta tutuyor, bunu da herkes biliyor. Ama yönetim kademelerinde etkili olamıyoruz. Birbirimizle didişmek, birbirimize fesatlanmak, birbirimizle yarışmak… Bu yanlış. O yüzden bir hemşerimiz bir noktadaysa, kim olduğunun hiç önemi yok bana göre, hangi düşünceden hangi ideolojiden olduğunun da bana göre bir önemi yok, eğer hemşericilik anlamında bakarsak konuya herkesin birlik beraberlik içerisinde destek vermesi beklenir. Bunu yapmadığımız müddetçe, bu anlayış değişmediği müddetçe maalesef böyle gelmiş böyle gideriz diye düşünüyorum. Bir de Emirdağ’da şöyle bir şey var. Bizde çok başlılık da var; köylüler birliği, vakıf, platform… Yani bunların bir çatı altında toplanması ve daha aktif bir şekilde Eskişehir’de lobicilik faaliyeti yapması gerek.”

*

Mustafa Elagöz’ün, hemşerilerine ilişkin düşüncesi böyle.

Aslında tüm Emirdağlıların ortak kanaati bu, fakat iş durumu düzeltmeye gelince başarılı olunamadığı görülüyor.

Vaziyet böyle olunca espri yapmak suretiyle işin genetik bir sorun olduğunu ifade edenler bile var!

*

Son dönemde Emirdağlılar Vakfı’nda yaşanan karışıklıkları biliyoruz. Bir süre genel kurul yapılamadı, yönetim var yok gibi bir şeydi; dahası, Emirdağlılar, vakıf nedeniyle mahkemelik oldular.

Uzun gayretler sonrasında sulh ilan edilerek vakıftaki sorun çözüldü, ardından genel kurul yapıldı ve Eskişehir’in başarılı bürokratlarından Veli Görkem Pala vakfın başkanı olarak seçildi.

Bunun yanı sıra yakın geçmişte kurulan ve kısa zamanda gözle görülür bir ivme kaydeden, daha çok Avrupa’daki Emirdağlıların sorunlarıyla ilgilenen Avrupa Platformu’nun Başkanı Sebahattin Tetik’in de, Veli Görkem Pala ile ilişkilerinin iyi olduğu görülüyor. Zira Tetik’in, vakıf genel kurulunda Veli Görkem Pala’yı desteklediği biliniyor.

Fakat bu ilişki uzun sürer mi? Ciddi şüpheler var.

*

Dahası, sadece Pala ile Tetik arasındaki ilişkinin iyi gitmesi de yetmiyor. Bahse konu isimlere muhalif olan ve sözü geçen Emirdağlıların da birlikte hareket etmeye hazır olmalar gerekiyor.

Bu anlamda Mustafa Elagöz’ün yukarıda aktardıklarını anımsayalım; didişmek ve fesatlanmak Emirdağlılar ile anılan iki tehlikeli kelime.

Yani her an her şey olabilir; öyle ki, Emirdağlıların önünde kısa süre içerisinde gerçekleşecek iki seçim var: genel ve yerel seçimler!

Bu seçimlerde ya birlik olacaklar ya da didişmeye ve fesatlanmaya devam edip köşe başlarını diğer hemşeri gruplarına kaptıracaklar.