Bazen bir mahallede yaşanan küçücük bir olay, aslında devletin vatandaşa uzanan şefkatli elinin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde yaşanan bir olay da tam olarak böyleydi. Muhtar ile polisin iş birliği sayesinde 47 yıldır yürüyemeyen ve hayatını akülü tekerlekli sandalye ile sürdüren Zeynep İçen, yepyeni aracına kavuştu. Bu, hem bir dayanışma hikâyesi hem de “Toplum Destekli Polislik” uygulamasının en güzel örneklerinden biriydi.

Zeynep İçen’in hikâyesi aslında çok tanıdık… Küçük yaşta geçirdiği havale sonrası belden aşağısı tutmuyor, yıllardır evinde sürünerek işlerini yapıyor, dışarıya ise ancak akülü aracıyla çıkabiliyordu. Ancak yıllardır kullandığı sandalyesi kırılınca hayatı daha da zorlaşmış. İşte tam bu noktada Fevziçakmak Mahallesi Muhtarı Ayşe Çıraklı devreye girmiş. Durumu öğrenir öğrenmez mahalle polisiyle paylaşmış. Ardından Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’nün desteğiyle yeni bir akülü araç temin edilmiş.

Teslimat günü ise tam anlamıyla duygu dolu bir tabloya sahne olmuş. Polis ekipleri aracı getirip Zeynep İçen’e teslim etmekle kalmamış, evinin önündeki rampayı da yenileyerek daha kullanışlı hale getirmiş. Zeynep Hanım’ın polislere çay ikram edip, dualar eşliğinde teşekkür etmesi ise işin en güzel tarafıydı. Onun, “Allah devletimize, milletimize zeval vermesin” sözleri aslında sadece kendi duygularını değil, hepimizin yüreğinden geçen minneti yansıtıyordu.

Burada altı çizilmesi gereken nokta, polisin sadece güvenliği sağlayan değil, aynı zamanda toplumsal hayatın her alanına dokunan bir kurum olduğudur. Toplum Destekli Polislik anlayışı, işte bu yüzden çok kıymetli. İnsanların ihtiyaçlarını gören, onlara yalnız olmadıklarını hissettiren bir emniyet teşkilatı, toplumsal huzurun en önemli teminatıdır.

Elbette ki Muhtar Ayşe Çıraklı’nın ilgisi de övgüyü hak ediyor. Mahallesindeki bir vatandaşının derdini kendi derdi bilmesi, “muhtarlığın sadece evrak işleriyle sınırlı olmadığını” bir kez daha gösterdi. Mahalle kültürünü yaşatan, insanına sahip çıkan muhtarların önemi böyle örneklerle daha da ortaya çıkıyor.

Sonuç olarak, Zeynep İçen’in yeni akülü sandalyesi belki tek başına bir kişiyi ilgilendiriyor gibi görünebilir. Ama aslında bu olay, birlik ve dayanışmanın, devlet ile vatandaşın el ele vermesinin, muhtar ile polisin iş birliğinin ne kadar anlamlı sonuçlar doğurabileceğinin en güzel göstergesi. Böylesi örnekler çoğaldıkça hem vatandaşın devlete güveni artar hem de toplumdaki sevgi ve saygı bağları güçlenir.