15 Mart günü şöyle bir twit atmıştım:

“Memurluktan istifa edip AK Parti'den adaylık başvurusu yapacak isim sayısını merak ediyorum. Geçtiğimiz dönemlerde epey fazlaydı. Aday yapılmayacaklarını bildikleri halde görevde yükselmek amacıyla adaylık başvurusu yapıyorlardı. Bürokrasi seçim sonucu hakkında ipucu verir”

*

Milletvekili aday adayı olmak isteyen kamu görevlilerinin istifa etmeleri için son tarih 16 marttı. Yurt genelinde, bürokraside, yoğun bir hareketlilik görülmedi. Eskişehir’de de benzer durum söz konusu. Memurlardan, özellikle yönetici konumunda olan bürokratlardan çıt çıkmadı. Dahası, kamu içinde çalışıp da AK Parti’nin fedaisi gibi görünen pek çok isim biliyoruz; öyle ki, bazıları AK Parti’nin il ve ilçe başkanları gibi hareket ediyorlar. Fakat gelin görün ki o isimler de sus pus. Hiçbiri AK Parti’den milletvekili aday adayı olmak için talepte bulunmadı.

*

Başta da belirttiğim gibi, bürokrasi, seçim sonucu hakkında ipucu verir.

Çünkü sürecin gidişatını en iyi koklayanlar, çoğu zaman kamu çalışanları oluyor.

Öyleyse, daha önce, AK Parti’den aday adaylığı yarışına girişen bürokrasi, 14 Mayıs’a adım adım yaklaşırken niçin görünmez olmayı tercih ediyor?

Nedeni basit: Bu sefer AK Parti’nin kazanacağından emin değiller!

Görevde yükselme hayallerini bırakın, kazanacağını düşündükleri muhalefetin seçimden sonra hışmından korunurlarsa onlara yetecek.

Dolayısıyla şu an kafalarını kuma gömüyorlar, ‘ne partisi yahu biz devlet memuruyuz siyasete bulaşmayız’ havasındalar.

Fakat yersen!

AK Parti bir kazansın, ‘yaşasın kral’ diyerek tekrar horozlanacaklar!

Bu noktada onlar için önemli bir tehlike var. AK Parti, bürokratların bugünkü çekimser hallerini görmüyor mu? Elbette görüyor. O halde, seçimden sonra AK Parti kazansa dahi bürokratları pek de rahat günler beklemiyor…