Eskişehir’de yıllardır konuştuğumuz ama bir türlü somut adımlarını yeterince göremediğimiz bir başlık vardı: kentsel dönüşüm. Her depremden sonra hatırlanan, her riskli bina gündeme geldiğinde tartışılan, ama iş icraata gelince ağır ilerleyen bir süreç… Büyükşehir Belediyesi’nin de en çok eleştirildiği alanlardan biriydi açıkçası. Haksız da değildi bu eleştiriler. Çünkü Eskişehir’in yapı stoku yaşlanıyor, risk artıyor, beklenti büyüyordu.

Bugün geldiğimiz noktada şunu net söylemek gerekiyor: Hâlâ yeterli değil ama artık “hiçbir şey yapılmıyor” demek de mümkün değil. Uzun süre yerinde sayan bu alanda nihayet bir hareketlilik var. Belki geç kalındı, belki daha hızlı olunmalıydı ama sıfırdan bire geçmek de küçümsenecek bir adım değil. Asıl mesele, bu adımların devamının gelip gelmeyeceği.

Bu kapsamda Gündoğdu Mahallesi’nde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları önemli bir örnek. Büyükşehir Belediyesi’nin “Gündoğdu 2. Etap B” projesiyle yeni bir safhaya geçildi. Yer teslimi yapıldı, temel kazı çalışmaları başladı. Kulağa teknik bir gelişme gibi geliyor olabilir ama Eskişehir ölçeğinde bu, yıllardır beklenen bir fotoğraf aslında: Sahada çalışan makineler, somut bir inşaat süreci ve ilerleyen bir takvim.

Projenin konumu da dikkat çekici. Organize Sanayi Bölgesi’ne ve çevre yoluna yakınlık, ulaşım açısından ciddi bir avantaj sunuyor. Ama asıl önemli olan, bu dönüşümün sadece “eski binaları yıkıp yenisini yapmak” anlayışıyla ele alınmaması. En azından açıklanan proje detayları bunu gösteriyor.

Toplam 20 bin 500 metrekare inşaat alanına sahip projede 5 blokta 111 konut, 4 iş yeri ve bir de kreş yer alacak. Yani yalnızca konut üretimi değil, sosyal ihtiyaçlar da düşünülmüş. Bugün kentsel dönüşüm denildiğinde en çok eleştirilen noktalardan biri de bu zaten: İnsanları yeni binalara taşıyorsunuz ama mahalle kültürünü, sosyal alanları, yaşam kalitesini ihmal ediyorsunuz. Gündoğdu’daki bu proje, en azından kağıt üzerinde bu eleştirilerin farkında olunduğunu gösteriyor.

Enerji verimliliği tarafı da önemli. B sınıfı enerji kimlik belgesi, çatılara kurulacak 188 güneş paneli, yağmur suyu toplama sistemleri… Bunlar kulağa detay gibi gelebilir ama artık çağımızın gereklilikleri. Kentsel dönüşüm dediğiniz şey sadece betonarme güvenliğiyle sınırlı kalmamalı. Çevreye duyarlı, sürdürülebilir ve uzun vadede hem vatandaşı hem kenti rahatlatan çözümler üretmek zorundasınız. Bu anlamda projede kullanılan yüksek ısı ve ses yalıtımı sağlayan malzemeler de önemli.

Elbette işin bir de sahadaki karşılığı var. Kağıt üzerinde her şey güzel görünebilir ama asıl belirleyici olan, mahalle sakinlerinin ne düşündüğü. Gündoğdu Mahallesi Muhtarı Adem Karaman’ın açıklamaları bu açıdan dikkat çekici. İlk etapta teslim edilen binalarda vatandaşların oturmaya başlaması, arsa sahiplerinin memnuniyeti, verilen sözlerin tutulduğu yönündeki ifadeler… Bunlar, yerel yönetim açısından önemli bir kredi demek. Çünkü kentsel dönüşümde en zor iş, güven inşa etmektir.

Hak sahibi vatandaşların memnuniyetini dile getirmesi de küçümsenmemeli. Yıllarca evinin yıkılmasını beklemiş, belirsizlik yaşamış insanlar için bu tür projeler sadece yeni bir daire değil, aynı zamanda bir rahatlama anlamına geliyor. “Belediye sözünü tuttu” cümlesi, belki de bu sürecin en kritik cümlesi.

Ama tekrar altını çizmekte fayda var: Eskişehir’in ihtiyacı olan dönüşüm, birkaç etapla sınırlı kalmamalı. Şehrin çok geniş bir alanında riskli yapı stoku bulunuyor. Zamanla yarışıyoruz ve bu yarışta yavaş kalma lüksümüz yok. Bugün atılan bu adımlar, yarın daha büyük ve daha kapsamlı projelere dönüşmezse, yine aynı eleştirileri yapmaya devam ederiz.

Özetle… Eskişehir’de kentsel dönüşüm konusunda nihayet bir şeyler oluyor. Bu önemli. Değerli. Ama yeterli değil. Asıl sınav bundan sonra. Bu hız korunacak mı, bu irade sürdürülecek mi, dönüşüm tüm kente yayılacak mı? Bunların cevabını zaman gösterecek. Şimdilik söyleyebileceğimiz tek şey şu: Hiçbir şey yapılmayan bir düzenden, bir şeylerin yapıldığı bir düzene geçildi. Ve bu, doğru yönde atılmış bir adımdır.