Eskişehir’de afet riskli alanlar niçin dönüştürülemedi?

Kahramanmaraş merkezli olan ve 10 ili etkisi altına alan deprem felaketiyle beraber gözler deprem olma ihtimali yüksek illere çevrildi. Bu illerden bir tanesi de Eskişehir. Bir haftadır Eskişehir’in deprem gerçeğine ilişkin yazılar kaleme alıyor ve uyarılarda bulunuyorum. Bugün de söz konusu meseleyi gündemime aldım.

*

ES TV’de Eskişehir’in afet riskli bölgelerini, depremde yerle bir olma ihtimali yüksek alanlarını ve dönüşüm problemlerini masaya yatırdığımız sırada, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen telefon aracılığıyla yayınımıza bağlandı. Başkan Büyükerşen, 2012 yılından bu yana ‘siyasi saiklerle engellendiklerini’ vurgulayarak Eskişehir’de afet riskli bölgelerin dönüşümünün yaptırılmadığını kaydetti.  

*

Şimdi, Başkan Yılmaz Büyükerşen’in ifadelerini aktarıyor ve bu haftalık ‘VAZİYET’ sütunlarını kapatıyorum.

*

İşte, Büyükerşen’in aktardıkları:

büyükerşen-3

BAKANLIK DESTEĞİYLE İTÜ İLE ÇALIŞILDI

“2012 yılında Eskişehir’de deprem bölgelerinin belirlenmesini istedik bakanlıktan. Doğru bir şekilde, ellerindeki bilgilerle… Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bize dedi ki, doğrudur, Bakanlar Kurulu karar aldı. Dedi ki: Bazı bölgeler Eskişehir’de depreme dayanıklı değildir. Mutlak suretle bazı tedbirlerin alınması lazımdır ve ResmiGazete’de yayımlandı. Arkasından da Büyükşehir Belediyesi’ni bu konuda plan hazırlamak üzere görevlendirdiler. Hatta dediler ki: Masrafının da yarısına biz bakanlık olarak katılırız. Biz bunun üzerine İstanbul Teknik Üniversitesi ile anlaştık.4 milyon küsur liraydı çalışmanın bedeli. Bunun yarısını bakanlık karşıladı. İTÜ uzunca süren bir çalışma sonunda, jeolojik etütleri de yapmak suretiyle Eskişehir’de bir plan hazırladı ve belli bölgeleriafet riskli bölge olarak belirledi. 17 hektar alandan bahsediyorum. Yapılan bu planları bakanlığa gönderdik. Bakanlık uzun incelemelerden sonra, ‘eksik yapmışsınız, bu bölgenin 50 küsur hektara çıkarılması lazım’ dedi.”

İŞ UZAYINCA BAKAN ÖZHASEKİ İLE GÖRÜŞTÜ

Bakanlığın isteği doğrultusunda genişlettik afet riskli bölgeleri belirlemek üzere. Tekrar o planlar da gönderildi bakanlığa. Bakanlık bu sefer dedi ki: ‘Yeterli değil çünkü yeteri kadar cami, yeteri kadar yeşil alan ayrılmamış. Revize edin bu projeyi’ dedi. Oturduk revize ettik. Bakın, 2012 yılından bu tarafa doğru gelin. Revize edip gönderiyoruz ama uzun incelemelerden ve uzun süre kendilerinde kalan projeyi bakanlık bir müddet sonra bir bahane buluyor, tekrar bize gönderiyor ‘Şurayı da revize edin’ diye. Güya İTÜ’deki hocalar da yetiştirdikleri talebeler de bakanlıkta oldukları için onlarla da yakın ilişkiler içinde yapılıyor bu işler diye bilmekteyiz. Nihayet yapa boza yapa boza bir plan çıktı ortaya. O planın çıkması sırasında, bu açık oturumda ismi de geçen bir akademisyen arkadaşımızla, mesleğine dayanarak, mesleğinin gereği olarak, kendisi de deprem söz konusu olunca Eskişehir için, televizyonlara çıkan, yazılar yazan, basın toplantıları yapan bir arkadaştı. O da zaman zaman projeleri eleştiren beyanlarda bulunuyordu. Nihayet en sonunda, biz baktık ki bu iş çok uzuyor. Ben kalktım Ankara’ya gittim ve Bakan Mehmet Özhaseki’yerica ettim. Dedim ki: Ne olur bakanlığındaki personeli sıkıştır. Boyuna değiştirtiyorlar bizim planları. Bir an öncenihai kararlarını versinler, yapsınlar’ dedim. ‘Tamam’ dedi Sayın Özhaseki.

DAVA AÇILDI, AFET RİSKLİ BÖLGELERE İNŞAAT RUHSATI İSTEDİLER

Tarihleri, belgeleri hepsi var. İsterseniz yazışma numaraları, kayıtları olmak üzere sizlere de verebilirim. En sonunda yap boz yap boz yap bozla bir plan çıktı. Afet riskli bölgeler Eskişehir’de gözüküyor. Aşağı yukarı 8 mahalleyi kapsayan genişlikte ve bakanlığın isteği üzerine alan genişletilmiş bir şekilde projeler çıktı. Tabii her seferinde İTÜ bunun yapımcısı olduğu için İTÜ’nün de görüşleri, raporları oluyor bütün revizyonlarda. Sonunda bir vatandaş, afet riskli bölgedeki bir vatandaş, yeraltı sorunları ile ilgilenen bir arkadaşın da moderatörlüğünde onun gayretiyle bir dava açtı. Bakanlar Kurulu kararına dava açtı. Karara karşı açılan davada Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Yürütmeyi durdurma kararı verince biz uğraşmaya başladık yeni baştan. ‘Ne isteğiniz varsa söyleyin’ dedik. Şehrin imar planlarına başlayacağız, bu afet riskli bölge kesin olarak belirtilemediği için başlayamıyoruz. Bu arada, bir vatandaş bakanlığın kararına karşı yürütmeyi durdurma kararı aldıktan sonra uzunca bir süre geçti. Yürütmeyi durdurma karar alınınca bu sefer, afet riskli bölgede evi ve arazisi olanlar ilgili belediyelere başvurarak inşaat ruhsatı istediler. Çünkü afet riskli alan kararı orta yerden kalkmış oldu. Tepebaşı Belediyesi de Odunpazarı Belediyesi de bazı yerlere ruhsat vermek zorunda kaldı.

SADECE PORSUK 1 VE PORSUK 2 KURTARILDI

Biz yine telaşlandık, yine planların son bir kez daha revizyonunu yaparak tekrar gönderdik. Bu sefer ne oldu biliyor musunuz, tuttu bakanlık ve bakanlığa müracaat eden bir vatandaş Bakanlar Kurulu kararına karşı dava açtı. Bakanlar Kurulu kararına da dava açılınca Eskişehir’de afet riskli bölge kalmadı. Biz bu sefer, hepinizin bildiği, Porsuk’la ilgili bazı yerleri kurtarabildik. ‘Porsuk 1, Porsuk 2 projesi bunun dışındadır’ dedik. Çünkü daha evvelki revizyonlarda oralara pek gelmiyordu bu planlar. Bakanlık da fazla musallat olmuyordu. Sonunda oturduk Porsuk 1 ve Porsuk 2 projeleri üzerinde çalışmaya başladık. Hiç olmazsa dedik ki şehrin o kısmını geliştirelim. Ama diğer tarafta o müracaat eden vatandaşlar inşaat ruhsatı alarak afet riskli olan bölgede inşaatlar yapmaya başladılar. Kısacası böyle bir macerayı geçirdik. Bugün hala elimizde afet riskli bölge diye bir bölgenin bakanlıkça kabul edilmiş, yürürlükte olan bir projesi kalmadı. Bakanlık da işin peşini bıraktı. Biz kendi yaptığımız, geri kalan bölgedeki imar planlarını yaptık.

SİYASETEN ENGELLENDİKLERİNİ SÖYLEDİ

Maalesef siyasi amaçlı olduğunu düşündüğüm ve kuvvetle de inanmaya başladığım çeşitli müdahalelerle Eskişehir’in imar planları meselesi bir türlü uygulanabilir hale getirilmeyip engellenmek için ne lazım geldiyse yapıldı. Bu da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndaki çok bilmişler ile yapıldı. Tabii bunun altında siyasi birtakım gayretlerin de olabileceğinden ciddi şekilde endişe etmekteyim. Bunu açıkça söylemekten de çekinmiyorum. Tabii bu durum karşısında biz bir yandan da Eskişehirli mülk sahiplerine şu iptal edilen afet riskli bölgedeki arsa ve bina sahipleri dahil proje tanıtım alanı olarak belirlediğimiz nikah salonunda kendilerine verdiğimiz bilgiler sonunda kendilerinden muvafakatlerini da aldık. Fakat son geldiğimiz noktada oturduk dedik ki, mahkeme kararlarıyla bakanlar kurulunun kararları da iptal edildiğine göre ve şehir afet riskli bölgenin söz konusu olmadığı bir planlamayla bizi karşı karşıya bırakınca, bakanlığa çeşitli yazılar yazdık. Dedim ki:Depremin ne zaman olacağı belli değil. Onun içineğer bir deprem olursa niçin bunun planı afet riskli bölgelerde yapılıp da yenilenmedi şehir, yeni bir dönüşüm sağlanamadı sorusuyla karşı karşıya kalırsak bunun sorumlusu kim diye şimdi ben soruyorum bakanlığa dedim.

ESKİŞEHİR’İN YAPI STOKU ÇIKARILACAK

Sonunda dedik ki arkadaşlarla, hiç olmazsa biz Eskişehir’de afet riskiyle karşı karşıya kalabilecek bina stoklarını tespit edelim. Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte 3 belediye başkanı protokol imzaladık. Bina stokunun en kısa zamanda tespit edilebilmesi için. Onu aldıktan sonra elimizde bir de bu belge olacak. Bu belgeyle de‘afet riskli bölge ne olacak’ diye yine hükümete başvuracağız.”





DÜNYA İNSANLARI

dünya insanları-8

Fotoğraf: Adem Altan/Fransız Haber Ajansı
Kahramanmaraş'ta bir baba, depremde hayatını kaybeden 15 yaşındaki kızının elini dondurucu soğuğa rağmen bir an bile bırakmadı…



AFİŞ
Tangshan Dadizhen

afiş-15

Çin’in Tangshan bölgesinde 1976’da yaşanan ve 255 bin insanın yaşamını yitirdiği 7,8’lik büyük depremi konu alan film, deprem sonrası bir ailenin hayatının nasıl paramparça olduğunu etkileyici bir dille izleyicisine sunuyor.



KARİKATÜR

karikatür-16

Grafik Sanatçısı Abrar Sabbah, Charlie Hebdo'nun Türkiye'nin yaşadığı deprem felaketine ilişkin yayınladığı ve dünya çapında tepki gören kabul edilemez karikatürü yeniden düzenleyerek, "Hey Ahlaksız Charlie Hebdo. Öyle çizmeyecektiniz. Böyle çizecektiniz! Yeniden ayağa kalkacağız. Bu güçlü millet yeniden ayağa kalkacak” dedi.



BİR TWEET

tweet-2

Celalettin Kesikbaş
Bugün Eskişehir sokaklarında dolaştım. Mühendislik damarım kabardı. Sokaklar 10-12 adım. Binalar 4-5 kat, 7-8 kat olan yerler var. Sonra düşündüm,arsa neden üretilmiyor? Metrekaresi 1000 dolara araziler satılıyor. Allah Eskişehir’imizi korusun. Sonra düşündüm, düşünürsem sıkıntı olur mu?