Nebi Hatipoğlu’nun dikkat çeken önerisi

Eskişehirspor’un transfer yasağı, Trabzonspor dosyasını kapatmasıyla birlikte kaldırıldı. Hemen ardından peş peşe transferler ve yeni teknik direktör geldi. Sportif anlamda ölü toprağı serilen şehir bir anda hareketlendi. Haberi duyan taraftarlar Eskişehirspor tesislerine giderek coşkulu bir kutlamaya imza attılar.

*

Bu noktada en dikkat çeken girişim ve öneri, Eskişehirspor’un eski Başkanı Nebi Hatipoğlu’ndan geldi. Hatipoğlu önce iki oyuncunun transfer masraflarını karşılayacağını söyledi ve ardından bombayı patlatarak dedi ki:

İLK BAĞIŞÇI HATİPOĞLU OLACAK

“İmara açık yada kapalı tarlaların Eskişehirspor’a aktarılarak imara açılması ve buradan elde edeceği gelirle borcunu sıfıra indirmesi gerekiyor. Bunun içinde ilk olarak ben söz veriyorum ve bu projenin gerçekleşmesi için elimden geleni yapacağım.”

*

Hatipoğlu’nun iki oyuncunun masraflarını karşılaması şık ve şehrin ileri gelenlerini teşvik edebilecek nitelikte bir hareket. Öte yandan, İmara açılmak suretiyle Eskişehirspor’a tarla bağışlanması formülü de dikkat çekiyor. Samimiyetini göstermek için de ilk tarlayı kendisinin bağışlayacağını söylüyor. Şahsen bu konuda benim fikrim şu: Hatipoğlu’nun bu önerisi, takımın bugününü olmasa da uzun vadede geleceğini kurtarabilir. Çünkü meşakkatli ve uzun süreye yayılabilecek bir iş. Tarla bağışçısını bulacaksın da, orayı imara açacaksın da, -araya bürokrasi giriyor en nihayetinde- tek bir tarlaya özel imar yapamayacağın için belli bir alanın imara açılması gerekecek, bu nasıl yapılacak, kısacası çok girift bir süreç. Burada halihazırda imarlı olan araziler bağışlanır ve hemen bir müteahhit bulunup değerlendirilirse Eskişehirspor’un menfaatine daha hızlı bir süreç işleyebilir. Beri yandan, şunu da ifade etmek isterim. Eskişehirspor’a şahsi arazisi olan isimler bağış yapmalı. Ama kamu arazilerinin imara açılıp bağış yapılmasından yana değilim. Çünkü o araziler halkın ve halkın çoğunluğunun onayı olmadan (referandum veya anketle belirlenebilir) böyle bir tasarrufa gidilmesi doğru olmaz. Yine bakın, bağış yapacak olan kişi ya da kurum, artık Eskişehirspor’a güvenebilmeli. Bu da şirketleşme yönteminden geçiyor. Paranın nereye gittiği, ne şekilde gittiği, denetime açık, şeffaf bir sistem olursa ve kulübü yönetenlerin tümünün ağır sorumluluk taşıdığı bir yapıya insanlar güvenir. Bu koşul sağlanamadığı taktirde Eskişehirspor’a dişe dokunur bir destek gelmeyeceği görüşündeyim.

Nadir Küpeli’den üniversitelere çağrı

“Dünya küçüldükçe rekabet sertleşmeye başladı. Eski metotlar ile mücadele ederek, dünya pazarında yeteri kadar pay almamız artık mümkün gözükmüyor. Bundan dolayı bizim öğretim üyelerine ve üniversitelerimize çok daha fazla ihtiyacımız var. Ülkemizde üniversite-sanayi iş birliği istenilen boyutta olmasa bile hızla gelişmekte, sanayiciler olarak bizler, üniversitelerimizden birçok konuda beklenti içerisindeyiz. Eskişehir OSB olarak iş birliğine her zaman hazırız. Uygulanabilir tasarımların sanayi ile buluşması ve bunların üretime, endüstriye, istihdama ve ihracata dönüşmesi gerekiyor. Yaptıklarınıza ve geliştirdiklerinize sanayi olarak bizim çok ihtiyacımız var. Bilimsel ilerleme ve gelişme olmadan sanayinin daha fazla ilerlemesine imkân yok. Bu noktada mühendislik ve mimarlık fakültesine çok fazla iş düşüyor. Çok daha kullanışlı ürünleri geliştirip tasarlayarak insanların konforunu artırmamız gerekiyor. Biz de sanayiciler olarak bu yeni ürünleri üretmek ve bunları dünya pazarına sunmak istiyoruz. Bunun için de beraber çalışarak, birlikte bu işleri başararak hem ülkemize hem şehrimize katkıda bulunmalıyız.”

Okuduğunuz ifadeler Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Başkanı Nadir Küpeli’ye ait ve Küpeli bu ifadeleri, Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dış Danışma Kurulu Toplantısında kullandı. Küpeli’nin özetle dediği şu: Sanayinin gelişmesinde bilimin önemi çok büyük ve bu noktada üniversitelere ciddi görevler düşüyor! Bende diyorum ki: Ülkemizde nitelikli üniversite ve akademisyen sayısı hızla düşüş gösterse de elde kalan ‘iyiler’, elini taşın altına koymalı, yan gelip yatmamalı, bana ne dememeli, ben mi kurtaracağım diye düşünmemeli. Kısacası, inatla mücadele etmeli!

CHP’de iki aday adayı daha

Seçim takvimi yaklaştıkça, Eskişehir'de CHP'den milletvekili aday adayı olmak isteyen isimler netleşiyor. Daha önce Kadir Kodak ile Nuray Akçasoy aday adayı olduklarını açıklamışlardı. Sağlı Sollu Haber’in aktarımına göre, Garip Yıldırım ile Ali Ünal da aday adayı olduklarını ilan etme kararı aldı. Buna göre 11 Şubat Cumartesi günü Garip Yıldırım'ın, 12 Şubat Pazar günü ise Ali Ünal'ın parti önünde aday adaylıklarını açıklamaları bekleniyor. Öte yandan Ufuk Uysal, İbrahim Arslan, Mustafa Önder ve Figen Kahya'nın da aday adayı olmak için nabız yokladıkları konuşuluyor.




DÜNYA İNSANLARI

dünya insanları-7

Fotoğraf: Spencer Platt / 2006
Beyrut’ta İsrail tarafından bombalanmış bir sokağı, ilk ateşkesin ardından, üstü açık lüks bir otomobilde pahalı giysiler içinde gezen İsrailli gençler, karmaşa ve savaşı görüntülüyorlar…




AFİŞ
Salgın


Afiş-14

2011 ABD-Birleşik Arap Emirlikleri ortak yapımı olan film, hava ve solunum yoluyla rahatlıkla geçen ve insanları birkaç gün içinde öldüren bir virüsün salgın şeklinde hızla yayılmasını anlatıyor. Dünya çapında uzmanlardan oluşan medikal bir ekip, hem salgına çare bulmaya çalışır hem de insanlarda virüsten daha da hızlı yayılan panik halini kontrol altına almaya uğraşır. İnsanlar bir taraftan canlarını kurtarmaya çalışırken diğer taraftan dağılmanın eşiğine gelen toplumsal hayata tutunma mücadelesi verirler...




KARİKATÜR

karikatür-15Çizen: Hafiz NESİROĞLU



FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA

fotonun dili olsa-3

Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum: Ne güzel değil mi başkanım Mihalıççık? Şu doğaya bakın, karlar içinde dağlar, temiz hava, sessizlik, yalnızca kuş sesleri, insan yaşadığını anlıyor onca hayat telaşesinin içerisinde...

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Yaşamak demişken, bak sana Nazım’dan bir şiir okuyayım. ‘Yaşamak şakaya gelmez,büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın. Bir sincap gibi mesela,yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,yani bütün işin gücün yaşamak olacak…’




BİR TWEET

twit-7

Güven Erdoğan

Hübbülhirratiminel iman (Kedi sevmek imandandır). En üstün sadaka, bir canlıyı doyurmaktır. Kışın köpekler 17 saat, kediler ise 6 saat aç kalırsa maalesef donarak ölüyor. Başkaları doyurur deme, o başkası sensin!