‘Dezenformasyonla Mücadele Yasası’ görüşmeleri TBMM Genel Kurulu’nda başladı. Yasa tasarısını hazırlayan isim oldukça tanıdık. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’e gelen, Emirdağlı hemşerimiz, MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter tarafından hazırlandı.

*

Yönter, Eskişehir’de düzenlediği basın toplantısında Dezenformasyonla Mücadele Yasasına ilişkin her ne kadar “gazetecilerin içi rahat olsun, onları da rahatlatacak, onların da lehine olacak bir yasa” şeklinde bir tarif yapsa da, medya mensuplarında tedirginlik hakim.

*

Evet, dezenformasyon, yalnızca Türkiye’nin sorunu değil, dünyanın sorunu. Özellikle sosyal medyanın güçlenmesiyle beraber dezenformasyon hat safhaya ulaştı. Sanırım bu konuda mağduriyet yaşamayan kişi ve kurum neredeyse yoktur. Bu anlamda yasanın çıkış noktasını doğru buluyorum. Sosyal medya, denetim altına alınmalı, dezenformasyon neticesinde yaşanan mağduriyetler asgari düzeye indirilmeli.

*

Fakat bunu yaparken, iş, ‘avlanma’ anlayışına dönmemeli.

*

Şimdi bu yasa, yalnızca sosyal medyaya bir denetim getirmiyor. Yasanın,aynı zamanda internet haber medyası ile konvansiyonel medyaya da çok ciddi yaptırımlar getirdiğini ifade etmek zorundayım. Öyle ki bu yaptırımlar, kötüye kullanıldığında, ciddi bir sansürü de beraberinde getirecek gibi görünüyor.

*

Eğri oturup doğru konuşmak gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde demokrasinin olduğunu söylememiz mümkün değil. Bunu sadece iktidar partisini kastederekifade etmiyorum. Ülkemizde demokrasi, AK Parti iktidarından önce de yoktu. Fakat AK Parti’nin 20 yıllık iktidarı boyunca demokrasimizin gelişimine dair bir hareket göremedik. Ya da şu ifade daha doğru olur: Evet, 2006’ya kadar gözle görülür demokrasi adımları atıldı. Ancak 2006’dan sonra ciddi bir geriye gidiş başladı.

*

Bu anlamda sosyal medyaya, internet haber medyasına ve konvansiyonel medyaya gelecek olan ağır yaptırımların, art niyetli bir biçimde kullanılmayacağının garantisini kim verebilir?

*

Şahsi olarak, medyanın; kişiler, kurumlar ve toplumu mağdur etmeyecek kurallara tabi tutulmasından yanayım. Olması gereken bu. Fakat muktedirler tarafından bu kuralların kötüye kullanılmasına şiddetle karşıyım ve ciddi anlamda endişelerim var!

*

Haber yapamaz hale gelebiliriz! Zira haber doğru olsa dahi ‘beğenilmeyen’ bir haber yaptığımızda, sorgusuz sualsiz hapis cezası alma ihtimalimiz çok büyük.

*

Daha tehlikelisi ise şu: Gazeteciler haber yapamazlarken, kamuoyu da haber alma ve bilgi edinme özgürlüğünü kaybedecek.

*

O nedenle bu yasa, aslında belli bir meslek grubunu veyahut aktif sosyal medya kullanıcılarını etkilemiyor.

Bütün bir toplumu etkiliyor!

*

Tahmin ediyorum ki söz konusu yasa, bu hafta içerisinde AK Parti ile MHP’nin oylarıyla meclisten geçerek kısa süre içerisinde yürürlüğe girecek.

Yasanın uygulanma biçimi, umarım demokrasimize zarar vermez…