Bir ülkenin vicdanı, çoğunluğun değil; azınlığın ne kadar huzur içinde yaşadığıyla ölçülür.

Bu toprakların kadim kültürlerinden biri olan Alevilik, yüzyıllardır yaşadıkları birçok sıkıntıya rağmen kendi özünü korumaya devam ediyor.

Cemevleri, Alevi yurttaşlarımızın kimliklerini korkmadan yaşayabildiği, bir araya gelebildiği, nefes aldığı en önemli toplanma merkezleri.

Kimliklerini saklamak zorunda kaldıkları dönemlerden, barış ve kardeşliğin daha yüksek sesle konuşulabildiği günlere…

Alevilik; adaleti, sevgiyi, eşitliği esas alan; insanı merkeze koyan bir anlayıştır.

“Eline, beline, diline sahip çık” diyen bir öğreti…

Acıyla yoğrulmuş, sevgiyle pişmiş bir kültürdür Alevilik.

Bazı acılar zamanla geçse de Alevi yurttaşlarımızın hüznü hep var olacak..

Belki geçmişe göre daha huzurlular, ama acıları hâlâ taptaze.

Kerbela’dan beri, kıyamete kadar…

Bazı yaralar asla kapanmaz.

Nesilden nesile taşınır; gözyaşından dile, dileklerden semahlara, semahlardan Cemevi duvarlarına asılı hüznün resmine dönüşür Kerbela…

İşte bu duygularla bir kez daha yürekler Eskişehir’de attı.

Eskişehir’de yeni bir Cemevi açıldı.

Kartepe Mahallesi’nde yapımı bir süredir devam eden Cemevi, dualarla hizmete girdi.

Açılışta Karatepe Köyü Dernek Başkanı Salim Ergin ile Alevi dedeleri Ali Güven Dede ve Zeynel Uğur Dede konuşmalar gerçekleştirdi.

Siyaset ve sivil toplumdan birçok temsilcinin katıldığı tören, barışa, kardeşliğe, birlik ve beraberliğe bir adım daha atıldığını gösterdi.

Hayırlara vesile olsun.

Öte yandan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu’na hibe ettiği arsadaki Cemevi külliyesi de tamamlanmak üzere.

Yaklaşık 6 bin metrekarelik alana inşa edilen bu yapı; kütüphane, gasilhane, yemekhane, konaklama odaları, otopark, kurban kesim alanı gibi birçok birimiyle Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük Cemevi olmaya aday.

La feta illa Ali, la seyfe illa Zülfikar…

Yıllar önce yayımladığım ‘Çöl Ahusu’ adlı ikinci kitabımda kaleme aldığım bir Duaz-ı İmam şiiriyle yazımızı tamamlayalım canlar.

Tekdir Allah, Tekbir Allah

Rahman Allah, Kerim Allah

Kâinatın efendisi

Muhammed’ün Resulullah…

İmam Ali, İmam Ali

Şah-ı Merdan İmam Ali

Zülfikar’ın efendisi

Keremallahü vech Ali…

Ya Hüseyin, Ya Hüseyin

Kerbela’da dağ Hüseyin

Ordulara baş Hüseyin

Yüreklerde yas Hüseyin…

Bu ne muhteşem bir dindir

Bu aşk Zeynel Abidin’dir

Ferc ferç inen meleklerdir

Kaşlarını yere indir…

İsmi geçer her satırda

Okunan o hep sadırda

Kılıcını çek batır da

Gözler Muhammed Bakır’da…

El ele veren bir bağdık

Zulme karşı duran dağdık

Yağmur olup aşkla yağdık

Ah İmam Cafer-i Sadık…

Gönül yazım, gönül yazım

Hem baharım hem de yazım

Şiirim, avazım, nazım

Aşk ehlidir Musa Kazım…

Rıza bize, rıza bize

Şefaat eyle sen bize

Himmet eyle cümlemize

İmam Ali Rıza bize…

Doldur saki, doldur saki

Baki olan Allah Baki

Gözleri bir güzel haki

Gül yüzlü Muhammed Taki…

Bu kapıdan giren her er

Cümlesine sen selam ver

Gül bahçesi oldu her yer

Can-u can Hasan-ül Asker…

Sırlar içinde sır gizli

Azlar içinde çok gizli

Çoklar içinde yok gizli

Mehdi Ahmet Muhammed’i…