Bugün dünyada tartışılan en sıcak başlıklardan biri yapay zekâ… Kimileri için işsizlik ve denetimsizlik korkusu, kimileri için sınırsız fırsatlar ve gelişim demek. Peki, Türkiye bu dönüşümün neresinde duruyor, geleceğin Türkiye’si yapay zekâya nasıl hazırlanmalı?
Ekonomi Boyutu:
Yapay zekâ sayesinde üretim hızlanacak, verimlilik artacak. Ancak bu, bazı mesleklerin yok olması, bazılarının ise yeniden tanımlanması demek. Türkiye, sanayide yapay zekâ destekli üretime geçerken aynı zamanda gençlere yeni meslek becerileri kazandırmalı.
Eğitim Boyutu:
Okullarımızda hâlâ ezberci sistemle zaman kaybederken, dünya kodlama, algoritma ve eleştirel düşünmeyi öğretiyor. Geleceğin Türkiye’sinde yapay zekâya sadece tüketici değil, üretici bir nesil yetiştirmek zorundayız.
Etik ve Hukuk Boyutu:
Yapay zekâ sadece teknoloji değil, aynı zamanda bir vicdan meselesi. Kişisel verilerin korunmasından iş hayatında eşitliğe kadar yeni tartışmalar kapıda. Türkiye, bu konuda şimdiden kendi etik ilkelerini belirlemeli.
Siyaset ve Yönetim Boyutu:
Devletin karar alma mekanizmalarında, şehir planlamasında, sağlık sisteminde yapay zekâ büyük kolaylık sağlayacak. Ama bu süreç, insan faktörünü yok saymadan ilerlemeli.
Yapay zekâ, korkulacak bir “makine” değil, doğru yönetildiğinde geleceğin Türkiye’sini ileriye taşıyacak bir fırsattır. Bu fırsatı kaçırmamak için siyasetten eğitime, ekonomiden hukuka kadar ortak akılla hazırlık yapmak zorundayız.