Tam da son 12 ayın gündeminde olan konuya “nokta konulmak üzere” iken, 6 Şubat’ta araya bir büyük felaket girdi. Neydi konu;

-14 Mayısta yapılacağı neredeyse kesinleşen seçimlerin hemen öncesinde Millet İttifakı’nın kazanma şansı ve de kampanyanın öncüsü Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi.

İttifakın “Altılı Masa” olarak adlandırılan liderler toplantısı 13 Şubat’ta yapılacak, oradan bir aday belirlenip açıklanacak, sonrasında “Millet İttifakı” şemsiyesi altında seçim çalışmalarına son sürat girilecekti.

Girişte değindiğim gibi “büyük felaket” 6 Şubat depremi araya girince, Masa’nın 13 Şubat toplantısında da gündem doğal olarak değişti;

-Deprem, deprem bölgesine yardımların ulaşması, olabildiğince yaraların sarılması.

Kolay sarılacağı benzemiyordu yara. Zira on binlerle ifade edilen yapı enkaza dönüşmüş, resmi rakamlara göre de 50 binlerle ifade edilen can kaybı seçimi doğal olarak gündemden düşürmüştü.



Hayat ve siyaset devam ediyor

Bir yandan da hayat ve siyaset devam ediyordu!.. O son toplantıda “siyasetin devamına ilişkin alınan kararda, liderlerin 12. kez bir araya geleceği tarih de kararlaştırılıp açıklandı:

-6 Mart Perşembe…

Aynı zamanda gündem de;

- Cumhurbaşkanı adayı belirlenecek, yakın bir tarihte de kamuoyu ile paylaşılacaktı!..

Toplantı yapıldı ve ardından yapılan kısa açıklamada “adayın belirlendiği, liderlerin parti kurullarını bilgilendireceği” paylaşıldı. Oysa partiler toplantı öncesinde o kurullarından gerekli yetkileri almışlar, ya da almış olmaları gerekmiyor muydu?. Ortada bir “garip durum” olduğu saatler sonra anlaşıldı.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, parti merkezine döner dönmez önce kurmayları ve danışmanlarıyla bir toplantı yaptı. Ardından da milletvekilleri dahil edildi. 

Saat gece yarılarını geçmiş, sızdırılan kulis bilgilerinden Akşener’in saat 13.00’de Genel İdare Kurulunu toplayıp, ardından da basına açıklama yapacağı öğrenilmişti.

Neyi açıklayacaktı acaba? İlgili-ilgisiz tüm kamuoyunun merakı buydu.




Adayı kim belirler?

Gerçi bir süreden beri Sayın Akşener’in “dilinin altında bir şeyler olduğu” sezilmekteydi. Hemen her fırsat bulduğuna “Kazanacak aday” vurgusu yapmaktaydı.

Kimileri “Biz araştırma yaptırıyoruz, “Kılıçdaroğlu kazanamaz” türünden mesajlar atıyor, sonra da “sehven atılmış” gibi bunlar siliniyordu!..

Nihayet Meral Akşener, kameraların karşısına çıktı ve “ne diyeceğimi baştan söyleyeyim” dedi. Neler anlattı özet başlıklarla aktaralım;

“Biz bu masayı, adayın onay makamı olarak kurmadık.”

Oysa  o masanın altındaki kurmayların hazırlayıp, hep birlikte imzaladıkları raporlar çalışmalar var.

“-Adayı masa değil, Millet belirler? Partiler güvendikleri şirketlere araştırma yaptırsın”

Aylardır şirketler araştırma yapıyor ve yaptırılıyor.

Millet “masanın belirleyeceği adayın arkasındayız” mesajı verip, duruyor.

İttifak ve sonrasındaki Altılı Masa, aynı metinlerin altına imza attı.

Ve konuşmanın sonlarında “size tarihi görev düşüyor, millet sizi bekliyor” sözleriyle Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı aday olmaya çağırdı.

Velhasıl kelam, dün bir meslektaşımın yorumladığı gibi ;

-Masaya kafa atıldı bir ayağı sakatlandı.

Masanın üstünde çizikler oluştu;

Ne demişti sayın Kemal Kılıçdaroğlu ilk yorumunda;

-Merak etmeyin. Taşlar yerine oturuyor!..

Öyleyse, yola döşenen taşların yerine oturup, oturmadığını, masanın üzerindeki çiziklerin onarılıp, onarılmadığını bugün göreceğiz. Bizce;

-Millet Masayı onaracak!..