Millet İttifakı’nın topluma, taraftarlarına, hadi daha somutlaştıralım seçmene (inanarak) pompaladıkları “seçim zaferinin” sonucu ne yazık ki söylendiği gibi olmadı. Kuşkusuz ki sonucun, yarattığı hayal kırıklığı halen devam ediyor. Hem toplumun genelinde, hem de İttifak’a oy veren seçmenlerde.

O kırıklık seçmen gecesinden başlayarak toplumda yaygınlaştı ama uzun süreli olmadı. Giderek etkisini yitirdi. Millet doğal olarak “hayatın doğal akşına” kapılıp, yaşamına sürdürmeye devam ediyor.

Ama o hayal kırıklığı artan şekilde ittifak partilerinde devam ediyor. Gerçi önceki yazımda belirtiğim gibi, sarsıntı ittifakın dört küçük partisi (Gelecek, Deva, Saadet ve Demokrat) ile ilgisi yok. Onlar, topu topu yüzde 3 hesap edilen oylarının karşılığı olarak;

-39 Milletvekilini cebe koyup çekildiler kenara!..

Sarsıntının büyüğü İttifakın ana partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nde. Ana partner sayılan İYİ Parti’de o kadar değil. Onlar da eli kulağında bir Genel Kongre hazırlığında. Orada da kurucularından ikisinin son zamanlarda istifalarına bakılacak olursa, Kongreleri pek sakin geçmeyecek gibi…




Değişim hangi noktaya kadar?

Değindiğim gibi, sürekli kırılan fay hatlarıyla sarsıntının büyüğü CHP’de. İlk şok atlatıldıktan bir süre sonra Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu “buradayım” mesajı verdi.

Ne anlama geliyordu, belli değil. Daha yeni yeni “çekil” başlamıştı, onlara bir “hayır” yanıtı mıydı, tartışılan söylem!.  Bunun üzerine ilk çıkış, CB seçimlerinin en çalışkan ismi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi ki, hem siyaset hem CHP’nin literatürüne eklenen bir şey oldu;

-Değişmeyen tek şey değişimdir!

Bilinen bir gerçek elbet. Dünya değişiyor, fikirler  gelişip/anlayışlar  değişiyor, kurumlarda yönetimler değişiyor.  İmamoğlu’nun bu çıkışı üzerine olsa gerek CHP’de “MYK değişti” örneğin!.. Bunun üzerine İBB Başkanı “yetmez” anlamına gelecek açıklamalar yaptı. Ve ardından Kılıçdaroğlu “köklü değişim yaşanacak” anlamına gelecek bir şeyler söyledikten sonra MYK’nın “kurultay karanını” açıkladı.

Bu arada bir Genel Başkan adayı daha çıktı. Kemal Bey’in milletvekili olmaması nedeniyle;

-Grup Başkanı seçilen Özgür Özel…

“Madem grupta genel başkanımızı ben temsil ediyorum, Kurultay’da aday olup seçilerek genel başkanlığı tescillemiş olayım” der gibi sanki.

Bu kararını da dün bir gazeteci arkadaşa “Evet adayım” diyerek resmileştirmiş oldu. Oysa İmamoğlu “her göreve varım” diyerek biraz “net olmayan” bir niyet ifadesinde bulunmakla yetinmişti.



Pilav daha su kaldıracak!

Nihayet Salı günü, Özel’in başkanlığında toplanan, yenilenmiş CHP grubuna Genel Başkan sıfatı ile hitap eden Kılıçdaroğlu, izlediğimiz kadarıyla Milletvekilleri tarafından alkışlarla karşılandı. En çok akıllarda kalan sözü ise;

-Kaptan olarak görevim, gemiyi güvenli limana ulaştırmaktır.

İkinci önemli konu ise “değişim”e değinmek oldu;

-Sonuna kadar değişimden yanayım. CHP’yi yarını için değil, uzun yıllar sonrasına götürecek değişimden yanayım.

Burada da flu Sayın Kılıçdaroğlu’nun sözleri. Nereye kadar? Liman neresi?

-Kurultay mı, yerel seçim mi?


***


Bunun ve diğer soruların yanıtı dünkü Ekrem İmamoğlu görüşmesinde verilecek düşüncesindeydi: O nedenle son ana kadar yazımı gazeteye ulaştırmak için bekledim. Nihayet Ekrem Bey İstanbul’a dönüş uçağına binmezden önce “ne görüştünüz sorusunu yanıtladı;

“-Genel Başkanımla her zaman görüşüyorum. Her şey çok güzel olacak!..

Anlaşılıyor ki önümüzdeki bir hafta içinde, pilava daha çok su eklemek gerekecek!