İnsan, dönemsel aksiyonlarla kendisini yeniler. Yaptığı, yapacağı hamleleri gözden geçirir. Bazılarını revize eder. Ölmeden önce ölmek istemeyen bulunduğu yaşam ortamı ve koşullarını iyileştirmek ister. Bir şeyi iyileştirip güzelleştirmek için öncelikle kötülük ve çirkinliklerden arınmak gerek. Yaratan, yaratıklarının huzur, uyum, güven içerisinde yaşamaları için güneş, ay, hava vedünya gibi âlemlerle insanın istifadesine sistemler kurmuş. Kurulan bu ilahi düzenlersistematik biçimde görevifa ederler. Hayatın değeri için Allah, insana pek çok lütuflar ihsan etmiş. Bu lütuflardan biri de Ramazan-ı şerif ayıdır. Ramazan-ı şerifle behemehâl olup onunla hasbıhal olana ne mutlu!

Ramazan-ı şerifi doğru anlamak için Kur’an ve insanı birlikte değerlendirmek lazım. Bakara suresi ayet 185’de, Allah: ”İnsanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. İçinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size zorluk değil kolaylık diler. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” buyuruyor.Her yıl pek çok müjde, bereket ve feyzle gelen Ramazan ayını Müslüman coşkuyla karşılar ve vecibelerini huşuyla yaşar.

Bir kere daha Ramazan ayına eriştiren Mevla’ya şükürler olsun!  Ramazan-ı hakkıyla yaşayanları Allah iki cihanda aziz eder. Allah’ın aziz ettiğini kim zelil, zelil ettiğini de kim aziz edebilir?Allah, celal ve cemaline karşı isyana kalkışanları azizlerden eder mi?  İlahi değerlerle insanı buluşturan Ramazan-ı şerife:   “Ey ortak aklın sembolü, on bir ayın sulatanı Şehr-ü Ramazan hoş geldin. Müslüman! Huzura, berekete ve ilahi rızaya kavuşmak için iki aydır gelişine hazırlanıyor. On bir aydır hasretini çekiyor.” dedim. O da: “Ey insanoğlu!Akıl, insaf ve vicdani kirlerden paklanmadan Ramazan-ı şerifle aklanmak kolay mı?

Her insan değerli ve şereflidir. Değer ve şerefini artıranda, düşürende insanın kendisidir.” deyince, dedim: “Sen,  aramızdan ayrılalı on bir ay oldu. Bu zaman zarfında insanda geçen yıla göre her hangi bir gelişim gördün mü?” Ramazan ayı: “İnsanının önemli sorunlarıvar. Sorunlarından önemlisi, legal ile illegal ilişkiler arasına sınır koymakta bocalaması. Bocalama, insanı sürekli zaafa uğratıyor. Zaaflar arttıkça kendi hatalarını görmek yerine başkalarının zaaflarını deşeliyor. Başkalarının hayatını deşeledikçe kavgalar ve itiş-kakışlar artıyor. Herkeskendi yaşantısını düzgün, davranışlarını erdemli kabul ediyor. Kim, kime göre değerli ya da değersiz? Ya da ne, neye göre değerli veya değersiz? Ne yazık ki, insan bu soruların cevabını bulmakta zorlanıyor.

Gayri meşru iş tutanlarınnafakalarınınamusuyla kazandığı iddiası vicdan ve zihinleri kirletiyor. Böyle kirlenmelertoplumsal barış, huzur, adalet, hoşgörü ve güveni bozuyor. Ortak akılda bir türlü çeki-düzen sağlanmıyor. Adalet, meşru ile gayri meşruluğu ve legalle illegal arasındaki ölçüyü tespit eden değerler manzumesidir. Toplumsal yaşamda insan su, hava, güneş, emek gibi adalete de muhtaçtır. Dengeler, adaletle şirazesinde dururlar. Aksinde mazlumlar mağdur, zorbalar zalim olur.Allah, adildir. Adaleti sever. Allah güzeldir, güzellikleri sever. Allah merhametlidir, merhameti emreder. Bozgunculuktan, gafletten, cehaletten ve zulmetten men eder.” dedi.

Anladım ki, Ramazan-ı şerif görevini layığı ile yapmak istiyor. “Ey mübarek ay! Sen, vazifeni Allah’ın rızasına uygun ifaya çalışıyorsun. Ya Müslüman, senin icabını kabulünce yerine getirebiliyor mu?”dedim. Dedi: “Ey ortak aklın sembolü, diye beni takdim eden kişi.Ortak akıl dediğin insan hayatında çok önemli. Benim gelişim ortak akla çağrıdır.  İnsanı merhamet, huzur, huşu, güven, adalet, insaf, vicdan, şefkat ve hoş görü ile buluşturmaktır. Kirlerden akılları temizlemektir.İnsana haklarını hatırlatmaktır.” Sordum: “Ey mübarek Ramazan!İnsana haklarını hatırlatmak, dediniz. Maksadınız nedir?” Cevabında: “Hakları hakkınca teslim edebilmek için Kur’an buyruğunu yeterince anlamak lazım! Haklar genelden yerele yerelden genele, aşağıdan yukarıya yukarıdan aşağıya zuhur eder. Haklar, Allah hakkı… Kul hakkı… Hayvan hakkı gibi tesis edilmiştir. Gelişim, zengine fakirin hakkı gibi değerleri hatırlatmaktır. Görev bilincini aşılamaktır. İnsanı ilahi lütufla buluşturmaktır.İlahi lütufla buluşturmak için insanla hasbihal olmak benim şerefime yakışandır.” dedi.

Ramazan-ı şerifin sözlerine aklın kulağını verdim. Onun söylediklerini insaf ölçüsünde, ifrat ve tefrite kaçmadan değerlendirdim. Ramazan-ı şerifin evvel amacının Allah’ın yüceliğini, benzersizliğini, eşsizliğini ve kudretini unutmamak olduğunu anladım. Sonra Allah’ın bütün varlıklar içerisinde en değerlisi olarak yarattığı insanı iki dünyada mutlu etmek olduğunu… İnsanla behemehâl olup onu yalnızlıktan toplumsal yaşama çekmek. İnsana, itikâftı bile toplumsal alanda yaşatmak.

Kur’an aklı, hiçbir insanın bir başkasına tuzak kurmasını istemez. Kıskançlıktan, hileden ve husumetten men eder. Kötülük yapmayı asla tasvip etmez. İnsan şerefi yaratılmıştır. Şerefli kalmasını emreder. Rüsva olmasını kabul etmez. İnsana toplumsal yaşantısına göre değer verir. Toplumsal yaşamda çıkar ilişkileri söz konusudur. İnsanın kalitesi çıkar ilişkilerinde değer kazanır ya da kaybeder.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

Yunus Emre GÜLLÜ / 07 NİSAN 2022 / Milli irade