Son günlerde Odunpazarı Belediyesi’ne dönük bir iddia var.

Nedir o iddia?

Belediyenin Geçici Hayvan Bakımevi’ne alınmış tehlikeli ırk köpeklerin telef edildiği iddiası.

*

Odunpazarı Belediyesi, bu iddialar üzerine bir açıklama yaptı ve servis edilen fotoğrafların bir yıl öncesine ait olduğunu savunarak iddiaları kabul etmedi.

*

Türkiye’nin pek çok yerinden zaman zaman benzer görüntülere şahit oluyoruz. Hatırlayın, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin barınağında da kısa süre önce yaşanan hadise, vicdanı olan insanlar üzerinde derin bir etki yarattı.

*

Söz konusu tasvip edilemez görüntüler ilk değil, maalesef son da olmayacak. Çünkü ‘hayvan hakları’ konusunda oldukça yetersiziz. Ciddi bir hayvan hakları kanunu yok, yaptırımlar çok zayıf, vatandaşlarımız bilinçsiz ve sistem çarpık. Devletin ilgili bakanlığının yapması gereken iş belediyelerin uhdesine bırakılmış ancak zorunlu da tutulmamış.

*

Bu noktada en net açıklamayı Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum yaptı.

*

ES TV ekranlarında konuşan Çorum, hem sorunu ortaya koydu hem de çözümün Avrupa’da olduğunu işaret etti. Çorum, Odunpazarı Belediyesi’nin hayvanlara ilişkin çalışmaları konusunda da dikkat çeken ifadeler kullandı.

*

İşte, Çorum’un o ifadeleri:

‘VATANDAŞ SALDIRIYA UĞRARSA SORUMLU BELEDİYE’

“Ülkemizdeki her belediyenin ortak problemi. Bunun bir çözüm yolu tabii ki var. Belediyelerin bu sorunu tek başına çözmesi bir kere mümkün değil. Çünkü yasa, bir barınak yaparak hayvanları o barınağa kapatmaya müsaade etmiyor. Yani belediyeler olarak böyle bir yetkimiz yok. Yasa şunu söylüyor. Hayvanları alırsınız, bir merkezde kısırlaştırırsınız, hastaysa tedavisini yaparsınız ve sonra yaşadığı alana geri bırakırsınız. Ve aynı zamanda yasa, bıraktığınız alanda hayvanı besleyin diyor. Bununla beraber yasa, bize, bu hayvanları besleme zorunluluğu veriyor. Aksi bir şey olursa da sorumlusu yine belediyeler oluyor. Diyelim ki vatandaş bir köpek saldırısına uğrayıp bir mağduriyet yaşarsa, bundan belediye de suçlu olabilecek gibi görünüyor.

‘AVRUPA’DA SOKAK HAYVANI DİYE BİR ŞEY YOK’

Avrupa’nın birçok şehrine gidin, hiçbir sokak hayvanı göremezsiniz, çünkü orada sokak hayvanı gibi bir şey yok. Hepsi devletin kontrolünde olan hayvanlar ve siz bir hayvan edinmek istiyorsanız, aynen bir çocuk evlat edinir gibi gidiyorsunuz koşullarınızı sunuyorsunuz ve eğer koşullarınız uygunsa bir karneyle hayvanı alıyorsunuz. Sonra takip ediliyorsunuz, o hayvana gereken koşulları sağlayıp bakamıyorsanız eğer, sizden geri alıyorlar. Şimdi bizde böyle bir sistem yok. Peki bu sistemi belediye yapabilir mi, yapamaz. Bunu bakanlığın yapması gerekiyor. Yani devlet nezdinde il müdürlüklerimizin bence böyle yapması lazım. Sokak hayvanı diye bir kavramın bence olmaması lazım. Çünkü kontrolsüz oluyor.

‘MUHTARLARIMIZIN EN BÜYÜK PROBLEMİ’

Şimdi biz Mihalıççık olarak en çok problemi yaşayan ilçelerden biriyiz. Biz de Odunpazarı Belediyesi gibi benzer şeylere maruz kaldık. Hatta muhtarlar toplantımız vardı. Yine muhtarlarımızın en büyük problemi, biz bu köpeklerden nasıl kurtulacağız oldu. Çocuklar sabah okula gidemiyor, imamlar sabah camiye gidemiyor, vatandaş sokağa çıkamıyor. Bakın saldırıya uğrayıp düşüp bacağını kıranlar gibi birçok olayla karşılaşıyoruz. Şimdi bu noktada hepimizin eli kolu bağlı.

MİHALIÇÇIK’TA BESLEME ALANI OLUŞTURULUYOR!

Biz şimdi Mihalıççık Kent Konseyi ve muhtarlarımız ile bir çalışma hazırlıyoruz. Bir beslenme alanı oluşturmaya çalışıyoruz. En azından ilçenin biraz dışında belediyemizin şantiyesinin olduğu yerde bir beslenme alanı oluşturup vatandaşlardan da şunu rica edeceğiz. Sokakta beslemeyin, beslemek istiyorsanız gelin burada besleyin. Çünkü vatandaş yemek artığını vererek sanki bir şey yaptığını düşünüyor ama o hayvana sürekli kontrollü bir biçimde bakmadıktan sonra doğru bir yaklaşım olmuyor bu. Şimdi bakın, vatandaş yazın köye geliyor hayvanı alıyor, kışın dönerken hayvanı bırakıyor. Şu anda her gün bizi köylerden arıyorlar ve diyorlar ki: Köylülerimiz kış geldiği için şehre gittiler, bu kadar kedi köyün ortasında, şu kadar köpek var, bize mama gönderir misin? Yani aslında bu yapılan hayvanseverlik de değil, aslında hayvanlara eziyet. Maalesef bilinçsiz bir şey daha var, vatandaş besliyorum dediği hayvanını kısırlaştırmıyor da.

‘BÜTÜN BİR ŞEHRİN HAYVAN BAKIMINI YAPAN TEK MERKEZ ODUNPAZARI’NDA’

Bakın komşu ilçeler sorunu var bir de. Beypazarı’ndan, Polatlı’dan, Çayırhan’dan da getirilip ilçemize hayvanlar bırakılıyor. Şimdi bu konuda Odunpazarı Belediyesi için de şunu söyleyeyim. Eskişehir’de bütün bir şehrin hayvan bakımını yapan tek merkez Odunpazarı’nda. Ve bizim de Odunpazarı Belediyesi ile protokolümüz var. Sadece bizim de değil, bütün ilçe belediyeleriyle protokolü var Odunpazarı Belediyesi’nin. Biz hayvanları gönderiyoruz, sağ olsunlar onlar da kısırlaştırmayı, bakımlarını yapıp küpeleyip bize geri gönderiyorlar. Şu anda bu işi yapan tek ilçe Odunpazarı. Öbürleri onu da yapamıyor, biz de yapamıyoruz. Çünkü bugün bir merkez kurmak, veterinerleri istihdam etmek, gerekli tıbbi aletler, malzemeler, bunları yapmak kolay değil. Bizim kırsal ilçelerin ise bu işi yapabilmesi hiç mümkün değil. Bunu ancak merkez ilçelerimiz ya da büyükşehir belediyeleri yapabilir. Bu anlamda da en fazla çaba harcayan Odunpazarı Belediyesi. Biz kırsal belediye olarak Odunpazarı’ndan istifade ediyoruz.

‘KAMUSAL BİR SAĞLIK SORUNU’

Bu işin bir an önce devlet nezdinde Avrupamodeli ile yapılması lazım. Sokak hayvanı diye bir şeyin olmaması lazım. Daha geçen gün meclis üyelerimizden biri, hayvanların sokaklara ve parkalara pislediklerini, bunun kamusal bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Şimdi bu noktada bez mi bağlayacağız diye de tartıştılar hatta. Yani bir kere vatandaşlarımızın daha bilinçli olması lazım.Hem kurumlarımızın hem bakanlığımızın ortaklaşarak da bu sorunu çözmesi lazım.”

*

Evet, Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum’un ifadelerini okudunuz.

Sorunu tespit etmiş, insan sağlığına karşı var olan tehdidi gözler önüne sermiş ve çözümü de orta yere koymuş.

Peki, devleti yöneten hükümet, Avrupa’daki çoğu ülkede uygulanan formülü uygular mı, bunun için yatırım yapar mı?

Açık söyleyeyim, hiç sanmıyorum; zira gereksiz yere harcama yapılacak onca yer varken insan sağlığını önceleyen ve hayvan haklarını koruyan bir sisteme niçin yatırım yapılsın ki?!