Dostlar! Yazıya geniş kapsamlı, derin anlamlı kısa bir dua ile başlamak istiyorum. Allah, hepimizi bu duanın feyz ve bereketinden istifade ettirsin. “Rabbi yessir velâ tüassir / Rabbi temmim bil hayır.” bu duanın anlamı ise : “Rabbim kolaylaştır, zorlaştırma / Rabbim işlerimi hayırla sonuçlandır.” demekle Müslüman, Allah’ın yardımının ve isteklerinin arzuladığı şekilde gelişmesini ister. Dua ile işe başlayan özgüvenli, moralli, motivasyonlu ve ümitli olur.
Duayı kim, kime niye yapar? Dua, Allah’ın rahmet deryasının coşmasına vesiledir. Dua, Allah’ın öfkesini yatıştırır. Dua, Müslüman’ın Allah’a hâlini arzıdır. İnsan imkânı, mekânı ve zamanı kısıtlı olandır. Allah’ın nimetleri verdikleriyle tükenmez. Kulun kulluğuna yakışan Allah’tan ümit ve korkuyla istemektir. Allah’ın şanına yakışan da kuluna nasibince vermektir.
Dua karamsarlıktan arınmak, işi gerekleriyle sahiplenmektir. İşin icaplarını yapmayanın duası Allah katında ne denli değer bulur? Dua, icap kabul sistemiyle işler. Dua, mıknatısın iki zıt kutbu gibi farklı yönlü işler. Dua, bir cihetle hayırların elde edilmesi ve diğer cihetle de şerlerin defi için yapılır. Dua ile haramlara talip olunmaz. Helalleri, helalinden kazanmak için yapılır.
Kulun ihtiyaçlarını Allah’tan talebine dua denir. Kulun, Allah katında kulluk değeri dua ile artar. Müslüman vakti, yeri ve gücü oranında duaya duyarlı olmalı. Elbette dua için seçkin mekân ve zamanlar söz konusudur. İnsan bazen üzerindeki kara bulutların dağılması ve bazen de rahmet bulutlarının üzerine yağması için dua eder. Dua, insanın kulluk hakkıdır. Kula, dua hakkını Allah tanımıştır. Bir insanın dua yapmasına kim engel olabilir?
Allah, bütün kullarına dua kapısını açık tuttuğunu Kur’an’da bildiriyor. Dua, haklara dürüst davranmakla hedefe ulaşır. Kişi, Allah haklarından olan namaz, oruç gibi ibadetlerini ifa etse bile kul haklarında adaletsiz olduğunda kulluk sorumluluğundan kurtulabilir mi? Hak sahibine hakkı ödenmedikçe ya da hak sahibi hakkından feragat etmedikçe yapılan dua ile kişi vebalden kurtulamaz.
Allah, kullarına bazen lütfundan bazen de kahrından verir. Kul, kendisine hak bildiğine kavuşmak ve sıkıntılardan kurtulmak için Allah’a dua eder. Duada ümit ve korku ölçüsünü kaçıran akıbetine yansın. Kul, Allah’tan ümitle su isterken sel felaketinden de Allah’ın himayesine sığınır. Allah’tan ümitle ateş isteyen Allah’ın kendisini yangın afatından korumasını da diler. Kulun duası Allah’ın gazabından rahmetine sığınmak içindir.
Dua zaman, mekân ve miktarında sınır olmayan Rab ile kul ilişkidir. Dua kapısı ön şartsız herkese açıktır. Namaz veya Kur’an okumak için abdeste ihtiyaç olduğu gibi dua da ön koşul yoktur. Duanın ilahi ve insani önemini şu ayette görmek mümkün... Furkan suresi, ayet 77’de Allah: “De ki… Sizin duanız olmasa, Rabbim size ne kıymet verir?” buyuruyor. Dua, kişinin iyiliğe yönelik tüm eylem ve söylemleridir. İbadetler de birer duadır. Kişi, hayra yönelik her halinde Allah’a dua vaziyetindedir.
İnsanın nasıl bir dua yapmasını Allah Araf suresi ayet 55 ve 56’da: “Rabbinize yalvara yakara ve için için dua edin. Şüphe yok ki O, haddi aşanları sevmez… Yeryüzünde fesat çıkarmayın. Korku ve ümitle O’na kulluk edin. İyilik yapanlara Allah’ın rahmeti yakındır.” beyan buyuruyor. Dua ile alakalı kulun tavrına Mü’min suresi, ayet 60’da ise Allah: “Rabbiniz şöyle buyuruyor: “ Bana yalvarın ki size karşılık vereyim…” böyle vaatte bulunuyor.
Duada Allah’ın rahmeti adalet, bereket, merhamet üzere tecelli eder. Furkan suresi ayet 59’da Allah: “…O Rahmandır. Haydi, ne isteyeceksen O her şeye haberdar olandan iste!” buyuran Allah, sadece müminlere değil tüm kullarına dua kapısını açık tuttuğunu Rahman sıfatından anlaşılıyor. Kulun duada isteği ümit, korku, sevgi, hoşgörü, samimiyet ve merhamet bağlamında oldukça Allah katında karşılık bulur. Dua bireysel olduğu kadar toplumsal da yapılabilir. Kişinin duayı kendisi için yaptığı gibi başkaları yararına da yapabilir. Kişinin dürüst işi, doğru sözü birer duadır. Kişinin, başkalarının zararına yaptığı duaya ise “Beddua” derler.
Ömrünüz uzu, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!
Yunus Emre GÜLLÜ / 15 EKİM 2022 / Milli irade