Türk demokrasi tarihi bir sınavını daha arşive gönderdi.  CUMHUR  ittifakı mecliste çoğunluğu elde etti. MİLLET ittifakının payına ise yine muhalefet düştü.

Cumhurbaşkanlığı yarışı ise 28 Mayıs’a kaldı. Türkiye Cumhuriyeti seçmenleri ilk defa ikinci tur seçim sürecini yaşayacak.

Şimdi zaman bütün partilerin gerekli analizleri yaparak , ancak seçmenin oy davranışlarını asla yargılamadan eleştirmeden , öz eleştiri yapma zamanı.

İktidar, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devletin devasa bütün imkanlarını,  gücünü arkasına almasına rağmen nasıl olup da, yüzde elli artı biri alamadığını ve halk nezdinde beklediği desteğin gerisinde kaldığını masaya yatırmalı.

Muhalefet, özellikle son beş yılda, iktidarın yaptığı bütün yanlışlara rağmen nasıl olup da bu yanlışları avantaja, başka bir değiş ile seçim sonuçlarına yansıtamadığının analizini çok iyi yapması gerekiyor.

Bu analizi yaparken asla seçmenleri yargılamadan , suçlamadan akılcı ve bilimsel verilerden yararlanarak yapmalı.

Muhalefet açısından şimdi tek hedef var o da Cumhurbaşkanlığı yarışını önde bitirebilmek.

Her ne kadar meclis çoğunluğu mevcut iktidarın da içinde bulunduğu CUMHUR  ittifakında olsa da henüz kazanan yok.

Tam aksine seçim sonuçlarını iyi tahlil ettiğimizde oy oranını anlamlı oranda azaltan bir iktidar ile karşı karşıyayız.

Düşünsenize son 21 yıldır yapılan seçimlerde ilk defa İktidar partisinin lideri Tayyip ERDOĞAN balkondan KAZANDIK diyemedi.

Hem de bu kadar devletin imkanlarını olabildiğince arkasına almasına rağmen…

Düşünsenize hazinenin kesesini açabildiğince sonuna kadar açtılar.

Mevcut bakanlıkların tüm yetki ve imkanlarını seçim süresince kullandılar.

Tüm yazılı ve görsel basınının bir kaçı haricinde bütün yayınlar iktidarın lehine yayınlar yaptılar.

Hepimizin vergileri ile yayın hayatını sürdüren TRT dahil…!!!!!!,

Devletin valileri , kaymakamları seçim için bölgelerine giden milletvekili adayı bakanları karşılayıp onlara eşlik ettiler.

Milletvekili adaylarının oğulları da dahil…!

MİLLET ittifakının adayı Kemal KILIÇDAROĞLU  ise ;

Üç ay önce 11 ilimizde yaşanan ve yaklaşık elli bin insanımızın hayatını kaybettiği o büyük felaket sonrasında, iktidarın deprem bölgesindeki depremzedelere yapılması gereken müdahale ve yardımlarda yetersiz kalmasına rağmen,

Dünyanın en yüksek enflasyon oranlarından birisine sahip olmamıza rağmen,

Kıymanın kilosunun 300-350 TL’lere çıkmasına , vatandaşların et ve balık kuyruklarında gece yarılarında kuyruğa girerek evlerine yarım kilo et götürmeye çalışmalarına rağmen,

Her ne kadar bazı iktidar çevreleri tarafından alay konusu olsa da , soğanın kilosunu 25-30 TL’den almak zorunda kalan halka rağmen,

Şimdiye kadar hiç rastlanmadığı kadar yaşanan liyakat sorununa rağmen,

Adalet sistemindeki bunca hukuksuzluklara rağmen,

Ülkenin ormanlarının iktidar tarafından gerekli teknik önlemler alınmamasından dolayı cayır cayır yanmasına rağmen,

Yolsuzluk ve hırsızlık iddialarının hiç olmadığı kadar seslendirilmesine rağmen,

İnsan hak ve özgürlükleri ihlallerinin yoğun bir şekilde yaşanmasına rağmen,

Eş dost ve akrabaların zenginleşip , milli gelirden daha fazla pay alması gereken halk her geçen gün daha da fakirleşmesine rağmen,

13-15 kişinin toplam gelirinin, yaklaşık 44 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının toplam gelirine eşit olmasına rağmen,

Ekonomik açıdan ülke şimdiye kadar hiç olmadığı kadar kötüye gitmesine rağmen,

Toplumun hiç olmadığı kadar kutuplaştırılıp ötekileştirilmesine rağmen,

EZ  CÜMLE , hiçbir iktidarın muhalefetine bu kadar gollük paslar vermesine rağmen,

Kendisinin ve mensubu olduğu MİLLET  ittifakının nasıl olup da yarışı önde bitiremediğini iyi irdelemesi lazım.

Sonuç itibarı ile her iki ittifakın da önlerinde dolu dolu geçirmeleri gereken 15 gün daha var. Yapacakları ya da yapmayacakları hamleler Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucunu belirleyecek.

Ancak bize düşen sandıktan ne sonuç çıkarsa çıksın , hoşumuza gitsin ya da gitmesin , mantığımıza ters gelsin ya da gelmesin saygı duymak olacaktır.

Hep savunduğumuz gibi sandığın iradesine saygı duymaktan başka seçeneğimiz yok.

Ancak  yarış bitmedi , sadece 15 günlük bir devre arası…