ARİF ANBAR SORUYOR

ARSLAN İLE ÖZCAN YANITLIYOR:

HAFTANIN SORUSU: Kentsel dönüşümün önündeki engeller nasıl kaldırılır? Bu noktada merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaşa düşen görevler nelerdir? Eskişehir özelinde nasıl bir formül uygulanmalıdır?


IbrahimArslan-1

İBRAHİM ARSLAN - Eskişehir Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi


Merkezi hükümet Eskişehir’e verdiği sözleri neden tutmadı?

 

Kentsel dönüşüm, riskli alan, riskli yapı ve rezerv yapı alanı nedir? Nerelerde ve nasıl uygulanır? Hangi projede hangi mevzuat hükümleri geçerlidir? Bu projelerin hangisinde yetki kimdedir? Bu alanların ve yapıların tespiti nasıl yapılır? Bu süreçlerde hak sahiplerinin hakları nasıl korunur? Planlama nasıl yapılmalıdır? Projelerin finans sorunları nasıl çözülmelidir? Vatandaşa düşen görev ve sorumluluklar nelerdir?

Bugün ivedilikle tartışılması ve çözülmesi gereken husus; riskli alan ve yapıların tespitlerinin yapılması, bunların yıkılıp yenilenmesi, bu iş ve işlemler için var olan mevzuat eksiklerinin giderilmesi, merkezi ve yerel idarelerin üstleneceği yetki, görev ve sorumlulukların belirlenmesi, denetleme mekanizmalarının yeniden ele alınması, vatandaşın eğitim ve bilinçlendirilmesiile finansman kaynaklarının yaratılması olmalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı 6 Mart tarihli kabine toplantısısonrasında yaptığı değerlendirmede; "İstanbul başta olmak üzere ülkemizde 6,5 milyon yapının acilen dönüşmesi gerçeği karşımızdayken siyasi hesaplarla süreci geciktirmenin vebali çok ağırdır.

Biz sürekli, 15 yıldır kentsel dönüşüm dedik, muhalefet ise 'Biz kentsel dönüşüme karşıyız' dediler. Sürekli İstanbul konuşuluyor ama ana muhalefetin başındaki zata konuşuyorum. İzmir Karabağlar'ın süratle kentsel dönüşüme ihtiyacı var. İzmir'in belediyesi zatı şahanelerinde, niye burayla ilgili bir çalışma yapmadınız? Oranın aynı zamanda milletvekilisin ve şu anda da ana muhalefet olarak baştasın. Hadi bakalım büyükşehir belediye başkanına söyle, ne yapacaksa yapsın görelim. Biz de alkışlayalım.Yapamazsınız, sizin öyle bir derdiniz yok. Aynı şey Ankara için de geçerli. Hadi yapın, Ankara Büyükşehir sizde, atın adımları"dedi.

Kentsel dönüşümüm önündeki engellerin kaldırılmasının ilk ve önemli koşulu; yukarıda yer verilen Sayın Cumhurbaşkanının açıklamalarında ortaya çıkan zihniyetin değişmesidir.

Bu açıklamalarıyla konuyu siyasallaştıran kimdir?21 yıllık iktidarları döneminde acilen yenilenmesi gerektiği belirtilen 6,5 milyon yapıyı neden yenilememiştir?

Siyasal bir yaklaşımla CHP’li İzmir ve Ankara belediyelerine atıfta bulunan ve 15 yıldır kentsel dönüşüm dediklerini ifade eden iktidar, on yıllardır yönettikleri Gaziantep, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Osmaniye, Kilis, Şanlıurfa ve Elazığ illerinde 6 Şubat’ta yıkılarak on binlerce insanımızın ölümüne neden olan yüzbinlerce yapıyı nasıl açıklayabilir? Bu yapılar neden dönüştürülmemiştir? 1994 yılından 2019 yılına kadar tam 25 yıldır yönettikleri İstanbul’da dönüşüm neden sağlanmamıştır?

Hepimizi derinden etkileyen son yaşanan depremle birlikte tıpkı daha önce yaşanan afetler sonrasında olduğu gibi ülkenin ve kentimizin gündemi deprem dirençli kentlerin nasıl yaratılacağına kilitlenmiştir. Artıkne yapılmalı? sorusuna yanıt aramak yerine, bilim insanları tarafından ortaya konulan yapılması ve/veya yapılmaması gereken iş ve işlemlerkararlı bir şekilde uygulanmalıdır.

 

Depremin olduğu günden bu yana ilimizin olası bir depreme karşı hazırlanmasıyla ilgili görüş ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu açıklamaların neredeyse tamamına yakınında sokak, cadde, mahalle isimleri de belirtilerek alana ve/veya üzerindeki yapılara ilişkin genel görüşler sunulmaktadır.

Ancak bu yenilenme ve dönüşümün kim ya da kimler tarafından nasıl yapılacağına, boşaltılacak yerlerde yaşayan hemşerilerimizin barınma sorunlarının nasıl çözüleceğine ve bu işler için gerekli finansman kaynağının nasıl yaratılacağına dair öneriler konuşulmamaktadır.

Varsayınız ki yapılan incelemeler sonucunda ilimizde riskli 25 bin yapı tespit edildiveacilen boşaltılarak yıkılması gerekti.

1-    Konut açığının olduğu ve kira fiyatlarının da olağanüstü yükseldiği bir süreçte yaklaşık 75 bin nüfusun barınma sorunu nasıl çözülecektir?

2-    Yıkılacak riskli yapılar üzerinde mülk sahiplerinin hukuki, mali hak ve yükümlülükleri ile kiracıların durumu ne olacaktır?

3-    Bu yapılarda var olan işyerlerinin işlerini idame ettirmeleri nasıl sağlanacaktır?

4-    Bu yapıların yıkılması ve sonrasında afet dirençli olarak yapılması kim ya da kimler tarafından sağlanacak, merkezi veyerel yönetimlerin yetki, görev ve sorumlulukları nasıl düzenlenecektir? 

5-    Bu projelerin finans kaynağı nereden ve nasıl sağlanacaktır? Hak sahiplerinin bu finansmanın yaratılmasında payı ne olacaktır?

Bu soruları ve örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bu belirsizlikler ortadan kaldırılmadığı ve buna bağlı olarak konunun çözümü sağlanmadığı sürecesorun daha da ağırlaşarak geleceğe taşınmakta, daha fazla can kaybı ve daha ağır ekonomik maliyetlerle karşı karşıya kalınmaktadır.

Yapılması gereken şey, belirlenen veya belirlenecek REZERV YAPI ALANINA boşaltılacak yerlerde yaşayan insanlarımızın barınma sorunlarını çözecek kadar yapıların acilen yapılması ve bu insanların o bölgeye nakli, ardından riskli yapıların yıkılması ve sosyal devlet ilkesi gereği hak sahiplerine mali ağır yükler getirmeden sağlanacak finansman kaynakları ve modelleriyle dönüşümün bilimsel tespitlere göre yapılaraksürecin tamamlanmasıdır.

EskişehirÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü sitesinde bulunan “Bakanlıkça Eskişehir’de yeni bir yaşam alanı ilan edildi” başlıklı paylaşımında özetle şu ifadeler yer almaktadır.

Eskişehir ili, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” kapsamında değerlendirildiğinde ilimizde sıvılaşma potansiyeli anlamında önlemli alan olarak belirlenen yerlerin ağırlıklı olarak kent merkezinde yer aldığı ve bu alanlarda yüksek katlı binaların yoğunlaştığı görülmektedir. Bu sebeple konutlar risk arz etmekte merkezde sıkışan ticaret ve yoğun konut dokusu sosyal donatı alanlarının daralmasına yol açmaktadır.

Konutlar ve ticaret merkezleri için alternatif rezerv alanlarının yaratılması gerek afet riski altındaki alanların dönüşümü gerekse kent merkezindeki sıkışık yapılaşmanın sağlıklı bir şekilde düzeltilmesi için önem arz etmektedir. Bu alanlardaki yapıların çoğunlukla deprem yönetmeliğine uygun olarak planlanmadığı değerlendirilmektedir.

Tüm bu sebeplerden dolayıKocakır Mevkii 6306 sayılı Kanun kapsamında, kentsel dönüşüm için çok önemli bir rezerv alan niteliğindedir. İlimiz Aşağıçağlan Köyü Kocakır Mevkii sınırları içinde bulunan tapulama harici alan 10.09.2013 tarih ve 5578 Makam Oluru ile Rezerv Yapı Alanı olarak belirlenmiştir.

 

Kocakır mevkii 2013 yılında rezerv yapı alanı ilan edildikten sonra; 2015 yılı Nisan ayında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İTÜ ve EBB işbirliğinde bir proje çalışması başlatılmış, 2016 Nisan ayında plan proje çalışmaları tamamlanmıştır. 

Yaklaşık 838 hektar alanda 18775 konut, 1342 işyeri, hastanesi, kültür merkezi ve diğer donatıları ile yaklaşık 75 bin nüfusu barındırabilecek “Sürdürülebilirlik Performanslı Kentsel Dönüşüm (Süper Kent Sistemi) Projesi ne olmuştur?

2016 yılında tamamlanan proje aradan geçen altı yılı aşkın sürede neden yaşama geçirilmemiştir? Bunun sorumlusu kimdir? Vebal kime aittir?

 

İktidar sözcülerinin “Vişnelik gibi olacak” dedikleri Gündoğdu mahallesi içinde yer alan yaklaşık 27 hektarlık alan 2013 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla “riskli alan” olarak ilan edilmiştir. Bu alanda yetki kimdedir ve aradangeçen on yıllık süre içinde neden hiçbir şey yapılmamıştır?

Yaklaşık 67 hektarlık alandan oluşan Küçük Sanayi Sitesi, 2017 yılında yine BakanlarKurulu kararıyla “riskli alan” olarak ilan edilmiştir.Bu alanda yetki kimdedir ve aradangeçen altı yıllık süre içinde neden hiçbir şey yapılmamıştır?

İmar Aflarından Eskişehir’de yararlanan kişi sayısı kaçtır? Affedilen(!)düzenlemelerin içerik ve nitelikleri nelerdir?

99 depreminden sonra “deprem vergisi-özel iletişim vergisi” olarak toplanan vergilerden, değişik zamanlarda yapılan imar affı düzenlemelerinden, Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 7’inci maddesinde belirtilen vergi, resim ve harçlar ile her afet sonrası toplanan bağışlardan elde edilen gelirler toplamı kaç yüz milyar liradır? Bu toplanan paralar nerededir ve/veya nerelere harcanmıştır? 

Sorunuza döndüğümde Eskişehir için uygulanacak özel bir formül yoktur.

İlimiz bütünün içinde bir parçadır.

Çözüm merkezi idare tarafından birulusal deprem politikası belirlenmesiyle deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrasında yapılacak işler ciddi programlara bağlanmalıdır.

Sorunların iç ve dış finansman kaynakları, çağdaş sosyal devlet dengesi kurularak sağlanmalıdır. Dönüşüme tabi tutulacak yapılarda; hak sahiplerinin üstlenecekleri mali yükümlülükler ve borçlanmalarında gerçekçi modeller kullanılmalı, çapraz finansman, açık ve şeffaf sübvansiyon politikaları, yapı sigorta sistemleri geliştirilmeli, merkezi idare yerel yönetimlerle birlikte hareket ederek çözüm üretmelidir.








MuratÖzcan-1

MURAT ÖZCAN - Eskişehir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi

Ortak çalışma kültürü ve dayanışma ile her sorun çözülür!

Asrın felaketini andıran bir deprem yaşandıktan sonra bugün bunları konuşuyor olmamızın tek bir anlamı olmalı. O da başta kentsel dönüşümler ve imar alanları ile ilgili yapılması gerekenlerin bir an önce yapılmasıdır. Türkiye’de 3 milyon 300 bin konutun dönüşmesini sağlayan, TOKİ aracılığı ile birçok şehirde sağlam konutlarla vatandaşlarının depremde en az zararı görmesini sağlayan bireysel olarak evini dönüştürmek isteyenlere teşvik ve kira ödemeleri yapan bir hükümetin mensubu olarak, burada depremle ilgili, dönüşümle ilgili birçok hizmetimizden bahsedebilirim. Fakat bugün hükümet, belediyeler ve vatandaşlar olarak daha neler yapabiliriz bunu konuşacağız.

RESMİ KURUMLAR İLE BELEDİYELER ORTAK ÇALIŞMALIDIR

Hükümetimiz Türkiye genelinde özellikle fay hatlarının olduğu şehirlerde dönüşümlerle ilgili bir mastır plan hazırlamakta ve bu planı yakında kamuoyu ile paylaşacaktır. Ama aynı zamanda şehirlerin kendine özel bir mastır planı da olmalıdır. Bu plan kamuoyu ile paylaşılmalı ve resmi kurumlar ile belediyelerin ortak bir çalışması olmalıdır. İmar planlarını yapan, inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi veren belediyeler, bu konuda sorumlulukları yokmuş gibi davranamazlar.

ESKİŞEHİR’DE BAŞLAYIP BİTEN TEK KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Öncelikle şehrimizdeki kentsel dönüşüm alanlarının önümüzdeki 5 yıl içerisinde hızlıca dönüştürülmesinin altyapısı hazırlanmalı,daha ileri yıllara devredilmesi engellenmelidir. Bu konuda kurumlarla belediyeler arasında varsa sorunların giderilmesi anlamında aracı olabileceğimizi her zaman dile getirdik. Bazı sorunların çözülmesindeki katkılarımızda bunun bir göstergesidir. Örneğin Karapınar gecekondu önleme projesinde olduğu gibi. 20 yıldır çözülemeyen kentsel dönüşüm alanındaki sorunlar artık başka bir döneme aktarılmayacak kadar önemlidir. Eskişehir’imizde kentsel dönüşüm konusunda başlayıp da bitirilen tek bir proje vardır o da TOKİ’nin yaptığı Karapınar Etap 1 dönüşüm projesidir.

HÜKÜMETİN TEŞVİKLERİ GİBİ BELEDİYELER DE TEŞVİKLER VERMELİ

Şehrimizde kentsel dönüşüm daha çok müteahhitler eliyle parsel bazında yapılmıştır. Yani vatandaş müteahhitle anlaşarak binası yıkılmış yerine daha yüksek katlı bir bina yapılmıştır. Hükümetimiz yıllardır kendi binasını müteahhitle anlaşarak dönüştüren vatandaşlarımıza teşvikler vermiştir. Evini dönüştüren vatandaşlara, sadece şehrimizde, bu zamana kadar 6 bin 952 haneye kira yardımı yapılmıştır. Dönüştürülen bu hanelere KDV ve Vergi İndirimleri verilmiştir.Sadece şehrimizde bile verilen bu teşvikler ile görüldüğü gibi ortalama bir mahallenin dönüşümü sağlanmıştır. Şehrimizde bulunan eski mahallelerimizde yapı stoklarının birçoğu da maalesef eskidir. Buraların da dönüştürülmesi ile ilgili hükümetin teşviklerinin yanında belediyelerimizin de bir teşvik uygulaması ile vatandaşlarımızı özendirmelidir. Bina kalite analizi yapılan gerek alçak gerekse yüksek eski binalarda dönüşümle ilgili yol gösterici ve teşvik edici raporlar hazırlanmalıdır. Vatandaşın konutu ekspertiz yapılmalı ya bugünkü değerinden satın alınacak ya da vatandaşın imkanı varsa yenileme maliyetine katkıda bulunması sağlanacak. Bugün birçok konutun yenilenmemesindeki ana sebep güncel değerden müteahhide satılmaması, yenilenme maliyetine çeşitli sebeplerden dolayı katılınmamasıdır. Ayrıca başka bir lokasyonda yapılacak olan rezerv alanlarındaki binalara vatandaşlarımızın şehre yakın yerlerde oturma isteği ile itiraz edilerek olumsuz yanıt verilmesi, eski binaların dönüşümündeki en önemli faktörlerden bir tanesi. 2.deprem bölgesinde olan şehrimizde her an 6 ile 7 arasında bir şiddetle depreme maruz kalmasının muhtemel olduğu bir yerde vatandaşlarımızın kendisinin sağlığını düşünerek dönüşüm projelerine yardımcı olmaları elzemdir.

DEPREM SONRASI İÇİN ESKİŞEHİR’DE ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

Ayrıca şehrimizden geçen fay hatlarının nerelerden geçtiği, bu zamana kadar imar planlarına işlenmemiş olması ayrı bir sorundur. Fay hatlarının geçtiği bölgelerde ne kadarı imarlaşmış ve ne kadarı da imara açıktır, bilinen bir husus değildir. Bu konunun acilen belediyelerimiz tarafından kamuoyuna bildirilmesi gerekmektedir. Başka bir acil belirlenmesi gereken husus da deprem sonrası oluşabilecek durumların bugünden belirlenmesidir. Toplanma alanları, konteyner ve çadır alanları bugünden belirlenmeli ve halka duyurulmalıdır. Üstelik konteyner ve çadır kent kurulacak yerlerin altyapısı bugünden hazır edilmelidir. Şehrimizi resmi ve STK’ların oluşturmuş olduğu kurtarma ekipleri genişletilmeli, halkımıza verilecek olan bazı kurslarla vatandaşlarımızın da bilinçlenmesi sağlanmalıdır.Vatandaşlarımızın kendi eliyle ve muhtarlık alanlarında acil müdahale ekipmanlarının olması sağlanmalıdır. Başta Kızılay ve AFAD olmak üzere belediyelerimizin de içinde olduğu deprem sonrası ihtiyaç olabilecek bütün gıda ve gereçlerin stoku bulundurulmalıdır. Bu konuda söylenecek birçok madde olmasına rağmen yazımızın darlığından dolayı ana başlıklar halinde söylediğimiz konular elbette fazlalaştırılmalıdır. Bu konular şehrimizde oluşturulacak; içerisinde üniversitelerin, resmi kurumların, belediyelerin ve STK’ların olduğu ortak çalıştaylarla detaylandırılmalı ve bir an evvel bu çalıştaylar yapılmalıdır. Ortak çalışma kültürü ve dayanışma bu konuların olmazsa olmazıdır. Bu tarz çalıştaylara en anlamlı desteği vereceğimizi şimdiden ilan ediyoruz. Sevgi ve Saygılarımızla…