10 ili etkisi altına alan depremle beraber yurt genelinde ciddi bir dayanışma örneği sergiliyoruz.

Eskişehir’de de vatandaşların, kamu kurumlarının, belediyelerin, odaların, sivil toplum kuruluşlarının ve duyarlı şirketlerin büyük destekleriyle yardım seferberliği ilan edildi!

Bu noktada herkes elinden ne geliyorsa yapıyor; imkanı olup koşulları el verenler de deprem bölgesine gidiyor, depremzedelerle aynı havayı teneffüs ediyor, acısına ortak oluyor.

Bu isimlerden bir tanesi de Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç!

*

Başkan Ataç ile ES TV’de buluştuk, epey bir sohbet ettik. Hatay, Kahramanmaraş ve Adana izlenimlerini aktardı. Yıkımın büyük olduğunu, bununla beraber dayanışma duygusunun insanları ayakta tuttuğunu vurguladı. Tepebaşı Belediyesi ekiplerinin deprem bölgesinde yaptığı çalışmaları da konuştuk. Belediye tarafından giden yardım tırlarını ve Tepebaşı Arama Kurtarma ekibinin yaptığı işleri biliyorduk. Bunun yanında belediyenin deprem bölgesinde bir de mutfak ve ihtiyaç alanı kurduğunu öğrendik. İnsanlar belediyenin mutfağına gelerek hem sıcak yemek yiyebiliyorlar, hem de ihtiyaç alanına giderek giysi gibi, bebek bezi gibi, hijyen malzemesi gibi ihtiyaçlardan hangisi gerekiyorsa alabiliyorlar.

*

Ahmet Ataç, sohbetimiz sırasında, Hatay ve çevre illerde konuşulan çok önemli bir tehlikeye işaret etti.

Hatay elden gidebilir!

Bu da ne demek oluyor?

Başkan Ataç, bunun ne demek olduğunu şöyle açıklıyor:

‘HATAY’IN ASIL SAHİPLERİNİN GİTMESİ ÖNLENMELİ’

“Hatay’da bir milyon Suriyeli var. Bir Hatay Milletvekili endişesini bana şöyle anlattı:‘Buradan varlıklı insanlar çekip gittiler. Kendini kurtarabilecek insanların ise imkanları ölçüsünde bir kısmı gitti, bir kısmı gitmek için yer arıyor. Neticede buradaki nüfus Hatay’dan ayrılıyor. Hatay toprakları bir milyon Suriyelinin eline kalıyor.’ Bakın milletvekilimizin anlattığıbu endişe,benim ziyaret ettiğim her yerde var. Elbette orası boşalınca, orada yaşayan Suriyelilerde oraya sahip olmak isterler. Sonra bu durum nasıl düzeltilecek, nasıl geriye döndürülecek ayrılan insanlar, bu çok ayrı bir tartışma. Eğer şimdiden orada bir güvenlik oluşturulursa, bu tehlike önlenmiş olur. Ve oradan Türklerin gitmesi, yani Hatay’ın asıl sahiplerinin gitmesi önlenmeli. Asıl Suriyelilerin tahliye edilmesi lazım Hatay’dan. Suriyelilerin oradan uzaklaştırılması lazım.”

*

Tepebaşı Belediye Başkanı, deprem sonrası verilen OHAL kararını ve seçimlerin ertelenebileceği yönündeki tartışmaları da yorumladı.

Şöyle ki:

‘YEREL YÖNETİM SEÇİM TARİHİNİ ANAYASA MAHKEMESİ DEĞİŞTİREBİLİR’

“Tüm Türkiye’de OHAL olsaydı seçimleri ertelemek kolay olabilirdi. Ama bir bölgede OHAL olduğu için, o belki ertelemeyi engelleyebilir. Şöyle bir şey var tabii. Oradaki seçmende müthiş bir değişiklik oldu. Doğuya, batıya, pek çok noktaya insanlar taşındılar ve hala taşınmaya devam ediyorlar. Örneğin Eskişehir’e Hatay’dan geliyorlar, biz de en iyi şekilde ağırlamaya çalışıyoruz. OHAL, bence bu talan işlerini önlemek için düşünüldü, orada güvenliği sağlayabilmek için düşündüler. Ama sen oraya gerekli kadroyu koymazsan alacağın böyle bir kararın hiçbir etkisi, geçerliliği yoktur. Bugün hala bir sürü şey duyuyoruz bölgeden. Bakın seçimlerle ilgili bir de şu görüş var. Kasım ayında yerel yönetimlerle beraber seçim yapılabilir. Ancak böyle bir durumda direkt Anayasa Mahkemesi’nin kararı olması lazım. Çünkü yerel yönetim seçimlerinin tarihinin değiştirilmesi tamamen anayasal karara bağlı.”

*

Deprem bölgesinden Eskişehir’e gelen depremzedeler olduğunu biliyoruz. Her kişi ve kurum elinden geldiğince dört bir taraftan depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar. Peki, Tepebaşı Belediyesi Eskişehir’e gelen depremzedeler için ne yapıyor?

Başkan Ahmet Ataç’ın anlatımı şöyle:

BELEDİYE YENİ BİR KIZ YURDU YAPMIŞ!

“Bir otelde konaklamalarına yardımcı oluyoruz. Yine Yaşam Köyü’nde bir kız yurdu hazırlığı yapıyorduk. Eğer deprem olmasaydı açılışını yapıp hizmete açacaktık. Deprem olunca hemen yurdumuzu depremzedelere tahsis ettik. Her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz.”

*

Yazımın sonuna yaklaşırken, Tepebaşı Belediyesi’nin 1999’dan sonra yaptığı yerinde dönüşüm çalışmalarını aktarmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Bu noktada Başkan Ataç, belediyenin, binaların sağlam yapılıp yapılmadığı konusunda ince eleyip sık dokuduğunu, belediyenin bu yönüyle pek sevilmediğini vurguluyor. Ancak her ne olursa olsun taviz vermeyeceklerinin de altını çiziyor.

İşte Ataç’ın o ifadeleri:

‘ÇOK SAĞLAM GÜVENLİ EVLER YAPILDI’

“Şirintepe’de, Çamlıca’da, Sütlüce’de, Esentepe’de yerinde dönüşüm yapıldı. Önce Eskibağlar Mahallesi veYenibağlar Mahallesinden başlayıp Bahçelievler Mahallesi olmak üzere sırayla bir çember gibi çevreye kaydı yerinde dönüşüm uygulamamız. Mesela ben 1999’da seçildiğimde Çamlıca’nın nüfusu 20 bindi, bugün 60 bin. Şirintepe de öyle, 50 bin nüfusu olan bir mahalle. Çok büyüdüler. Buralarda çok yoğun değişim oldu ve binalar hakikaten çok sağlam, güvenli evler yapıldı. Bizim belediye bu konuda çok sevilmez, çünkü biz didik didik ederiz. Özellikle statikte tavizimiz yoktur. Biz çok eleştiri aldık ama bu konuda taviz vermiyoruz. Şimdi ana caddelerimizdeki 1999 öncesi yapılmış binalar da toparlandı mı,Eskişehir’deki sıkıntı minimuma iner.”

*

Evet, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile gerçekleştirdiğimiz sohbetin ana hatlarını siz değerli okurlarımıza aktardım.

Yazıma son verirken, Ataç’ın soğuk duş etkisi yaratan şu ifadesini de paylaşmak istiyorum: “Yeni bir imar affı daha meclisteydi,bir tane daha çıkıyordu. Deprem olmasa çıkacaktı.”

Bu ifadeler sonrasında aklıma, depremden dört ay önce meclise imar affı teklifi veren Eskişehirli hemşerimiz Mustafa Destici geldi…

Sonra onun deprem bölgesine gidişini anımsadım…

Ardından dedim ki…

Her neyse…

Bugünlük MIH sütunlarını kapatıyorum…