Bu köşede “Genel Siyasete dair” konulara girmedim, girmek istemedim. Oysa ülke gündemi neredeyse 2 yıldır 2023 seçimleri nedeniyle, Ankara’dan kaynaklı olarak siyaset kazanı fokur-fokur kaynıyor. O seçimlere şunun şurasında 6 ay gibi bir zaman kaldı. Bu durumda siyasetin bir parçası olarak 6’lı masanın da altına odun taşıyanların artamaya başlaması hiç şaşırtıcı değil.

O odunları taşıyanların da Masa’nın karşıtı siyasi oluşumun, yani Cumhur İttifakı’nın liderleri olması da öyle!. Sonra da siyasetin çeşitli kanatlarındaki diğer aktörlere dönüp “Hadi Bakalım, ateşleyin artık.” demeleri de ayni anlamda.


Nereden çıktı ittifaklar?

Evet, “Nereden çıktı bu ittifaklar?” konusu derseniz. Malum, seçim kanunlarında var olan partiler arası seçim ittifaklarına izin vermekte. 2018 seçimlerinden başlayarak ittifaklar fiilen gün yüzüne çıktı. Başlangıcı da 2015 seçimleri (Haziran ve Kasım) ve sonrasında da rejimi kökten değiştiren Anayasa Reformu oylamalarına uzanan. Neydi değişikliğin dayattığı;

-Türk tipi başkanlık sistemi!..

AKP ve Genel  Başkanı Recep Tayyip Erdoğan kendisine olan aşırı güvenle o değişik Anayasa’ya Cumhurbaşkanlığı secimi için (Yüzde 51) şartını koyması sonucu.

Nasıl olduysa, önceleri “Senden Başkan olmaz!” diyen, miting meydanlarında “ip atan”  MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “İpine sarılmak” zorunda kalacağını anlayıvermesi çok zaman almayacak bu noktada ilk “resmi ittifakın” adı konulacaktı;

-Cumhur İttifakı…

Gerekçe ise “Devletin Bekası” temasıyla Anayasa değişikliği gerçekleştirilecek, “Yüzde 51” de sağlanarak, hem cumhurbaşkanlığı, hem de seçimleri kazanacaklardı.


Kılıçdaroğlu  ve Millet İttifakı

Hal böyle iken, 2018 seçimleri öncesi muhalefet partileri arasında karşıt bir “İttifak ihtiyacı” doğacaktır. Doğrusu onun da mimarı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

İYİ Parti, kendisi gibi MHP’den ayrılanlar, biraz da “sağdan soldan” katılımlarla Meral Akşener liderliğinde kurulup, örgütlenme çalışmalarına başlayacaktır. Seçim süreci yaklaştığında, 41 ilde örgütlenme şartı YSK tarafından yeterli bulunmayacak, seçime girmesi engellenmek istenecektir. Bu duruma tek alternatif, “Parlamentoda gurup kurma” şartı kalmaktadır.

Meral Hanım, partisindeki kimi karşı çıkanlara rağmen “bir cesaret” refüze edilmek endişesiyle birlikte Kemal Beyin kapısını çalar. Gurup kuracak sayıda milletvekili rica eder. Kılıçdaroğlu isteği ikiletmez, 19 milletvekilini İYİ Partiye gönderir. Sonuç olumludur;

-Meral Hanım ve Partisi yüzde 12 civarında oy alarak hatırı sayılır milletvekili ile parlamentoya girer.

Buna,  iki partinin listelerinden Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin milletvekilleri de eklenecek. Muhalefet blokunun adı da belli olacaktır;

-Millet İttifakı…


Güçlendirilmiş parlamenter sistem

Süreç içinde AKP’den kaçınılmaz ayrılıklar ve kopmalar olacaktır. AKP’nin emanetçi ve de “son Başbakanlardan” Ahmet Davutoğlu Gelecek Partisi’ni kuracaktır.

Ayni şekilde, uzun yıllar AKP adına devletin maliyesini ve ekonomisini yöneten Ali Babacan da DEVA’yı… 

 Yine Kılıçdaroğlu’nun planlaması ve gayretleri ile iki yeni partiyle görüşmeler sonucu Şubat ayında gerçekleştirilen bir deklarasyonla yeni bir oluşuma gidilecektir. İlk ve Ana hedef;

-Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmek.

Bununla birlikte, Demokrasi ve onarılacak hukuk sistemi içinde devletin yok edilen kurum ve kuruluşlarını yeniden inşa etmek.

Millet İttifakı  adı değişmemekle, aylık toplantıları nedeniyle “6’lı Masa” olarak anılan yeni sistem seçime  hazırlanıyor.

***

Masanın altına atılan odunların alevlendirilmesi üzerine yapılanları irdeleyecektik ama, ayrılan yer yetmedi.

Devamı gelecek yazıya…