Seçim, seçim, seçim…

Millet ittifakı, Cumhur İttifakı, Emek ittifakı…

Ve de Altılı Masa…

Neredeyse bir buçuk yıl oluyor, yukarda tekrarlayarak verdiğim klişelerle boğuşup, duruyor millet.

Cumhur İttifakı, Erdoğan-Bahçeli ikilisiyle, AKP ve MHP kadroları ile     “tam saha pres” taktiği ile Millet İttifakı’nın karşısında! Elinde resmi, gayri resmi devlet olanaklarıyla da atak üstüne atak yapmaya çalışıyor!..

Elindeki imkanlarla, emekçi yığınlara, kendine göre “bol keseden” rüşvet dağıtma gayretleri. Önce yılın son günlerine doğru başlayan ataklarla hayat pahalılığını değil ama enflasyonu, düşürdük, düşürüyoruz açıklamaları. Bu gerekçeyle kamu görevlileri ve emekliye maaş artırım açıklamaları.

Önce yüzde 25, bir gün sonra da bizzat Cumhurbaşkanından “Bu da benden” müjdesiyle bir 5 puan daha;

-Alın size yüzde 30 zam, yetti mi?..

Yetmedi ama “idare etin artık” anlayışı dayatması. Bir de SGK ve Bağ-Kur emeklisine en düşük maaşın 3 bin 500 liradan 5 bin 500 liraya yükseltilmesi müjdesi!

Araya sıkıştırılan asgariye ücret; 8 bin 506 bin liraya çıkarmak.

Elbet Cumhur’un başka sosyal atakları var. Bütün bunların o geniş yığınlar arasında bir karşılığı olacak mı göreceğiz.


Sonrası belli, Başbakanlık!..

Sanırım bu ekonomik ataklara bir de EYT’liler konusunu eklemek gerek ama oradaki şartlar henüz belirsiz.

Buradan gelelim Millete, yenilenen adıyla Altılı Masaya! Oradaki faaliyet 1 yılı doldurdu.  İlk protokol o ilk toplantı sonrası çıktı;

-Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem.

Seçim kazanıldı, sonrası ise yürünecek Yolun Haritası!. O da çıktı, çıkıyor. Ama epey zorlanıyor Altılı!...

Unutmadan, bu araya bir mutabakat da “Yeni Anayasa Taslağını” ekleyelim. Öyle ya, ana hedef parlamenter sistem olduğuna göre, yeni Anayasa zaten zorunlu.

Bu arada bütün partilerin yetkilendirdiği uzmanların çalışmaları var, bu konular da liderlerin onayına, sunuldu, sunuluyor.

Elbet yeni Anayasa’ya kadar uygulanacak “Şekli Hükümet” en önemli konu. Bu noktada her kafadan bir ses çıkıyor, çıkmakta!..  Hayırlısıyla çıksın;

-Sonrası Başbakanlık, belli…

Onun adı da belli, Meral Akşener!..


Ayın sonunda iyi bir son olur!..

Geldik en önemli konuya;

-Cumhurbaşkanı kim olacak?

Bildiğimiz kadarıyla hemen her protokol sonrasında ve liderlerin açıklamalarında vurgulanan;

-Aday altılı masanın onayı ile masada oturanlar arasından çıkacak!..

Öyle de bir ara bu karar kenara atılır gibi olmadı mı?. Örneğin İYİ Parti lideri Meral Hanım “Mansur Yaıvaş ve Ekrem İmamoğlu isimlerine de hayır demeyiz” deyiverdi.

Çok yakın zamanda DEVA’nın lideri Ali Babacan çıkışı. Mealen;

“-Pekala benden de iyi Cumhurbaşkanı olur:”

Öylesine bir çıkıştı Babacan’ınki. Ortalığı esastan karıştıran ise Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nunkisi oldu;

“-Seçilecek Cumhurbaşkanı öyle her konuda kendi başına karar alamayacak, 6 liderin mutabakatı gerekir.”

Sonra bunun ne anlama geldiğine açıklama getirmeye çalışsa da AKP lideri Erdoğan’a ikinci bir gol pası gibi oldu;

“-Gördünüz mü, bunlar yeni vesayet peşinde. Bunun adı siyasi vesayet gibi bir şeydir!”

Neyse, Kılıçdaroğlu, “Masanın diğer ortakları Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak” diyerek durumu kurtarmaya çalıştı.


***


Millet İttifakında son durum özetle böyle. Ne var ki bu git-gel halinden iyice usanmış durumda;

-Yetti gari, ne olacaksa olsun artık, isyanında!..

Evet, önce 26’sındaki Altılı toplantısında, ardından dört gün sonra yapılacağı söylenen “ortak deklarasyon” açıklamasında gözler, kulaklar…

Umarım, milletin beklentisine uygun bir son olur!..