Bozdağ sırtlarında kocaman bir “Eswood” tabelası…
Bu konuda birçok kez köşe yazdım, televizyon ekranlarında paylaştım. Sayın Burhan Sakallı’nın Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı sürecinde danışmanlarına bir rapor sundum. Kendisi de bu projeyi gururla açıkladı. Yıllar sonra, Nebi Hatipoğlu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduğunda, daha ilk haftada danışmanlarına aynı konuyu daha kapsamlı şekilde anlattım. Onlar da projeyi geliştirip, değiştirerek harika bir hale getirdiler. En nihayetinde, Nebi Bey bu projeyi “vizyon projem” diyerek açıkladı.
Şimdi; Burhan Sakallı ve Nebi Hatipoğlu, bu konuya olan ilgimi, tavsiyelerimi ve çalışmalarımı bilmiyor olabilir. Lakin dönemin danışmanları konuya vakıflar. Elbette kendilerine bir sunum yapmadım. Hatta benden haberdar da olmayabilirler. Zaten bu iş “benlik” değil. Bunu bir hak iddiası gibi de yazmıyorum. Mesele şehre ve ülkeye hizmet. Varsın, danışmanların fikri gibi görülsün, ne fark eder? Mesele, dediğim gibi memleket.
Ayşe Ünlüce, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra kendisine yapılan bir nezaket ziyaretinde, bu projeden kısaca bahsettim.
Peki konu nedir, kısaca özetleyeyim efendim:
Eskişehir’e Avrupa standartlarında bir film platosu inşa edilmesi.
Türkiye’de seksenin üzerinde yapım şirketi bulunuyor. Aslında sayı çok daha fazla; çünkü bu şirketler Kültür Bakanlığı'ndan aldıkları film destekleri sonrasında, aynı isimle üç yıl boyunca yeni bir destek alamıyor. Bu nedenle birçok yapımcı, yeni şirketler kurarak destek almaya devam ediyor.
Hâlâ aynıysa, Türkiye’de 22 dağıtım şirketi ve 6 büyük plato ile ses stüdyosu var.
Bir yapımcının en çok zorlandığı konu; teknik ekip (ışıkçı, sesçi, kameraman, elektrikçi vb.) ve oyuncuları aynı noktada konaklatamamak. Aynı anda, hep birlikte hareket edememek, işin akışını oldukça zahmetli hale getiriyor.
Küresel gişe gelirlerinin bu yıl 33 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu çok ciddi bir rakam. Devasa bir endüstri.
Şimdi, size bu projenin detaylarını ilk kez 23 Aralık 2023 tarihli köşe yazımdan aktaracağım:
‘’İçinde teknik ekip için 1+1 ve 2+1 dairelerin; oyuncular için süit, lüks dairelerin bulunduğu çok katlı bir bina düşünün.
Üst katında restoran ve kafeterya, alt katlarında ise çamaşırhane, terzihane (kostüm dikim atölyesi) yer alıyor. Yan kısımlarda mobilya ustalarına, demircilere ve alçıpan ustalarına ait atölyeler konumlanmış…
Bir de havuzlu villa düşünün. Tavan yüksekliği 7 metre olan bu yapının içinde; hastane danışma alanı, ameliyathane, mahkeme salonu, hapishane, karakol, otel lobisi, sınıf gibi birçok farklı sahne dekorunun (corner’ların) yer aldığı bir kompleks...
Bir yapımcı düşünün; 70’li yıllarla alakalı bir film çekecek. Tesise geliyor ve o döneme ait iki-üç sokak yapılmasını istiyor. Tesisin kademe personeli gerekli hazırlıkları yapıyor, dekorları inşa ediyor. Sette çalışan herkes aynı yerde konaklıyor, aynı yerde yemek yiyor. Tesise ait karavanlarla, yakın çevredeki dış mekân çekimleri için transfer sağlanıyor.
Kostümler için profesyonel terziler görev yapıyor...
Eskişehir kültür şehri madem, öyleyse bunu hakkıyla gösterelim!
İki heykelle sanat şehri olunmaz. Hem ekonomiye katkı sağlayacak, hem de farklı iş kollarına istihdam imkânı sunacak; aynı zamanda yapımı süren dizi ve filmlerin aktrislerini görmeye gelen turistlerin ilgisiyle şehre canlılık kazandıracak bir proje bu…
Büyük bir istihdamı da beraberinde getirecek olan bu proje, Eskişehir’in çehresini değiştirebilecek “mega bir proje” niteliğinde.
Bu konuda uzun süredir araştırma yapıyorum. Yapımcılar ve sanatçılarla birebir görüştüm. Lokasyon olarak Eskişehir, bu proje için son derece uygun bir kent.’’
****
Peki, şimdi soralım kendimize:
Eskişehir sadece öğrenci kenti mi kalmalı? Sadece heykellerle, parklarla mı anılmalı? Yoksa vizyoner bir adımla, kültür-sanat ve üretimin birleştiği bir çekim merkezi hâline mi gelmeli?
Bu projeye sadece bir plato yatırımı olarak bakmayın. Bu, aynı zamanda bir kültür atağı, bir ekonomik kalkınma hamlesi ve bir istihdam devrimidir. Yerel yönetimler, üniversiteler, iş dünyası ve sanat camiası el ele verirse, Eskişehir neden Türkiye’nin film üssü olmasın?
Gelin, bu hayale sadece uzaktan bakmayalım. Sahip çıkalım. Tartışalım. Geliştirelim. Gerçekleştirelim.
Çünkü Eskişehir, bu potansiyele fazlasıyla sahip.
Ve çünkü güzel şeyler, önce bir hayalle başlar...