Eskişehir’e uzun zamandır söylenen bir laf vardır: “Otomotivi Bursa’ya kaptırdık, geriye gittik.” Kuşkusuz, bu sözün geçmişte haklılık payı vardı. Ama şimdi başka bir sayfaya geçiyoruz. Çünkü artık Çin merkezli dev otomotiv firmaları rotasını Eskişehir’e çevirdi. Yeni yatırım haberleriyle birlikte şehrimizde sadece motorlar değil, umutlar da yeniden çalışmaya başladı.

Eskişehir’in yeniden cazibe merkezi haline gelmesinin tesadüf olmadığını artık herkes kabul etmeli. Yıllardır sessiz sedasız ama kararlı adımlarla büyüyen Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi, teknolojik altyapısı ve üretim gücüyle bugün dev yatırımları kendine çekebilecek noktaya geldi. Elbette bu başarıda yerel yönetimlerin, sanayiye ve yatırımcıya bakış açısının da önemli bir payı var. Doğru iklim yaratıldığında yatırımcının yönünü bu kente çevirmesi kaçınılmaz hale geliyor.

İşte son örnek: Çin merkezli ATMO Group ve Türkiye merkezli Urzema Holding'in kurduğu ortak girişim Urzat. Eylül ayında Eskişehir’de üretime başlayacaklarını açıkladılar. Üstelik bu sadece bir montaj hikâyesi değil. Yüksek yerlilik oranı hedefiyle yola çıkan bu yatırım, kendi tedarik zincirini kurarak Türkiye’nin mühendisliğini dünyaya açma vizyonu taşıyor.

Urzema Holding CEO’su Murat Ertaş’ın söyledikleri çok çarpıcı: “Bu ülkede 1961 yılında 120 günde Devrim Arabası yapıldı. Şu çılgın Türkler istediği zaman her şeyi yapabiliyor.” Bu sözler, sadece bir nostalji değil; aynı zamanda Devrim’in yarım kalmış hikâyesine verilen bir yanıt gibi. Eskişehir’in belleğinde derin izler bırakan bu hikâye, şimdi Urzat ile tamamlanma yolunda. Bu topraklarda yeniden “Devrim” olacaksa, o devrim yine Eskişehir’den çıkacak.

Üstelik yatırım sadece otomobil üretimiyle sınırlı değil. SWM ve JAC gibi markaların altı farklı modelinin üretileceği açıklanmış durumda. İlk model eylülde banttan inecek. 2026’ya kadar yerlilik oranının yüzde 30’a, 2027’de yüzde 40’a ve hedef olarak yüzde 51’in üzerine çıkması planlanıyor. Bu rakamlar bize şunu söylüyor: Eskişehir sadece üretim değil, mühendislik ve teknoloji anlamında da oyun kurucu olmaya hazırlanıyor.

Bugün birçok ülke otomotiv sektöründe Çinli firmaları cezbetmeye çalışırken, Türkiye’ye uygulanan gümrük vergisiyle oluşan yeni dengede, Çinli yatırımcıların gözü kara bir şekilde Eskişehir’e yatırım yapması da kayda değer. Üstelik bu yatırımlar herhangi bir teşvik ya da kamu desteği almadan özkaynakla yapılıyor. Bu durum Eskişehir için sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir kazanımdır.

Peki bu yatırımlar ne anlama geliyor?

Öncelikle, Eskişehir artık otomotiv sektöründe yeniden söz sahibi olacak. Bugüne kadar “kaçırdık” dediğimiz birçok fırsatın yerini, “şimdi zamanı” duygusu alacak. İkincisi, bu yatırım binlerce kişiye istihdam sağlayacak. Sadece doğrudan çalışanları düşünmeyin. Yan sanayi, lojistik, hizmet sektörü derken şehirde ciddi bir ekonomik hareketlilik doğacak. Üçüncüsü ve belki de en önemlisi: Eskişehir gençlerine mühendislikten tasarıma, üretimden yönetime kadar uzanan bir yelpazede yepyeni fırsatlar sunacak.

Uzatmadan toparlayayım: Eskişehir, geçmişte otomotivi kaybetmiş olabilir. Ama bugün, geçmişin gölgesinde yaşayan bir şehir değiliz. Aksine, geçmişten ders çıkarıp, o yarım kalmış hikâyeyi tamamlamaya kararlı bir şehiriz. Devrim’in sesi yeniden yükselecekse, bu kez daha güçlü ve daha kalıcı olacak.

Çin Eskişehir’i sevdi. Biz de kendimizi yeniden hatırladık.