Eskişehir Sanat Derneği, bir çok ülkede örneğini gördüğümüz, bizim  de Ege’deki  antik kentlerimizi tanıtmak ve adını duyurmak amacıyla  yaptığı edebiyat etkinlikleri  gibi  Eskişehir’in en eski, ilk yerleşim yeri olan Dorlion’un adını duyurmak  için ülkemizin öykü yazarlarını bir araya getirmek, ülkemize ve Eskişehir’e bir öykü  etkinliği daha kazandırmayı hedefleyerekDorlion yayınları ile beraber  “Dorlion Öykü Yarışması”nı düzenliyor ve ödül alan yazarları ödül töreninde Eskişehir’de  buluşturarak öykü etkinliği gerçekleştiriyor.

öykü yrş toplu

Dorlaion, sanatla, yaratıcılıkla ileri  uygarlık yaratmış olan Friglerin ünlü kentlerinden biridir. Bildiğiniz gibi Ezop Masalları, Pan Flüt, Türk sanat müziğinde bir çok makamı daFriglerdenbizlere  kalmadır. 

      Eskişehir Sanat Derneği, Eskişehir’i ülkemizin öykü sanatında merkezlerimizden olması için yoğun çalışmalar yapmaktadır. Bunlardan biri 2005 yılında başlattığı ve sürdürdüğü “Eskişehir Öykü Günleri” etkinlikleridir.Onun yanında dernek ulusal düzeyde, bütün kentlerimizden öykü yazarların katıldığı; “Neşet Tınaztepe Öykü Yarışması”, “Eskişehir Öykü Yarışması”, “Kral Midas  ÖyküÖykü Yarışması” ve “ Dorlion Öykü Yaışması” dört yarışma düzenleyerek ödül törenlerini düzenlemektedir. Ayrıca “Öğretmenler Öykü Yarışması”, “Lise Öğrencileri Öykü Yarışması” gibi başka öykü etkinlikleri daha  var.

      Eskişehir Sanat Derneği bu etkinlikleriyle ülkemizin önde gelen öykü yazarlarımızı Eskişehir’de konuk ediyor, onlarla tanışıyor, konuk yazarların bilgi ve deneyimlerini alıyor.Düzenlediği  panellerde ülkemizin öykü sanatını tanıyor, sorunları dinliyor, konuşuyor.  Düzenlediği öykü yarışmalarında ülkemizin yeni öykü yazarlarımıza alan yaratıyor, ülkemizin değişik kentlerinden öykü yazarlarımızın birbirini tanımalarına, aralarında  tanışbağlarının kurulmasına ortam oluyor.Eskişehir’e öykü etkinliği için gelen ya da ödül alan öykü yazarları Eskişehir’i ve Eskişehir Sanat Derneği’ni unutmuyorlar, kitapları yayınlandığında ilk  Eskişehir Sanat Derneği ile paylaşıyorlar seviniçlerini. Hep;“İyi ki düzenliyoruz bu etkinliklerimizi” dedirtiyor.

     Eskişehir Sanat Derneği, Büyükşehir Taşbaşı Kültür Merkezi’nde “Dorlion Öykü Yarışması”nın ödül törenini yaptı. Münevver İzgi, Güngör Kibaroğlu, Ahmet Fenar,Şehabeddin Tosuner’den oluşan seçici kurulun değerlendirmesi sonucu;

Birincilik Ödülünü: “Yaşarmış gibi” öyküsü ile Ankara’dan İsmail Saklak, İkincilik Ödülünü: “Dosya” öyküsü ile Bursa’dan  HakanCucunel, Üçüncülük Ödülünü: “Horozlu Ayna” öyküsü ile Eskişehir’den KuddisiÇetinkuş, Mansiyonları: “Kuyruğumu niye kestiniz?” öyküsü ile İstanbul’dan Müge Süzek, “Babam öldü mü?” öyküsü ile İzmir’den Başar Yılmaz, “Kör Noktası” öyküsü ile Afyonkarahisar’dan Buket Uçar, Jüri Özel Ödülünü:”Nasıl kaldım burada” öyküsü ile İstanbul’dan Fatih Çavdar, Eskişehir Sanat Derneği Özel Ödülünü: “Anten” öyküsü ile Ankara’dan Anıl ÇetinelÖrselli, Dorlion Yayınları Özel Ödülünü:  : “Sancar’a Ağıt” öyküsü ile İstanbul’dan Fulya Taşçeviren, “Eskişehir Sanat” Dergisi Özel Ödülünü: “Ziyaret” öyküsü ile Eskişehir’den Gürcan Banger aldı. Ayrıca:onbeş yazarın öyküsü de “Eskişehir Sanat” dergisinde yayımlama kazandı. Onlarda: “Alice, Şehir ve Masal” öyküsü ile İstanbul’dan Nazmiye Demirci, “Torpil” öyküsü ile Mersin’den Mehmet Ali Elçin,“Babam” öyküsü ile Ankara’dan Uğur Şen, “Yağmur Uykusu” öyküsü ile İzmir’den Hüseyin Opruklu, “Deniz Kabuğu” öyküsü ile Samsun’dan Tevfik Çağrı Kavaklıoğlu, “Ev Yemeği” öyküsü ile Eskişehir’den Canan Tümen, “Zamansız” öyküsü ile Samsun’dan Oğulcan Taflan, “Saat-23.10” öyküsü ile Ankara’dan Derin Yiğit, “Lastik Pabuçlar” öyküsü ile Çanakkale’den  Şuayip Odabaşı , “Bir,İki,Üç;Mayın” öyküsü ile Eskişehir’den Burçin Laçin Altay, “Düşleri Kırgın” öyküsü ileAnkara’dan Hatice Sönmez Kaya, “Kırmızı” öyküsü ile Eskişehir’den Nevin Ölçer, “Yıkım” öyküsü ile Kayseri’den Esin Çal , “Sıcak bir Temmuzdu aylardan” öyküsü ile İzmir’den Sevin Sezgin, “Ağrı” öyküsü ile Ankara’dan Ceylan Sağlam’ın öyküleri yer aldı. Ödül töreninin sunuculuğunu da  TRT’nin eski spikeri, seslendirme ve dublaj sanatçısı, “Adem’in Ölü Kadınları”  romanının yazarı Arzu Yılmaz Dağdemir yaptı.

Bunların okulu yok

    Sanat eğitimi akademik olarak üniversitelerde yapılıyor. Eğitim yaşını geçmiş, başka meslekten olup, sanata sonradan başlayanlar için  sanat derneklerinde kurslarla da yapılıyor. Buna “Alternatif eğitim” de deniliyor. Bu dünyanın her yerinde de böyledir.

   Şiir, öykü, roman, oyun yazarlığının, fotoğraf sanatının ve karikatür sanatının okulu yoktur. Bu akademik sanat eğitiminin başladığından beri de yazılan, konuşulan konudur. Üniversitelerdeki sanat eğitiminde bunların ne olduğu, tarihsel gelişimi, felsefeleri gibi bilgileri bilimsel olarak veriliyor. Alternatif eğitim de bu bilgilerin uygulaması vardır. Pratikten  öğretme uygulanır. Bilimsel bilgilere ulaşım kişinin kendi kapasitesine ve merakına bağlıdır.

Sanatesasında ustalarla öğrenilir. Bu usta çırak ilişkisi değildir. Çünkü; usta kalem tutmayı, yazmayı, çizmeyi, kompozisyonu öğretir. Oysa sanat kişinin yaşamı yorumlamasıdır. Yüreğinin dillendirilmesi, esere dönüştürülmesidir. Bunun için sanatçı adayı çevresindeki sanatçıları tanıyarak, gelmiş geçmiş, kendinden öncekilerin ne yaptığını bilerek, ülkesinin ve dünyadaki sanatçıların eserlerini görerek, onların bilgi ve deneyimlerini edilerek yetişir ve gelişir. Sanatçı da öyle olunur. Kısaca; sanatçı gördükleri,duydukları, okudukları ile dolması, kendince yorumlayıp, yürekten  türkü söylediği gibi coşarak boşalmasıdır eser olan sanat. Onun için rahat ve özgür ortam ister.

    Bütün bunları anlayabilmek için şairlere bakın. Örneğin Fazıl Hüsnü Dağlarca, Aziz Nesin askeri eğitimden gelme subaydırlar. Oktay Rıfat, Necati Cumalı avukattır. Ceyhun Atıf Kansu doktordur. Orhan Kemal, Yaşar Kemal lise tahsili bile yapamamışlardır. Sait Faik öykünün, Zeki Beyner karikatürün, Ara Güler fotoğrafın eğitimini hiçbir yerden almamışlardır. Konu kendini 24 saat sanata adamaktadır.

     Picasso gibi dünya sanatını yaratanlar üniversitelerde akademik sanat eğitimi alanlardır. Mühim olan o eğitimi yaşama geçirebilmektedir.