Ta’dil-i erkân, namazda azaların sükûnete ermesi hâlidir. Sükûnet hâli ise bir tesbihi söyleyecek kadar zamandır. “Sübhanerabbiyelazim veya sübhanerabbiyelâlâ” diyecek kadar durmaktır.

Ta’dil-i erkân namaza has bir terimdir. Ta’dil-i erkân, namazda azaların sakinleşmesidir. Hangi duruş üzere oluşun belli olmasıdır.

Namaz kılan kişinin rükûdan kalışta veya iki secde arasındaki doğruluşta bedenin her uzvu mutmain oluncaya kadar beklemektir. Rükû veya secdeden kalkışta omuzların yerine oturuş vaziyetini almasıdır. Bu durumu sağlamak vaciptir.

Vacip unutarak terk veya tehir edildiğinde sehiv secdesi yapmak gerekir. Vacibin kasten terki namazı bozar. Kasten terk edildiğinde namazın iadesi gerekir.  

Ta’dil-erkân, namazın önemli davranış biçimlerindendir. Ta’dil-i erkân’a riayetsizlik, namazın ahengini bozar. İhlası yok eder.

Namaz, tertip ve düzgün davranışla kılınır. Her ibadette olduğu gibi namazda ciddiyet, samimiyet, feraset, basiret, dirayet ve liyakat gerekir. Kişinin davranışları namazın kutsiyetine yakışır biçimde olmalı.

Namaz kılan kişi, özür durumu hariç her hâliyle namazın şanına uygun liyakat ve feraset göstermeli ki; Allah indinde layık olduğu yere yükselebilsin. Namazı makbul ve duası kabul olsun. Kendini seven namazına dikkat eder.

Namaz kılan namazını bedeniyle kılarken aynı anda aklı ile de o namazını kılmalı. Namazda ihlas bu demektir. Beden namazda, akıl başka yerlerde olursa o namazın huşu ve huzuru olmaz.

NAMAZIN VACİPLERİ:

Namazın edepleri sünnetleri, sünnetler vacipleri ve vaciplerde farzları ikmal içindir. Vacibi terk edenin namazı eksik olur. Vacibi terk ve tehir edenin sevih secdesi yapması gerekir. Vacibi kasten terk edenin namazı bozulur. Namazın vaciplerinden biri veya bir kaçı kasti terk edildiğinde, o namazın yeniden kılınması gerekir.

 1-Namaza “Allahü ekber” tekbiri ile başlamak…

 2-Namazda Fatiha suresini okumak…

 3-Farz namazların ilk iki rekâtında ve vitir ile nafile namazların her rekâtında Fatiha’dan sonra “zamm-ı sure” ya da bir başka ayetlerden okumak.

 4-Fatiha’yı sureden önce okumak...

 5-Namazda aşikâre okunması gereken kıratın aşikâre okunmak.

 6- Kıraati, namazın gizli okunması gereken yerlerinde gizli okumak.

 7-Secdede alın ile birlikte burunu yere koymak.

 8-Her iki secdeyi artarda yapmak…

 9-Üç ve dört rekâtlı namazların ikinci rekâtında “ettehıyyatü” okuyacak kadar oturmak. Bu oturuşa “Kade-i ûlâ” diğer bir ifade ile ilk oturuş denir.

10-Birinci ve son oturuşlarda ettehıyyatüyü okuyacak kadar oturmak… Her iki tahiyyatta da, ettehıyyatüyü okumak.  Kişi, birinci tahıyyattan sonra ayağa kalkmadan önce namazın rükûlarından birini eda edecek kadar kasti olmadan gecikme yaparsa, farz olan kalkmayı geciktirdiği için sehiv secdesi yapar. Ulemanın görüşüne göre kişi ettehıyyatüden sonra “Allahhümme salli âlâ muhammed” dediği takdirde ayağa kalktığında bir sonraki farzı geciktirmiş sayılır. İkindi ve yatsı namazlarının sünnetlerindeki salli-barik dualarının okunması durumları hariç.   

11-Üç veya dört rekâtlı namazların ilk oturuşunda gecikmeden üçüncü rekâta kalkmak…

12-Vitir namazının üçüncü rekâtında vitir tekbiri almak ve kunut duası okumak.

13-Bayram namazlarına has olan fazla (zait) tekbirleri almak.

14-Cemaatle kılınan sabah, akşam, yatsı, Cuma, bayram namazlarının ilk iki rekâtlarında, teravih namazı ile teravihten sonra eda edilen vitir namazının her rekâtında imamın Fatiha ve sureyi açıktan okuması…

15-Öğle ve ikindi namazlarında içinden sadece kendisi duyacak kadar sessiz okumak.

16-İmama uyanın Fatiha ve Fatiha sonrası okunan sureleri okumaması…

17-Ta’dili erkân: kıyamda iken dosdoğru, rükûda sırtı dümdüz ve rükûdan kalkınca iyice doğrulmak ve iki secde arasında tam oturuş vaziyetine gelmektir. Kadınlar ise rükûda sırtlarını dümdüz tutmazlar. Öne doğru biraz meyil etmeleri kâfidir.

18-Namazın sonunda selam vermek…

19-Namazda yanılma olduğu zaman sehiv secdesi yapmak.

20-Secde ayeti okunduğunda secde yapmak… Bu secdeye tilavet secdesi denir. Diğer bir ifade ile bu secdeye “okumak secdesi” de denir. Namazın vaciplerinden birisi de, içinde bulunduğu farzdan diğer farza hemen intikal etmektir.

İbn-i Mes’ud’tan rivayetle: Ettehıyyatü, Cenab-ı Mevlâ ile Peygamber Efendimizin karşılıklı mülakatlarında geçen bir konuşmadır.

Peygamberimiz, Allah-u Teâlâ’dan gelen ilhamla “Ettehıyyatü lillahi vesselavatü (Her türlü dua, sena (övgü) beden, mal, mülk ve mal ve bedenle yapılan ibadetlerin tümü ancak ve ancak Allah’a mahsustur. Ondan başkasına ibadet yapılamaz deyince;

Cenab-ı Mevlâ da, Peygamberimizin bu sözüne karşılık:

-Esselamü aleyke eyyühen nebiyyü ve rahmetullahi veberaketühü ( Ey şanı yüce Peygamber, Allah’ın selam, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun) buyurarak Hz. Peygamberimizi taltif etti.

Bunun üzerine Hz. Peygamber, Cenabı Allah’ın bu lütuf ve ihsanlarına diğer peygamberleri, melekleri ve iyi kulları da ortak ederek:

-Esselamü aleyna ve âlâ ibadillahissalihın (Allah’ın rahmeti bize ve bütün iyi kulların üzerine olsun), dedi.  Bu karşılıklı konuşma ile namazda okunması vacip olan ettehıyyatü oluştu.

 Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!