2023 seçimlerinde CHP’nin iddialı bir parti olduğu düşünüldüğünde, özellikle Eskişehir’de CHP’liler nezdinde ciddi bir heyecan olması gerekiyor, öyle değil mi?

Öyle olmasın öyle de, görüldüğü üzere deyim yerindeyse yaprak kımıldamıyor.

Heyecandan öte, önlem alınmazsa, heyelan bekleniyor dense yeridir.

CHP il örgütünde yöneticilerin görevden alınmasıyla başlayan karışıklık, Odunpazarı İlçe Kadın Kolları’nda yaşanan toplu istifa ile devam etti. Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar ile İl Kadın Kolları Başkanı Fikriye Söğütlü arasındaki sürtüşme devam ediyor. Kılıçdaroğlu Gönüllüleri Eskişehir Koordinatörüne karşı olan öfke günden güne artıyor, buna rağmen hiçbir şey yapılmaması saç baş yolduruyor. Recep Taşel istifa edecek mi etmeyecek mi tartışması yaşanıyor; ederse il yönetiminde dengeler değişir, etmezse ne olacağını kestirmek zor. Belediye başkanları arasında esen soğuk rüzgarları söylememe gerek bile yok.

Şimdi soruyorum: Böyle bir ortamda partilide heyecan olur mu?

*

Diğer taraftan, genel seçim demek, yüksek politika yapmak isteyenlerin beklediği dönem demektir. Söz konusu dönemlerde, milletvekili olmak isteyenler aday adaylıklarını açıklarlar ve çalışmalara başlarlar. Bu noktada, Türkiye’ye demokrasi getireceğini iddia eden CHP’nin en bereketli parti olması gerekir. Fakat gelin görün ki, ortalık rahatsız edici biçimde sessiz. Elbette bunun da önemli bir nedeni var. Milletvekili listesindeki sıralama belli çevrelerce paylaşılınca, haliyle partili de yarışa girmenin boşa çekilen kürek olduğunu düşünüyor. Dahası, ön seçim kararı alınamaması da, insanların yüksek politika yapma isteğini baltalıyor.

*

Bu noktada CHP kamuoyu, yatsın kalksın Kadir Kodak’a dua etsin!

*

Bunu neden söylüyorum? Şöyle anlatayım…

CHP örgütü açısından ortalığın karışık, havanın puslu olduğu bir ortamda Kadir Kodak çıktı, “ben milletvekili aday adayı olacağım” dedi ve oldu da!

Hem de öyle yarım ağızla filan değil.

Önce, çoğu kişinin yapmadığı bir biçimde, etik değerlere saygı göstermek niyetiyle, Odunpazarı Belediye Meclis Üyeliği görevinden istifa etti.

Hemen sonra CHP İl Başkanlığı binası önüne gitti, partililerin huzuruna çıktı ve resmen aday adaylığını açıkladı.

Kadir Kodak’ın bu hareketi, partide bir heyecan yarattı, bazı uyuyan hücreleri uyandırdı.

*

Kadir Kodak, aday adaylığını açıklamadan aylar önce çalışmalara başlamıştı aslında. Yüzlerce köye gitti, mahalleleri gezdi, sivil toplum kuruluşlarıyla temaslarda bulundu; geniş kitlelerin ihtiyaçlarını tespit etti. Öyle ki, parti binası önünde yaptığı aday adaylığı açıklamasında, yaptığı çalışmaları raporlaştırdığını, çok kısa süre içerisinde Yılmaz Büyükerşen ve partinin ilgili birimlerine ileteceğini kaydetti. Bu o kadar değerli bir iş ki, parti, daha 2023 seçimlerinin startını vermeden elinde ciddi bir veri bulunduracak!

*

Peki, Kadir Kodak, Eskişehirlilere ne vaat ediyor?

Bunun ip ucu, Odunpazarı Belediye Meclis Üyeliğinden istifa ettiği sırada yaptığı konuşmanın satır aralarında mevcut.

O konuşmanın bir bölümünde diyor ki Kodak:

‘YÜCE TÜRK MİLLETİ’

“Yüce Türk Milletine olan hizmet aşkımız daha da artarak devam edecektir. Nasip olurda Milletvekili olursam, bu kez Yüce Türk Milletine; Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında hizmet etmeye devam edeceğim. Eskişehirli hemşerilerimin Ankara’daki sesi, gözü ve kulağı olacağıma sizlerin huzurunda, söz veriyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.”

‘Yüce Türk Milleti’ söylemi! Kadir Kodak’ın bu söylemi önemli… CHP’lilerin son dönemde pek kullanmadığı bir ifade… Ve Eskişehirlilerin sesi, gözü, kulağı, yani her şeyi olacağına söz veriyor Kodak. Eskişehirlilere yukarıdan bakmıyor; yukarıda Eskişehirlilerin olduğunu ifade ediyor, kendisini de Eskişehirlilerin hizmetkarı olarak görüyor.

*

Gelelim Kodak’ın, parti binası önünde yaptığı aday adaylığı açıklamasına. Bir kere şunu net ifadelerle söyleyebilirim ki, yoğun bir kalabalık toplanmıştı. Açıklamanın, davullu zurnalı coşkulu bir mini miting havasında gerçekleştiği herkesin ortak görüşü. Katılanlar da dikkat çekici: CHP İl Başkanı Recep Taşel, CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç, CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar, Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı. Görüldüğü üzere CHP örgütünün başkanları tam kadro yer almış. İşi olmayan belediye başkanları da Kadir Kodak’ı yalnız bırakmamış. Daha da önemlisi, ortamı miting havasına çeviren partililerin yoğun katılımı…

*

Kadir Kodak’ın kürsüde yaptığı aday adaylığı açıklaması sırasında bir tarafında hayat arkadaşı, diğer tarafında Recep Taşel vardı ve açıklama boyunca yanından ayrılmadılar. Kodak, zaten, pek çok yere eşiyle gidiyor, bu ona avantaj sağlıyor. Recep Taşel’in ise Kodak’ın omuz başında açıklama boyunca yer alması oldukça önemli. Çünkü pek çok il başkanı bu tavrı göstermekten imtina eder. Taşel’in örgüt başkanı olarak Kodak’a verdiği destek değerli.

*

Kodak’ın aday adaylığı sırasında kürsüde yaptığı konuşmada önemli mesajlar vardı. O konuşmanın bir bölümü, Kodak’ın son dönemde ne yaptığını ve milletvekili olduktan sonra ne yapacağını öğrenmemizi sağlıyor.

İşte o bölüm:

‘GİTMEZSEK, GÖRMEZSEK O KÖY BİZİM KÖYÜMÜZ DEĞİL’

“Eskişehir’in 539 köy ve mahallesine gitmeye söz verdim. Bugüne kadar 40 bin kilometre yol yaptım. 300’den fazla köy ve mahalle gezdim. Muhtarlarımızla ve hemşerilerimizle tanıştım, sohbet ettim. Odalar, sendikalar, dernekler, kooperatifler, sivil toplum örgütleri olmak üzere 800’den fazla ziyarette bulundum. Yola çıkarken ‘Eskişehir’de gidilmedik yer, tutulmadık el bırakmayacağım’ dedim. Kadir Kodak olarak, bu sözümü de tutacağıma eminim. İlkokul yıllarında hepimizin bildiği bir şarkı vardı. ‘Orada bir köy var uzakta. Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür.’ Arkadaşlar, bunun böyle olmadığını gördüm! Gitmezsek, görmezsek o köy bizim köyümüz değil! O köy kimin köyü biliyor musunuz arkadaşlar? O köy, köyü ziyaret eden, köyün çeşmesinden su içen, o köyün ekmeğini yiyen, o insanların hatırını soranların köyüdür. Hepimiz biliyoruz ki gözden ırak olan gönülden de ırak oluyor. Yaptığım bütün bu ziyaretlerden şöyle bir sonuç çıkardım. İnsanlarımız, tanışmadığı adaya oy vermek istemiyor. Oy vereceği adayla tanışmak, görüşmek ve konuşmak istiyor. Varlıkları unutulmasın, onlara değer verilsin, dertlerine derman olunsun istiyor. Kısaca insanlarımız, insanca, insan onuruna yakışır şekilde yaşamak istiyor. Eğer biz bunu başaramıyorsak, bu insanların vekiliyiz demeyeceğiz.Yaptığım ziyaretlerden bir veri analizi de oluşturdum. Bu veriler doğrultusunda önümüzdeki günlerde size başka sunumlar da yapacağım. Hangi yerleşim yerinin elektriğinde, internetinde, ulaşımında, iletişimde, alt yapısında sorunu var ben bunları biliyorum. Bir rapor hazırlıyorum, Yılmaz Hoca’ma ve Partimin ilgili birimlerine raporlarımı sunacağım.”

Kodak’ın ifadeleri net. Toplumun tüm kesimleriyle kucaklaşıyoruz, kucaklaşmaya devam edeceğiz diyor. Hayalet siyasetçi değil, insanların her an ulaşabileceği bir temsilci olacağını taahhüt ediyor.

*

Kadir Kodak, Eskişehir’in sorunlarının da farkında ve bu konuda da ciddi bir çalışma içerisinde. Bunu nereden anladım? Kodak, geçtiğimiz günlerde Sağlı Sollu Haber’e yaptığı ziyarette, şehrin sorunlarını tek tek sıraladı ve seçildiği gün itibariyle düğmeye basacağını kaydetti.

Şöyle ki:

‘O KADAR BİRİKMİŞ SORUNUMUZ VAR Kİ…’

“Eskişehir'imizde tüm vatandaşlarımızın ortaklaştığı sorunlar mevcut ve bir türlü çözüme kavuşturulamıyor. Örneğin ölüm yolu diye bahsi geçen Seyitgazi-Kırka-Afyon yolu sorunlarımızdan yalnızca biri. Ayrıca Alpu ve Sarıcakaya yolu da hızla yapılmalı. Diğer taraftan kentsel dönüşüm problemlerimiz var. Burada da en çarpıcı örnek, Küçük Sanayi Sitesi. Odunpazarı Belediyesi dönüşüm için ciddi çaba gösterdi ancak siyaseten dönüşüm engelleniyor. Şu anda o alan Odunpazarı Belediyesi'nin sorumluluğundan da çıktı, tüm sorumluluk TOKİ'de. Ancak gelin görün ki TOKİ, türlü bahanelerle Eskişehir'in merkezinde kalmış mezbelelik bir alanı dönüştürmekten imtina ediyor. Karapınar 2. etap projesinde de benzer bir TOKİ sorunu var. Bakın, her ne kadar tehlike geçmiş gibi bir algı yayılıyorsa da, Alpu'da kurulması planlanan kömürlü termik santral meselesi hala sona ermiş değil. Zira Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programında proje duruyor. Termal Turizmin merkezi olması gereken şehrimiz, bu konuda geri kaldı. Özellikle Kızılinler Termal Projesinin bir türlü hayata geçirilememesi, şehrimize çok şey kaybettiriyor. O kadar birikmiş sorunumuz var ki... Mesela neden Eskişehir'e ısrarla tarifeli uçak seferi konmaz? Baktığınız zaman Hasan Polatkan Havalimanı, külliyen zarar eden Zafer Havalimanı'nı yolcu sayısında her yıl katlıyor. Ancak bizim havalimanımıza; dolayısıyla bizim hemşerilerimize, sanayicilerimize, tüccarlarımıza, zarar eden Zafer Havalimanı ve Zafer Havalimanı'nın kurulu olduğu şehirlerin insanına verilen değer verilmiyor. Öte yandan, bir liman bağlantısı sorunumuz var, Eskişehir sanayisine önemli ölçüde katkısı olacağı sanayicilerimiz tarafından dillendiriliyor. Yine özellikle sanayicilerimizin ifade ettiği bir sorun da, Eskişehir'de bir çevreyolunun olmayışı. Çevreyolu olarak adlandırılan yolun bulvar haline geldiğini artık her birimiz net bir biçimde görüyoruz. Daha başka sorunlarımız da var. Ancak aklıma bir çırpıda gelenleri ifade ettim. Şu anda ekip arkadaşlarımızla kapsamlı bir çalışma hazırlıyoruz. Partimiz bizi aday yapar ve vatandaşlarımız seçerse, bahse konu sorunların çözümü için seçildiğimiz, yani yetkiyi aldığımız gün itibariyle düğmeye basacağız."

*

Evet, CHP’nin şu ana kadar ortaya çıkan tek milletvekili aday adayı olan Kadir Kodak’a ilişkin aktardıklarımı okudunuz.

Başta da söylediğim gibi; CHP’nin karışık olduğu bir dönemde ve kimsenin ateşten gömleği giymeye cesaret edemediği bir ortamda, Kadir Kodak’ın aday adayı olarak ortaya çıkması fazlasıyla önemli.

Öyle ki; hem CHP’nin şehir kamuoyundaki görüntüsünü kurtarıyor hem partililere hareket getiriyor hem de seçim kampanyası sırasında partinin kullanacağı önemli doneler oluşturuyor.