Dün, güçlükle de olsa yazımı kaleme alabildim; zira nedenini belirtmiştim: Çok üzgün ve çok öfkeliyim!

Ve bu duygular, saatler geçtikçe daha da artıyor.

Söylenebilecek çok şey var; tedbirsizlik, denetimsizlik, bina stoku, müteahhitlik koşulları, deprem bilinci, vesaire…

Elimden geldiğince bu maddeleri dün anlatmıştım, zaman zaman konunun uzmanlarından görüşler alarak anlatmaya devam edeceğim.

*

Bugün, Türk milletinin dayanışma ruhundan bahsedeceğim.

Dün de ifade ettiğim gibi, yurttaşlarımızın dayanışma duygusu olmasa biz bu felaketi nasıl atlatırız?

Kolay değil, Cumhuriyet tarihinin en büyük afetini yaşıyoruz.

Bazı noktalarda o kadar çaresiz kalıyoruz ki…

*

Depremzedelerin temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yurt genelinde ciddi bir yardım seferberliği başladı.

Bu öyle zorla başlayan bir seferberlik de değil, halk doğal süreç içerisinde hızla kenetlendi ve yardım seferberliğini başlattı!

Kimin elinden ne geliyorsa…

Para, gıda, giyecek, ısınma, hijyen ve temizlik malzemeleri…

Hiçbir şeyi yoksa, yedek giysisini gönderenler…

O da yoksa yardım toplama merkezlerine yardıma koşanlar…

*

Kamu kurum ve kuruluşlarımız da yardım toplayıp tırlar ve kamyonlarla afet bölgesine gönderiyorlar.

Duyarlı şirketlerimiz-iş insanlarımız da yine tırlar ve kamyonlarla ihtiyaç duyulan malzemeleri afet bölgesine ulaştırıyorlar.

*

İyi ki milli hassasiyetleri olan duyarlı bir yapımız var.

Yoksa, dediğim gibi, biz bu felaketi nasıl atlatırız?