Eskişehir’de nöbetçi bir eczaneye ilaç almak için girdiğimde gözlerime inanamadım. Rafların neredeyse boş olduğunu söylemek zorundayım. İlaç kuyruğuna girdim, sıram gelene kadarkulağımı epey kabartarak hastalar ile eczacı ve yardımcılarının arasında geçen konuşmaları dikkatle dinledim. Pek iç açıcı olduğu söylenemez. Çoğu reçeteli hasta ilaçlarının bir kısmını alabiliyor, bir kısmını ise ilaç olmadığı için alamıyor. Haliyle söyleniyor… Eczacı ne yapsın? Elinde sihirli değnek yok ki olmayan ilacı rafa koyabilsin. Doğaldır ki eczacı da söyleniyor… İlaç bulamayan hasta da haklı, istenen ilacı hastaya sunamayan eczacı da haklı…

*

Peki kim haksız?

*

Sağlıkta devrim yaptık deyip de vatandaşla sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirenler!

*

Her neyse…

*

Şu ilaç meselesini biraz derinleştirelim.

Nereden çıktı bu kriz? Niçin hızla çözülemiyor?

*

Krizin pek çok nedeni var elbette ama eczacılardan aldığım bilgiye göre öne çıkan sebepler şunlar:

◾  Dövizdeki yüksek artış ve ilaç kur fiyatının sabitlenmesi

◾  Pek çok ithal firmanın belirsizlik nedeniyle Türkiye’ye ilaç vermek istememesi

◾  Hammadde de dışa bağımlılık

◾  İlaç fiyat kararnamesi

*

Bu noktada eczacılar dört gözle Şubat ayında yapılacak olan kur güncellemesini bekliyorlar. Kur güncellemesinin ne olduğundan haberi olmayanlar olabilir. Hemen küçük bir dip not ile anlatmak isterim. Gerçek EURO kuru 20 TL’ye dayanmış durumda. Devletin ilaç için belirlediği EURO kuru ise yalnız ve yalnız 7,86 TL. Gerçek EURO kuru, devletin ödediğinden yaklaşık 3 kat fazla! İşte bu durum çok büyük ilaç sıkışıklığına neden oluyor; ilaçlar ithal edilemiyor, var olanların katkı payları yüksek olduğu için satılamıyor, depolar ve eczane rafları boş kalıyor.

*

Sorunun çözümüne ilişkin eczacı örgütlerinin temsilcilerinin belli başlı önerileri var. Şubat ayında yapılacak olan kur güncellemesinin öne çekilmesini istiyorlar. Bununla beraber bir nebze de olsa krizin bertaraf edilebileceğini düşünüyorlar ancak bunun kısa vadeli bir çözüm olduğu görüşündeler. İlaç krizinin kökten çözümü ve bir daha yaşanmaması için güncelliğini yitirmiş İlaç Fiyat Kararnamesi’nin tekrar düzenlenmesini talep ediyorlar. Daha da önemlisi, sağlıktan tasarrufta ısrar etmeyip gerçekçi sağlık bütçesi belirlenmesi yönünde ısrarcılar.

*

Peki, bugüne kadar eczacıları dinleyen var mı?

Olmadığı açık, zira işin uzmanlarıyla hareket edilse, söz konusu krizin bu denli büyüyeceğini kim iddia edebilir?

Gerçi bu anlayış, Türkiye’de sorun olarak görülen pek çok meselede böyle…

Hukuktan ekonomiye, eğitimden sağlığa, vesaire… Hangi sorunlu alanda liyakat önde tutuldu ki?