Hikâyenin devamında, Kezban Nine sözlerini şöyle sürdürdü: -Allah’ın gücünün karşısında kim durabilir ki?   Allah’ın kurallarına karşı çıkmaya kim kalkışabilir ki? Allah’ın kuralları karşısında tevekkel-tu al Allah deyip ya susacaksın! Ya Allah’ı anacaksın ya da Allah’ın azametli gücünü unutmadan gerekli tertibatını sağlayacaksın! Allah’ın güç ve kudreti karşısında hangi tertibatı sağlayacaksan hiç durma!  Alacağın tertibatın etkisini, güç dengesini, dayanma gücünün orasını ben bilemem. Alacağı tertibatın boyutlarını, hacmini ve miktarını herkes kendisi düşünsün. Muhtar Coşkun dedi: -Bu son söylediğin sözlere tarihten örnek verir misin?

Kezban Nine, şöyle bir örnek verdi: -Bir zamanlar, Hz. İbrahim zamanında Nemrut adında bir hükümdar yaşamış. Nemrut ve kavminin ilah olarak taptıkları pek çok putları varmış. Allah’ın kendisine dost edindiği Hz. İbrahim, dünyaya gelmiş.  Hz. İbrahim, akıl baliğ olduğunda kendilerine faydası olamayan bu cansız varlıklardan ilah mı olur? Diyerek, Nemrut ve avenelerinin tapınma anlayışlarına karşı çıkmış. Bu putların kendilerine faydaları yok demiş ve bir gün put hanedeki putların birisi hariç tamamını kırmış. Putları kırdığı baltayı da sağlam bıraktığı putun boynuna asıp gitmiş. Durumu gören putperestler, vaziyeti Nemrut’a yetiştirmişler. Aman efendimiz: -İbrahim denilen o adam, biri hariç bütün putlarımızı kırmış. Derhal onun icabına bakın, demişler. Nemrut, ferman buyurmuş. Hz. İbrahim’i ateşte yakmak için aylarca bir meydana odun toplatmış. Hz. İbrahim’i yakalatmış. Onu, o odunların yanan ateşine atmak için mancınığı kurdurmuş. Nemrut,  gövde gösterisi yapmak için halkın huzurunda Hz. İbrahim’e sormuş: -Ben, burada bütün putların baş ilahı olurken sen onları nasıl kırarsın, demiş.

Hz. İbrahim, ateşe atıldığı zaman henüz peygamberlik görevi ile görevlendirilmemiştir. Bazı rivayetlerde, ateşe atıldığı zaman yedi yaşlarında olduğu bildiriliyor. Nemrut’un gaflet dolu sorusuna Hz. İbrahim henüz çocuk yaşta olmasına rağmen akıl ve ibret dolu cevap veriyor: -Sizin put hanedeki putlarınızı kıran boynunda balta asılı olan o puttur. Hz. İbrahim’den bu cevabı duyan Nemrut, hayretler içerisinde Hz. İbrahim’e tekrar sorar: -O cansız bir cisimdir. O nasıl olur da kendisi gibi hiçbir şeye muktedir olmayan putlarımızı kırar? Hz. İbrahim, insanlığına ders nitelikli şu cevabı verir: -Kendisini koruyamayan varlık kendisini yapan insanı nasıl korur? Kendisini korumaktan aciz bir varlık başkalarına nasıl ilahlık yapsın? Kendinse yararı olmayanın başkasına faydası olur mu? O Allah ki eşi, benzeri ve ortağı yoktur. Allah, birdir. Evveli ve ahiri de yoktur. Ancak o bakidir. Ondan gayri her şey fanidir.

Çocuk yaştaki Hz. İbrahim’den bu cevabı duyan Nemrut deliye döner. Kendi geleceğinden endişeye düşer. Yüreğini korku kaplar. Döndürdüğü dümen sisteminin bozulacağından korkar. Hz. İbrahim’e, der: -Haydi, ben de, seni ateşe atıp yakayım da senin ilahın da gelip seni kurtarsın. Nemrut, ahalinin huzurunda Hz. İbrahim’i mancınıkla ateşe attırır. Fakat bütün makamların en üst kadında Allah’ın her şeyi görüyor olduğunu idrak edemeyişi gaflet ve dalâletindedir. Her zaman olduğu gibi Hz. İbrahim, Mevlâ’sına karşı boynunu bükmüş. Tevekkeli tam! Nemrut gibi tiplere karşı vakarlı duruşunu yine ortaya koymuştur. Mancınıkla ateşin ortasına fırlatılan Hz. İbrahim’e, dört büyük melekten biri olan Cebrail gelir ve der: -Ey İbrahim, Rabbine hâlâ hâlinden şikâyet etmeyecek misin? Yeter ki, sen iste. Allah, senin isteğini geri çevirmez.  Allah, duaları kabul eder.

Hâli gören vicdan sahiplerinin gönül gözlerinden yaşlar sular seller gibi akarken merhametsizlerin de yüreklerinden öfkeleri alev topları gibi fırlar. Devam edecek!

**********

Değerli Okurlarım! İlimiz Eskişehir Organize Sanayi Odası Başkanlık seçiminin şehrimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Yeni ESO başkanı Nadir Küpeli’yi kutluyorum. EOSO Başkanlığı halkımıza, milletimize, ailesine ve kendisine hayırlı olsun! Başarıları daim olsun! Allah mağdur, mahcup,  mahzun ve muhtaç etmesin!

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!