Dünya içindeki varlıklarla güzeldir ya da çirkin!  Dünya, olanlarla güzel ya da çirkindir. Dünya, kendisinde insanlar yaşadıkça ya güzeldir ya da çirkin. Dünya, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve diğer varlıklar oldukça güzeldir. Dünyayı güzelleştiren veya çirkinleştiren insandır. İşin özü, güzellik ve çirkinlik insanın olduğu yerde olur.

Dünya, tabanı olan yeryüzüyle güzeldir. Dünya, tavanı olan gökyüzüyle güzeldir. Dünya, üzerinde duran gökyüzünün direksiz duruşunun nasıl ve kimin tarafından durdurulduğunu düşünmekle güzeldir. Dünya, çiçek ve böcekleriyle güzeldir. Çiçekler, görünüm, koku ve faaliyetleri ile güzeldir. Böcekler, görünüm ve hareketleriyle güzeldir. İnsan, dünyayı sözüyle ve davranışlarıyla güzelleştirir. İnsan, dünyayı niyeti, lafı ya da tutumuyla çirkinleştir. Dünya, güneşle güzeldir. Gecenin karanlığıyla bir hiçtir. Güneş aydınlattıkça dünyanın güzelliği ortaya çıkar. Gecenin karanlığı çöktükçe o güzellikler kaybolur gider.

Dünya, bilimle güzeldir. Cehaletle çirkindir. Dünya, barış ve uzlaşı ile güzeldir. Savaş ve kargaşa ile çirkindir. Katran kazanlarını karıştırır gibi dünyanın altı karıştırıldıkça insan yürekleri elbet yanacaktır. Karıştırıldıkça yanan petrol kuyularından çıkan pis kokular elbet dünyayı çirkinleştirilecektir. Karıştırıldıkça yanan petrolle eritilen insan vicdanları yok oldukça elbet dünya çirkinleşecektir.

Yüz Yıl Savaşlarında bütün Fransa, baştanbaşa İngilizler tarafından işgal edilince Fransa’nın hâli yıkılmış şehirler, yanmış köyler, yol kenarlarında ters çevrilmiş arabalar, yolların ortasına kurulmuş barikatlar ve harabeye dönmüş Fransa coğrafyasının her yerine serilmiş insan cesetleriyle dolu bir manzara. Bu manzaraya güzel mi denir yoksa çirkin mi? Fransızlara göre çirkin olan bu manzara, İngilizlere göre güzel midir yoksa çirkin mi?

Bu manzarayı çirkinleştirenler, havada yana döne insan cesetlerinden bir parça kapmaya çalışan akbabalar mı yoksa orayı acımasız bir şekilde o hâle getiren insanlar mı?

İnsansız dünya anlamsız olur. Hayvansız dünya fakir olur. İnsan ve hayvanların olmadığı dünyadan ne denli dünya olur? Bütün bu varlıkların anlam ve değerleri düşünüldüğünde, dünyada insan varlığının kıymeti ortaya çıkar. Fitne rüzgârları estirildikçe insanlığın bağrındaki yangın sönmeyecektir. İnsanlar sahip oldukları karakter yapılarıyla değer bulurlar ya da değer kaybederler.

İnsanlar, olur olmaz şeylerden ötürü birbirlerine intikam duygusu beslemedikçe, dünyada hiç çirkinlik ve kötülük olur mu?  İnsanlar, hisleriyle değil akıllarıyla hareket ettikçe toplumsal huzur ve barış bozulur mu? İnsanlar, hakkaniyet ve hukuk kurallarına dikkat ettikçe adaletin işleyişi bozulur mu?

Dünya, kötülükler nedeniyle çirkindir. Dünyayı çirkinleştiren kötülüklerdir. Kim, niye kötülük yapar? Bu sorunun cevabını, dünyanın güzelleşmesini isteyenler bulmak zorundalar. Aksi halde, dünya her geçen gün biraz daha çirkin olacaktır.

Ne yazık ki, insanlar arasında kötülük yanlısı olanlar çıkıyor. Kötülük yanlısı olanlar toplumsal dengeleri bozuyorlar. İnsanlar arasındaki kötülüklerin en önemli nedeni sosyoekonomik çıkar ilişkilerinden kaynaklanıyor.

İnsan hayatı için servetin, şehvetin ve şöhretin varlığı güzeldir. İnsanlar servet, şehvet ve şöhret tutkunluğuna hükmettikçe değer kazanırlar. İnsanlar bu üç şeye hükmedemedikçe başları sıkıntılardan kurtulmaz. İnsanlara kötülük yaptıran servet, şöhret ve şehvet düşkünlüğüdür. İnsanlar servet, şehvet ve şöhret müptelası olunca zıvanadan çıkıyorlar.

Dünya yüzündeki ilk kötülük şehvet nedeniyle ortaya çıktı. Normal şartlarda iki kardeşten biri olan Habil’in evlenmesi gereken kıza Kabil’in şehvet tutkusundan dolayı ilk cinayet işlendi. Şehvet düşkünlüğü nedeniyle Kabil, kardeşi Habil’i öldürünce yeryüzündeki ilk katil oldu.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!