Gündem!..

Günün, günlerin kamuoyunu en çok ilgilendiren konuşulan anlamında ele almak gerekirse…

Konunun önemine yüklenen önem doğrultusunda, günümüzde kaç zaman tartışılır,  Bazen 1 gün, bazen haftalarca sürüp gider. Daha açıkçası, gündem belirleyiciler ne  kadar isterlerse. Kim onlar? Bizdekine bakılacak olursa;

-Siyaset kurumu…

Arada bir de medya kuruluşları. Yaratan, tartışan bu ikisi. Biz yurttaşlara düşense bu türden suni ya da gerçek gündemlerin peşine takılıp sürüklenmek!...

Artısı var, gerçek gündemin ıskalanışı çaresizlik ve hüzünle izlemek.

Tam da bu tanımlara uygun günler geçiriyoruz.

Hele de şu son 10-15 günlük süreçte. Bir bakalım.

Dezenformasyon ve Amerika.

TBMM’nin uzun tutulun yaz tatilinden  sonra ilk gündemimiz “dezenformasyon” yasası olacaktır. Bunu geçen yazımızda irdelemeye çalışmıştık. Pek çok muhalif siyaset ve yorumculara katılarak “Sansür Yasası” demiştik. Biraz uğraştan sonra, iktidar kanadının oy çokluğu ile

-Nihayet geçirdiler!..

Geçirdiler de, iktidar kanadından ve onlara katılan kimi muhaliflerden hafiften yükselen destekle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenmekten de geri kalmadılar.

-Böylesine önemli bir gündem varken Amerikalara gitmek de ne demek oluyordu!..

Sanki “Bay Kemal” Meclis sıralarında kıpırdamadan otursa yasa geçmeyecekti!..

Yetmedi, AKP kanadının bir parça mırıldanmasının ötesinde MHP reisi Devlet Bey, daha bir keskin çıktı;

-Amerika günlerinde kaybolduğun 8 saatin hesabını ver. Sanki 20 yıl önce, şimdiki destekçisi olduğu ortağının Amerika günlerinin hesabını sormuş gibi.

Soma’dan Bartın Amasra’ya.

Geldik canlar alan, ocaklar yıkan “gerçek” gündeme;

-Bartın Amasra’daki maden faciasına…

O sırada ana haberlerin ilk yarım saatinde kısa anons duyduk son dakika uyarısıyla;

-“Amasra’daki TTK’ya ait bir madende patlama meydana geldiği haberi geçti ajanslar. Gelişmeleri izliyoruz:”

Duyar duymaz pek çok kişi gibi benim de aklıma geliveren 8 yıl öncesinin “Soma faciası” oldu. O da aynen böyle bir ana haber bülteninin arasında duyurulmuştu. Sonrasında günlerce ocaktan birer ikişer çıkarılan madencilerin cansız bedenlerini saymakla geçirmiştik. Sonuç;

-Tamı tamına 301 maden emekçisinin cesedi.

Amasra’da ayni kaderi paylaşan 41 can daha. Aynen Soma’da olduğu gibi “cinayet mahalline” ulaşan Bakanlar, devlet görevlileri ve tabii haberciler. 

“Değişen bir şey yok.” Diyecektik ki, bir küçük “ayrıntı” geldi aklımıza. Soma zamanında başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan. “fıtrat” demişti madenci ölümlerine. Bartın’da ise ayrıntıyı başka sözcüklerinde yakaladık.

“-Kadere inanırız. Burası da kader planının bir parçası.”

***

Gündem Curcunası böyle sürüp gitti. Sonrasında da aynı curcunayı yaşayacak gibiyiz.

Ne de olsa seçim sathı mailindeyiz değil mi!.