Geçtiğimiz yıl uzun süre gündem olan eğitimde bir öğün ücretsiz yemek, önce kentteki yerel yönetimler tarafından hayata geçirildi. Tepebaşı Belediyesi okul önlerinde stant kurarak öğrencilere yemek vermeye başladı. Ardından Büyükşehir Belediyesi ise ihtiyaç sahibi ailelere beslenme desteği sundu. Son olarak da Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesine bir öğün ücretsiz yemek desteği vereceğini ilan etti. Bu destek 06 Şubat’ta başlayacak ve Eskişehir’de 12 binden fazla öğrenci yararlanacak. Geçtiğimiz gün Eğitim Sen Şube Başkanı Faik Alkan, bu konuda ciddi bir sorunu gündeme getirdi. Alkan, okul aile birliklerinin aşçı ve aşçı yardımcıları almak için velilerden 600 lira bağış istemeye başladığını söyledi. Velilere gönderilen mesajda ‘Çocuklara ya soğuk sandviç, simit tarzı yiyecekler verilecek ya da 600 lira bağışla sıcak yemek verilecek. Tercihinizi belirterek acil dönüş yapın’ denilmiş. Haliyle her aile çocuğunun sağlıklı beslenmesini ister. O yüzden de bu 600 lirayı el mahkum verecek. Buradaki mesele şu ki, zaten en başta bu destek ailelerin alım gücü düştüğü için isteniyordu. Çocuklar sağlıklı beslensin, ailelerin de yükü azalsın düşüncesi vardı. Ailelerin cebinden para çıktıktan sonra destek de anlamsızlaşıyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 06 Şubat’ta ücretsiz yemek hazırlıklarının tamamlandığı duyuruldu ancak bu konuyla ilgili şu ana kadar bir açıklama gelmedi. Bu olay diğer kentlerde de bu şekilde işliyorsa, yakında Milli Eğitim Müdürlüklerinin olaya el atması gerekecektir. MEB tarafından okullara aşçı desteği de sağlanmalıydı. Hem istihdam artardı hem de ailelere yük olunmazdı.

580 ÇOCUK EĞİTİME KAZANDIRILDI

Hazır İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bahsetmişken, yaptıkları önemli bir çalışmaya da değineyim. Çeşitli nedenlerle öğrenciler eğitime ara vermek ya da okulu bırakmak zorunda kalıyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü personelleri çeşitli yollarla bu çocuklara ulaşarak evlerini ziyaret ediyor ve okulu bırakmalarına neden olan sorunları çözüyor. Bu proje kapsamında 10 gün içinde tam 580 çocuğu eğitime geri kazandırdılar. Her zaman dediğim gibi tüm sorunları aşmamızı sağlayacak olan nitelikli bir eğitim. Umarım çeşitli nedenlerle okulu bırakmak zorunda kalan daha çok çocuğa ulaşılır ve eğitime kazandırılır.

MAAŞI ALAMADAN AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALDI

Türk İş’in araştırmasına göre Ocak ayında açlık sınırı 8 bin 864 TL, yoksulluk sınırı ise 28 bin 875 TL oldu. Bekar bir çalışanın aylık toplam yaşama maliyet ise 11 bin 557 TL’ye yükseldi. Geçmiş yıllarda da asgari ücret açlık sınırının altında kalırdı ancak en azından kalmadan önce birkaç ay dayanırdı. Alım gücü o kadar düştü ki, bu yıl vatandaşların eline 8 bin 506 TL olan asgari ücret geçmeden arada 358 TL’lik bir fark oluştu bile. 3 ayda bir asgari ücret güncellesek bu hıza anca yetişiriz herhalde. Şöyle bir bakıyorum da gerçekten şartlarından kimse mutlu değil. Memuru, işçisi, emeklisi, esnafı, öğrencisi… Herkes ek zam yapılmasını istiyor. Geçtiğimiz gün emekliler de eylem yaptı. Asgari ücret bile açlık sınırının altında kaldı emekliler ne yapsın diyorlar. Vallahi de billahi de haklılar. Ülkeye yıllarca emek vermiş insanların hala çalışmak zorunda kalması, çalışamayanların geçinememesi çok zor. Çocuklu ailelerin işi daha da zor. Öğrenciler desen çoğu okurken çalışmak zorunda kalıyor artık. Bu zor günleri de hep beraber atlatacağız diye düşünmek ve yarınlardan umudumu kesmemek istiyorum. Umarım güzel günlere bir an önce kavuşuruz.