ARİF ANBAR SORUYOR

ARSLAN İLE ÖZCAN YANITLIYOR:

HAFTANIN KONUSU: Karapınar, Huzur, Erenköy, Yenidoğan ve Alanönü mahallelerini kapsayan Karapınar 2. Etap kentsel dönüşüm projesine ilişkin Odunpazarı Belediye meclisinde bir tartışma daha yaşandı.Bu hafta, İbrahim Arslan ile Murat Özcan’ın görüşlerini hatırlayacağız.


IbrahimArslan-1


İBRAHİM ARSLAN - Eskişehir Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi

Karapınar konusunda bir tek haklı kesim var!

Kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri, gecekondu önleme bölgesi, afet riskli alanların dönüştürülmesi
vb. uygulamalar, mevzuatımızda farklı farklı tanımlanmış, uygulamalarda yürütülecek iş ve işlemlerin nasıl yapılacağı, bu iş ve işlemlerde hangi kurumların yetkili olduğu vb. unsurlar da farklılık göstermektedir.

Karapınar 2. Etap kentsel dönüşüm projesi Belediye Kanununun 73’üncü maddesi hükümlerinin uygulandığı bir proje değil, 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümlerinin uygulandığı bir projedir.

5393 sayılı kanunun 73’üncü maddesine göre Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyeleri yetkilidir.

Karapınar Vadisinde Projeyi gerçekleştirme yetkisi, başbakanlığın onayı ile 2009 yılında söz konusu alan “gecekondu önleme bölgesi” ilan edilerek TOKİ’ye devredilmiştir.

Bu kapsamda etaplar halinde sürdürülecek projede yetki TOKİ’dedir, yapılacak iş ve işlemler ise 775 sayılı Gecekondu Kanunu ve ikincil mevzuat hükümlerine göre sürdürülecektir.  

2009 yılında başlayan süreç ve projeyle ilgili olarak Odunpazarı Belediyesinin 2011 yılı faaliyet raporunun 69’uncu sayfasında; “Karapınar Gecekondu Dönüşüm projesi, yaklaşık 48 ha’lık bir alanı kapsamaktadır. Çoğunluğu niteliksiz ve gecekondu olan yapılaşmanın yarattığı fiziksel tehdit ve görsel kirliliğin önlenmesi ve Eskişehir’in konum olarak en güzel yerlerinden biri olan bu bölgeye hak ettiği niteliğin kazandırılması için geniş kapsamlı bir gecekondu dönüşüm projesi hazırlanmıştır. (…)

Proje alanında göze çarpan özelliklerden biri, tüm Eskişehir halkı için zengin ve nitelikli sosyal, kültürel ve ticari faaliyet imkânları sunmasıdır. Bu amaçla bölgede; içerisinde kent ölçeğinde otel, çok amaçlı salonlar, spor kompleksleri, AVM, ofisler, sinema salonları, sosyo-kültürel alanlar bulunacak bir merkez oluşturulmuştur. Ayrıca bölge halkının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sağlık tesisi alanı ve 1 adet kültür merkezi alanı planlanmıştır.” ifadeleri yer almaktadır.

Diğer yandan yazılı açıklamalar ve tanıtım videolarında dönemin belediye başkanı Sayın Sakallı: “söz konusu projeyle “1. Etapta 936’sı hak sahiplerine verilmek üzere bin 92 adet konutun yapılacağını, proje içinde 5 yıldızlı otel, AVM, spor salonları, otoparklar, cami, park ve rekreasyon alanları, kongre-kültür, sağlık ve alışveriş merkezleri, ilk ve ortaöğretim okulları, gösteri alanları, seyir terasları, ve botanik bahçesinin olacağını, bölgenin aktif yeşil alanları ile huzur veren ve zengin sosyal hayat sunan nitelikli, değerli yaşam alanına dönüşeceğini” açıklamıştır.

24 Ocak 2011 tarihli Yeni Şafak gazetesinde yer alan açıklamasında Eskişehir’in denizinin de, boğazının da olmadığı belirten Burhan Sakallı, “bu projede, Türkiye’deki benzer gecekondu dönüşüm projelerinden farklı olarak Boğaziçi köprüsünün bir minyatürünü koyuyoruz. İnsanlar iki mahalle arasında bulunan iki tepe arasında bir Boğaziçi köprüsü gibi köprüden geçecekler. Böylece Boğazı, denizi olmayan Eskişehir’e bir Boğaziçi köprüsü de kazandırmış olacağız.” demiştir.

Ancak 1.etap konutlarının teslim edildiği 2013 yılından bu yana geçen 10 yılda bırakın BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ yapmayı, yapılmayan işler hemşerilerimizin BOĞAZINA DÜĞÜMLENMİŞTİR. Dönemin belediye başkanı tarafından yapılacağı ifade edilen çevresel, sosyo-kültürel ve ticari donatıların hiçbirisi yapılmamıştır. (Örneğin cami inşaat ihalesinin 10 yıl sonra (İKN.2022/929560) 18 Ekim 2022 tarihinde önümüzdeki hafta yapılacağı TOKİ tarafından ilan edilmiştir.)

Hal böyle olunca Odunpazarı Belediyesi projenin sadece bölgede yaşayan hemşehrilerimizin konut sorunuyla sınırlı olamayacağı, çevresel, sosyo-kültürel ve ticari donatılarla bir bütünlük içinde 2.etap çalışmaların planlama ve projelendirilmesine yönelik çalışmalar yapmıştır. Belediye ve TOKİ arasında karşılıklı yazışmalar, Meclis kararları ve Plan değişiklikleri, protokoller, itirazlar, davalar vb. gelişmeler zamana yayılarak sorunu bugüne kadar taşımıştır. 

Sağlıklı bir ortamda yaşamak, temel insan hakkıdır.

Sağlıklı kent, kentte yaşayan insanların fiziksel, toplumsal ve çevresel konularda eşit hak ve özgürlüklere sahip olmasını sağlamak durumundadır. Kentlerimiz çoğu kez kimliksiz ve zevksiz yapılarla, beton yığınlarıyla doldurulmaktadır.

Ülkemizde planlama anlayışı; yasal ve kurumsal sorunlar ve dağınıklık nedeniyle çok büyük yara almış, kurumlar arası eşgüdümün sağlanamamasının yanı sıra bu duruma rant kaygısı ve siyasi baskılar da eklenince, büyük kentlerimiz başta olmak üzere tüm kentlerimiz geri dönüşü olmayan kentleşme sorunları ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Yaşadığımız sorunun ana kaynağı merkezi idareye bağlı bakanlık ve onlara bağlı kurumlar ile yerel yönetimler arasındaki yetki çatışması, mevzuat karmaşası, vesayet anlayışı ve konuların siyasallaştırılmasından kaynaklanmaktadır.

Karapınar projesinde haksız bir şekilde bu kadar ses yükselten AKP sözcülerinin Bakanlar Kurulu kararıyla Afet Riskli Alan olarak ilan edilen, yetkininBAKANLIKTA olduğu ve 10 yıldır hiçbir işlem yapılmayan GÜNDOĞDU Mahallesi ile AKP’liler dâhil kentin tüm kesimlerinin dönüştürülmesi konusunda hemfikir olduğu, yine Bakanlar Kurulu kararıyla Afet riskli alan ilan edilen, yetkinin yine BAKANLIKTA olduğu ve 5 yıldır hiçbir işlem yapmadıkları Küçük Sanayi Sitesi projesi ile ilgili seslerinin çıkmaması nedendir?

Yeter Artık! Yazıktır, ayıptır ve dahi günahtır!

Karapınar Vadisinde yetki TOKİ’de, Gündoğdu’da ve Küçük Sanayi Sitesinde ise BAKANLIKTADIR. Bu projelerde TOKİ ve BAKANLIK: ya yetkisini Odunpazarı Belediyesine devrederek, ya da yetkiyi devretmeyecekse doğrudan kendisi iş ve işlemlerin yapılmasını sağlamakla yükümlüdür.

Siyaset; uğruna mücadele ettiğimiz toplumsal kesimlerin refahı, haklarının korunması, insan onuruna yaraşır yaşamlarının sağlanması, yoksulluklarının-yoksunluklarının giderilmesi, adaletin sağlanması amaçlarıyla toplum, kent ve ülke için yapılır, yapılmalıdır.

Bu süreçte BİR TEK HAKLI KESİM VARDIR. O da; yıllardır sorunları çözülmeyerek mağdur edilen Karapınar, Alanönü, Erenköy, Huzur ve Gündoğdulu hemşerilerimiz!

Hepimize düşen görev; bütün siyasi kısır çekişmelerden uzak ESKİŞEHİRLİLİK paydasında buluşularak onbinlerce hemşerimizin sorununu bir an önce çözmek olmalıdır.




MuratÖzcan-1


MURAT ÖZCAN - Eskişehir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi

AK Parti değil halk mağdur ediliyor!

Karapınar gecekondu önleme bölgesi ile ilgili on iki yıldır süren bir süreç vardır. Talep Odunpazarı belediyesi tarafından gelmiş olup TOKİ tarafından uygulamaya girmiştir. 2010-2014 yılları arasında etap-1 tamamlanmış etap-2 uygulanacağı sırada 2014 yerel seçimleri olmuş Odunpazarı belediyesi Cumhuriyet Halk Partili Sayın Kazım Kurt’un kazanmasıyla etap-2 sürüncemede kalmıştır, yani iddia edildiği gibi sorun on iki yıllık değil sekiz yıllık bir sorundur. Karapınar gecekondu önleme bölgesi sekiz yıldır siyasal tartışmaların konusu haline gelmiş aslında protokoller ile her iki tarafın görevleri belli iken bir kaos ortamı gereksiz yere oluşturulmuştur. Kaos Sayın Kazım Kurt ile başlamış ve günümüzde hala devam etmektedir. Aslında her şey protokoller ile belirlenmiş olup protokolü anlayabilmek için hukukçu olmaya gerek yok, okur yazarlığı olan herkes anlayabilir.

Odunpazarı Karapınar, Alanönü, Huzur, Erenköy Mahallelerini kapsayan 480.000 M2 alandan oluşan 05.10.2009 tarihinde ön protokol, 21.06.2010 tarihinde ana protokol, 13.11.2014 tarihinde 15’şer maddelik ek protokol ile kapsamı tanımlanan Karapınar gecekondu önleme bölgesi tartışmaya gerek bırakmadan taraflara sorumluluklarını açık ve net şekilde tarif etmektedir. Odunpazarı belediyesi 2014 yılında ek protokol ile imar yapma yetkisini TOKİ’den istemiş ve almıştır. Ek protokol ana protokolü ortadan kaldırmamış hem ana protokol hem ek protokol tarafların sorumluluklarını imza altına almıştır. Ek protokol gereği Odunpazarı belediyesi imarı yapacak ana protokol gereği (5. ve 7.) maddeler muvafakat sürecini ve yıkım sürecini tamamlayarak TOKİ ye teslim edecektir. Nitekim Etap-1 de böyle olmuştur.

KAZIM KURT’UN BÜTÜN PLANLARI ALT ÜST OLDU

Etap-1 yapılırken 2014’ten önce Odunpazarı belediyesi halk ile görüşmeleri ve anlaşmaları yapmış TOKİ’ye teslim etmiş TOKİ’de uygulamıştır. Sayın Kazım Kurt göreve geldiği ilk gün bu irtibat ofislerini kapatarak Halk ile TOKİ’nin irtibatını keserek Etap-2 uygulamasını ortadan kaldırmıştır. 2014 yılında almış olduğu imar yapma yetkisini 2018 yılına kadar yerine getirmemiş olması ayrı bir tartışma konusudur. 2019 yerel seçimlerinden hemen önce Meclisten oy birliği ile geçirilen imar seçim atmosferinde burayı dönüştürüyoruz algısı ile kullanılmıştır. Fakat protokol de belirtilen kurallara göre imar yapılmadığı için mahkeme meclisin oy birliği ile almış olduğu imar kararını iptal etmiştir. Daha sonra Odunpazarı Belediyesi mahkemenin iptal gerekçelerini bir kısmını yerine getirerek bu yıl yeniden meclisten oy birliği ile geçirmiştir. TOKİ’nin mahkeme aracılığı ile yeniden itiraz edeceğini düşünen ve daha sonra bir takım yanlış imar uygulamalarının mahkeme tarafından tespiti ve iptaline güvenen, AK PARTİ Milletvekilleri Sayın Prof. Dr. Nabi AVCI, Sayın Prof. Dr. Emine Nur GÜNAY, AKPARTİ İl başkanı Zihni Çalışkan, İlçe Başkanı Ali Acar ve Grup başkan vekili olarak benim katıldığım toplantılar ile TOKİ’nin mahkeme sürecini başlatmayacağı sözünü almış olmamız Sayın Kurt’un bütün planlarını alt üst etmiş durumdadır.

SÜRECİ ZEHİRLEYEN AÇIKLAMALAR

Bundan sonra süreç Odunpazarı belediyesinin imar çalışmalarının bitmiş olması bölge halkı ile görüşmelerinin sonuçlanmasına bağlıdır. AK PARTİLİ bir belediye başkanı döneminde Ihlamurkent ve Vadişehir olmak üzere iki tane mahalle oluşturulmuş Karapınar Etap-1 projesi gerçekleştirilmiş iken sekiz yıldır CHP’li bir belediye başkanı sadece bir bölgenin imarını dahi yapamamıştır. Asıl sorgulanması gereken durum bundan ibarettir. Belediye başkanı Sayın Kurt’un açıklamalarından anlıyoruz ki “Ben birkaç ada ve parselde dönüşüm yapacağım cezası neyse katlanırım’’ ifadesi protokole aykırı olduğunu bildiği halde bu açıklamayı yapması sürecin tekrar mahkemeye taşınmasını sağlamak adına ve buradan da bir mağduriyet ve engellenme politikası üretmek adına Karapınar bölge Halkı’nı düşünmeden süreci zehirleyen açıklamalardır. Yapılacak işler bellidir, imarı yap, halk ile mutabakat sağla, bölgeyi temizle ve sonra halka soralım! Burayı belediyemi dönüştürsün? TOKİmi dönüştürsün? Halk ne derse onu yapalım! Biz halkın isteğinin yerine getirilmesi konusunda TOKİ’den taahhüt aldık.  Belediyenin protokol dışı isteklerinin yerine getirilmesi ile ilgili bir söz almadık.

AK PARTİ’Yİ DEĞİL HALKI MAĞDUR EDİYOR

Halk ile görüşmelerimizde belediyeye dönüşüm ile ilgili güvenmedikleri açık ve net bir şekilde ifade edilmiştir. Söyledikleri şudur ki: Sekiz yıldan beri imar yapamayan belediye burayı on sekiz yılda dönüştüremez! Ayrıca Huzur ve Erenköy mahallelerinde gecekondu önleme bölgesine girmeyen metruk adaların tıpkı bu bölgede yapılan imar gibi 1.8 ve 1.9 emsal ile yapılıp yapılmayacağını halk merak etmekte, yoksa bir adaletsizlik ile karşılaşacaklarını düşünmektedirler. Biz Meclislerde sürekli dile getirdiğimiz gibi gecekondu önleme bölgesi ile ilgili yapmış olduğumuz imar madem çok iyi bir imar aynı mahallelerde farklı parsellerde de uygulayacak mısınız? Samimiyetinizi göreceğiz! Karapınar gecekondu önleme bölgesi Etap-2 alanı Sayın Kazım Kurt’un dönüşüm alanı değil, Siyasi dövüş alanıdır!.. Mağdur ettiği AK PARTİ değil bölge halkıdır…