İnsan, fizyolojik ve fikri olarak günün bazı anlarında yorgunluk, gerginlik ya da gevşeklik hissedebilir.  Bu olguların her biri insani açıdan doğaldır. İnsan, bazen hem bedenen ve hem de ruhen rahatlamak ister. İnsan sağlığı bakımından rutin işlerin dışında farklı meşgaleler gereklidir. Farklı meşgaleler, insanı dinlendirir. Boş, boş durmak insanı olumsuz etkiler.

İnsan fikren ve fiziki bakımdan gerildiği, gevşediği ya da yorulduğu anlarda kendisini toparlamak ister. İnsanın sıkıldığı bir ortamda abdest aldığında içinde bulunduğu atmosferden çıkar. Kendisinde değişiklik sağlar: Bu değişiklik insanı ferahlatır. Gergin, yorgun veya rehavet hâlindeki insanı abdest almak rahatlatır. Kimseyi ikna etmeye hiç kimse mecbur değildir. İsteyen dener. Tecrübesine varır. Hiç kimse de, bir başkasını bu böyledir diyerek zorlayamaz.

Abdestin vacip olmasının şartları: Birincisi, akıllı olmak… Deli olanlar ilahi emirlerden sorumlu değillerdir. İkincisi, buluğa ermek… Ergenlik çağına gelmiş olmak. Ergenlik çağına gelenler çocukluk yaşından çıkmış olgunluk yaşına girmiş sayılır. Kadın olsun erkek olsun büluğ çağına erenler dini hükümlerden mesuldür. Üçüncüsü, Müslüman olmak… Gayri Müslimler, öncelikle iman esaslarına inanmakla mükelleflerdir. Dini hükümlerden ise, Müslüman olunca sorumlu olurlar. Dördüncüsü, bütün abdest azalarını yıkayabilecek kadar su kullanmaya muktedir olmak. Beşincisi, abdestsiz olmak… Abdest üzerine abdest almak farz değil menduptur. Mendup iyi, daha güzel demektir.  Altıncısı, kadınlarda hayızlı ve nifaslı olmamak… Yedincisi, vaktin darlığı… Vakit darlığı vuku bulmuşsa abdest almak vacip olur. İbadetin ifasına zaman kalmayabilir.

Bilinmesi gereken diğer bir hususta abdestin vacipleri yoktur. Farz ve sünnetleri vardır. Bir önceki yazımızda abdestin farzlarına detaylı bir şekilde değinmiştim.

ABDESTİN SAHİH OLMASININ ŞARTLARI:

Abdestin sahih olmasının diğer bir ifadeyle geçerli olmasının üç şartı vardır. Birincisi,  cildin abdestte yıkanması gereken yerlerden iğne ucu kadar kuru yer kalmayacak şekilde yıkamak. İkincisi, abdest boyunca abdeste mani olacak hayız ve nifas akıntıları ile idrar akıntılarının kesilmiş olması. Üçüncüsü, suyun geçmesine mani mum, iç yağı, yağlı boya, oje vs. kimyasalların olmaması… 

Dudakların dış kısmı yüzden sayılır. İç kısımları ağız içi kabul edilir. Dudaklar kapatıldığında dışta kalan yüzeyler yüzden sayılır.

Abdestin sünnetlerinden birincisi: Abdeste “Eûzü-besmele” ile başlamak.  İkincisi, abdeste başlarken yıkamaya ellerden başlamak… Muteber fetvalara göre tırnak altı kirler bakımından şehirlinin tırnak altındaki kirleri yağlı veya kimyasal su geçirmezlerden kabul edilir. Abdeste mani addedilir.

Köylünün tırnak arası kirleri ise toz, toprak veya çamur cinsinden sayılır. Toz, toprak ve çamur gibi vs. nin su geçirme özelliği olduğundan abdeste mani değildir. Üçüncüsü, niyet etmek; niyet kalp ile olur. Dille söylenmesi de müstahaptır. Niyet, kalpten tutulur. Dille de söylendiğinde daha güzel olur. Dördüncüsü,  abdeste başlarken dişleri fırçalamak, misvaklamak ya da ovalamak sünnettir.

Misvak, Sudi Arabistan’da yetişen “Erak” denilen ağacın dallarından yapılır. Peygamberimizin tavsiyesi böyledir. Misvağın anti septik özelliği vardır. Mikrop öldürücüdür. Diş hastalıklarına fayda sağladığı belirtilmektedir.  Temiz maddelerden yapılan fırça kullanmakta uygundur. Gaye; dişleri temizlemektir. İnsan sağlığına değer vermektir. İnsan vücudunda, mikropların en çok yuvalandığı bölgelerden birisi de, insan ağzıdır. O nedenle ağız sağlığına dinimiz çok önem verir.

Allah, ağızın hem maddi ve hem de manevi zararlılardan korunmasını emrediyor. Ağız ve sair azalar için maddi ve manevi zararlıları insanın tüketmesini ya da kullanmasını yasaklamıştır. Bunlar haram gıda, haram tutum ve davranışlardır. Haram yiyecek, içecek gibi manevi haramlığı olan gıybet, dedikodu, laf taşıma gibi benzeri durumlardır. Beşincisi, ağıza üç defa peş peşe su alıp her seferinde geri bırakmak. Bu işleve “ağıza mazmaza” çalkalama denir. Altıncısı, buruna art arda üç defa su çekmek ve her keresinde sümkürmek.  Bu eylemede, “istinşak” denir. Yedincisi, abdest alan kişi oruçlu ise ağıza ve buruna su çekerken orucun bozulma ihtimaline karşı aşırılığa kaçmaz.

İslam dini aşırılığa müsaade vermez. Aşırılık bir şeyin aslını bozmaktır. Esasından saptırmaktır. Aşırılıkta mübalağa vardır. Mübalağa, bir olayı gerçeğin dışına taşırmaktır. Abartmaktır. Sekizincisi, abdestte sıralamaya dikkat etmekte sünnettir. Maide suresinin altıncı ayetinde belirtilen sıralamaya dikkat esastır. Dokuzuncusu, kol ve ayaklara yıkamaya sağlardan başlamak. Bu durum çift organlar içindir. Onuncusu, ayaklar mesh edilirken ikisini birden mesh etmek sünnettir. On birincisi, her organı üç kere yıkamak sünnettir. İlk yıkayışları farzdır. Suyun az olması hâlinde üçten az yıkanabilir. Mesh edilen organlar birden fazla mesh edilmez.

Su değerlidir. İsrafı haramdır. Su kıtlığı olan beldeleri düşünün. İslam dini, bu durumlara karşı kolaylık sağlam için sıkıntılı durumlarda “teyemmümü” meşru kılmıştır.

On ikincisi, el ve ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Ve parmak aralarını hilâllemek... Hilâllemek, parmak aralarını açmaktır. Parmak aralarına parmak sokmakla olur. Sol elin küçük parmağı ile sağ ayaktan başlayarak sol ayakla bitirmek.

Ayakları akarsuya sokmak hilâllemek yerine geçer. Akarsu hareketli sudur. On üçüncüsü, yüz üç kere yıkandıktan sonra sakallar sık ise aşağıdan yukarıya doğru parmaklarla sakalları aralayıp hilallemek. On dördüncüsü, başın tamamını mesh etmek. Başın dörtte birini mesh yapmak farzdır. On beşincisi, iki el su ile ıslatılarak iki elin parmakları ile başın ön tarafından arkaya doğru sıvayarak götürmek. Buna kaplama mesh denir. On altıncısı, kulakları mesh yapmak, kulakların içi şahadet parmakları ile mesh yapılır. On yedincisi, boyunu mesh yapmak. Boğaz mesh edilmez. İki elin arka yakası ile enseden mesh yapılır. On sekizincisi,  abdest organlarını yıkarken iyice ovalamak. Organları peş peşe yıkamak... Diğer bir deyimle organlar kurumadan abdesti tamamlamak.

Ne mutlu abdestin önemini idrak edene!                                                           

                               Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!