Kemal Kılıçdaroğlu’nun Atilay Dalgıç gibi isimlere ihtiyacı var!

CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç ile Sağlı Sollu Haber’i ziyaret ettiği sırada görüştük. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, Atilay Dalgıç, CHP’de tartışılmayan tek örgüt başkanı. Elbette bunun bir nedeni olmalı. Bir kere Dalgıç’ın yönetim anlayışı uzlaşmaya ve birlikteliğe dayanıyor. Kimseyi dışlamıyor. Kimsenin de adamı olmuyor. Siyasi hedefleri uğruna enteresan işler içine girmiyor. Yalnız ve yalnız ülkesi ve partisi için çalışıyor. Dalgıç, Tepebaşı’nda sandık görevlileri ile ilgileniyor, örgütüyle beraber ev ev gezip CHP’nin projelerini anlatıyor, vatandaşları dinliyor notlar alıyor ve partinin faydalanabileceği raporlar hazırlıyor, danışma kurulu toplantılarını zamanında yapıp partilisinin görüşünü alıyor, üye çalışmalarına önem veriyor, AK Parti tarafından Tepebaşı Belediyesi aleyhinde yapılan haksız suçlamalara karşı hızlı bir refleksle aksiyon alıyor ve tartışmayı sonlandırıyor, vesaire... İşte tüm bu nedenlerle Dalgıç, parti tabanını oluşturan tüm grupların sempatisini topluyor. Başkan Dalgıç’ın, nadir samimi siyasetçilerden olması münasebetiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ilişkin görüşleri de merak ediliyor.

Diyor ki Dalgıç: “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun hamleleri insanlarımızı umutlandırıyor. Dikkat ederseniz Genel Başkanımızın gündeme getirdiği her hamleyi iktidardakiler gerçekleştirmeye çalışıyor. Şunu net olarak söyleyebilirim ki, iktidar, CHP'nin arkasından geliyor. Öte yandan Genel Başkanımız farklı siyasal partileri Türkiye'nin geleceği için bir araya getirdi. Güçlendirilmiş parlamenter sistem idealini gerçekleştirmek için birlikte hareket eden altılı masa; ekonomiden dış politikaya, hukuktan insan haklarına kadar oldukça geniş bir perspektifte çalışmalarını sürdürüyor ve bu masa, her geçen gün daha da güçleniyor.”

Görüldüğü üzere Dalgıç, CHP’nin bir bölümünün “Kılıçdaroğlu ile olmaz” görüşüne karşı çıkıyor, aksine Kılıçdaroğlu’nun politikalarıyla CHP’nin, AK Parti’nin önünde yürüdüğünü savunuyor. Dahası, Kılıçdaroğlu’nun uzlaşmacı ve birleştirici yapısı sayesinde altı partinin bir araya geldiğini ve günden güne güçlendiğini ifade ediyor.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilen süreçte, söylemlerine inanılan siyasetçilere çok ihtiyacı var. Çünkü hem parti tabanında kendisine inanmayan kitleyi hem de seçmeni ikna etmesi gerekiyor. İşte bu noktada Atilay Dalgıç ve Atilay Dalgıç gibi söylemleri halk nezdinde inandırıcı isimlerin daha çok öne çıkması gerekiyor.

Sözün özü: Atilay Dalgıç, Kemal Kılıçdaroğlu’na inanıyor ve söylemlerini de bu çerçevede desenliyor. O halde Dalgıç’ın daha çok konuşması, daha çok vatandaşla buluşması gerekiyor. Ve bu noktada Kılıçdaroğlu’nun, yurt genelinde Atilay Dalgıç gibi isimleri keşfedip özellikle görevlendirmesi gerekiyor.



AK Parti’nin asıl hedefi Eskişehir belediyeleri

AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Hakan Çizmelioğlu seçimlere yaklaşırken iyiden iyiye vites yükseltti. Eskişehir’in önde gelenlerine yaptığı ziyaretlerin yanı sıra partilileri ve partisinden olmayan vatandaş grupları ile de görüşmelerini sıklaştırdı. Çizmelioğlu, vatandaşlarla daha yakın temas kurmak adına mahalle temsilcilikleri de açıyor. Bu kapsamda en son Şirintepe Mahalle Temsilciliğinin açılışını yaptı. Açılışta önemli bir isim de vardı. AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’dan bahsediyorum. Avcı, genel seçimlerden çok belediye seçimlerine vurgu yapmayı tercih ederek açılışta şunları söyledi: “Eskişehir'imizin yerel yönetimlerde yaşadığı sorunları var ve her gün bir yenisi ekleniyor. Vatandaşın mağduriyetlerinin çözülmesi için daha güzel bir Eskişehir için artık şehrimizin AK Parti belediyeciliği ile tanışması gerekiyor. AK Parti belediyesi olan şehirlerimizdeki gelişmeleri görüyoruz ancak şehrimiz tüm bu hizmetlerden mahrum bırakılıyor. İnşallah 2024’te bu sorunu da aşacağız ve şehrimizi AK Parti Belediyeciliği ile tanıştıracağız.”

Nabi Avcı’nın ifadelerinden anlıyoruz ki, AK Parti, genel seçimlerde Eskişehir’de sorun olmadığını görüyor. Önemli olanın belediye seçimleri olduğunu biliyor. Aslında Eskişehir’de bugünden başlanan yoğun çalışmanın, yerel seçimlere dönük olduğu görülüyor.



1 litre süt nereden çıktı?

Her ne kadar farklı algı çalışmalarıyla ekonominin konuşulması istenmese de, biz, ısrarla bu sorunu gündeme getirmeye devam edeceğiz. İğneden ipliğe gelen zamlar, temel gıda maddelerine erişimde yaşanan zorluklar, enflasyon, paranın alım gücünün her geçen gün düşmesi, vesaire… Dolayısıyla yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu, artık, sadece karnını doyurabilmek için mücadele ediyor. Bu anlamda işin geldiği noktayı şehrimizde yaşanan bir gelişmeyle özetlemek isterim. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, insanlar ucuz ve kaliteli beslenebilsin diye ekmek, yumurta, süt, peynir, tereyağı satış hizmeti veriyor. Bu noktada belediyeden önemli bir duyuru yapıldı. 3 ve 5 litrelik ambalajlarda satılan Halk Süt, artık 1 litrelik ambalajlarla da satılacak. Buradan şuna geleceğim. İnsanlar önceden rahatlıkla 5 litre süt alabiliyor, bir kısmıyla yoğurt yapıyor, bir kısmını da içiyorlardı. Daha sonra 3 litre alabilmeye başladılar. Ve artık 3 litre dahi alamıyorlar. Bunu gören belediye, 1 litrelik Halk Süt hizmetine de başladı ki, vatandaş hiç olmazsa 1 litre sağlıklı sütü daha ucuza alabilsin. Yani öyle bir dönemden geçiyoruz ki, vaziyet böyle devam ederse, 1 litre süt bile alamayacağız.




Halk kötüyken tüccar keyif yapabilir mi?

Bu bölümde de ekonomiden bahsedelim… Vatandaş oldukça dertli, ekonomik darboğaz insanları derinden etkiliyor. Vatandaşın keyfi kötü olur da işletmeci ayak ayak üstüne atıp peşin satan misali keyif yapabilir mi? Elbette olanaksız. Küçük esnafından tutun da sanayicisine kadar, süreci en az hasarla atlatmanın hesabı yapılıyor. Örneğin önümüzde bir asgari ücret belirleme süreci var. Çalışanlar insan onuruna yakışır bir ücret talebinde bulunuyor ve haklılar. İşveren de bu talebi haklı buluyor ancak devleti yöneten hükümetten beklentileri var. Bu noktada Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Metin Güler, işletmecinin omuzundaki prim ve vergi yükünün gözle görülür bir biçimde düşürülmesini öneriyor. İşletmeciyi düşündüren bir unsur da enflasyon. Metin Güler bu aşamada da enflasyonla mücadele edilmesi gerektiğini, fiyat istikrarının sağlanmasının ise elzem olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: Enflasyon muhasebesi yapılması şart! Daha pek çok sorun sayabiliriz. Örneğin finansmana erişim konusunda yaşanan sorunlar. Örneğin EYT düzenlemesiyle baş gösterecek maddi problemler ve işgücü ihtiyacı. Her birinin ivedilikle çözüme kavuşması gerekiyor. Yoksa işletmecileri daha zor günler bekliyor.



Deprem gerçeği ve Eskişehir

Düzce’de gerçekleşen korkutan deprem ile birlikte deprem gerçeğiyle bir kere daha yüz yüze geldik. Fakat sadece deprem olduğunda hatırlıyoruz, hemen sonra günlük telaşeler içerisinde unutup gidiyoruz. Haydi, biz unutuyoruz da devleti yöneten hükümetin unutma şansı var mı? Elbette yok, ancak unutuyor. Her neyse… İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu TBMM’de yaptığı basın toplantısında sorunu gündeme getirdi. Ben Eskişehir ile ilgili kısmını paylaşmak istiyorum. Diyor ki Kabukcuoğlu: “Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanlığı’nın 2021 tarihinde yayınladığı bir rapora göre Eskişehir'de 17 kadar mahalle fay hattı üzerindedir. Porsuk, Keskin ve Gökçekaya barajları yeniden değerlendirilmelidir.” Bu doğru! Zira geçmişteki depremler göz önünde bulundurulduğunda Eskişehir’de de yıkılan binalar hala hafızalarda. Şu anda güçlü bir deprem olsa, iddia ediyorum, Eskişehir’de büyük acılar yaşarız! Zaman zaman Prof. Dr. Can Ayday uyarılarda bulunuyor ancak Can Hoca’yı kim dinliyor? Herkes sağır olmayı marifet görüyor. Fakat gelecekte büyük acılar yaşamamak için bilim insanlarımıza kulak vermeli, yapı stoğu konusunda çalışma yapmalı, kentsel dönüşüme öncelik vermeliyiz.



DÜNYA İNSANLARI

dünya insanları

12 yaşındaki Omeyra Sanchez, 1985 yılında Kolombiya'da bulunan Nevado Del RuizYanardağı'nın faaliyete geçmesiyle oluşan enkazın altında kaldı. Genç kız, O'nu ayık tutmaya çalışan fotoğrafçının tüm çabalarına rağmen, 60 saat sonra bilincini kaybederek yaşamını yitirdi.
Fotoğraf: Frank Fournier



AFİŞ
Onun Adı Petrunya

afiş-6

2019’da vizyona giren film, sadece erkeklerin katılabileceği geleneksel törene müdahale eden genç bir kadının hikayesini konu ediyor. Epifani döneminde Makedonya’da takvimler Ocak ayının 19’unu gösterdiğinde görkemli bir tören düzenlenir. Törene katılan erkekler, rahip tarafından suya atılan haçı çıkarmak için birbirleri ile yarışır. Haçı bulmayı başaran kişinin ise bir yıl boyunca kutsandığına, refah ve servete kavuşacağına inanılmaktadır. Kadın tarih uzmanı Petrunya, başarısız bir iş görüşmesinden dönerken Epifani törenine denk gelir. Törene katılan genç kadın, kendisini bir anda suyun içine atılan haçı çıkarırken bulur. Haçı yakalamayı başaran Petrunya, sudan çıkınca etrafındaki erkeklerin saldırısına uğrar. Erkekler, Petrunya’nın kadın olduğu için ritüele katılmaya hakkı olmadığını, bu nedenle haçı geri vermesi gerektiğini düşünürler. Ancak Petrunya’nın haçı geri vermeye niyeti yoktur…



KARİKATÜR

karikatür-7

Aleksandr Kostenko



FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA

foto dili olsa

Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce: Ben Cumhurbaşkanı olunca sanayicinin bütün dertleri bitecek.
EOSB Başkanı Nadir Küpeli: Hayal dünyasında geziyor…



BİR TWEET

twit-2

Celalettin Kesikbaş
“Dönüşüm seninle başlar” dedik ve bir vizyon belirledik. İkiz dönüşüm: <Yeşil Dönüşüm> <Dijital Dönüşüm> Yeşil yaka eğitimlerimiz, karbon ayak izi hesap birimimiz, yeşil vizyonumuz ve Model Fabrikamız ile başladık. Daha niceleri de yolda.