Hamamyolu’ndaki balıkçılar derhal kaldırılmalı!
Avrupa şehri dediğimiz Eskişehir’in merkezinde bulunan Hamamyolu bölgesinin bir bölümünden öyle pis bir koku yayılıyor ki, insanın burnunun direği kırılıyor, başına ağrılar giriyor, midesi bulanıyor. Özellikle Banka Caddesi ve çevresindeki koku insanı hayattan soğutuyor. Elbette bunun bir nedeni var. O bölgede bulunan balıkçıları biraz eleştirelim. Balıkçı esnafı, temizledikleri balıkların pisliklerini, bozulmuş veya ezilmiş balıkları, şehrin yağmur ve kanalizasyon hatlarına atıyor. Bu duyarsızlık da beraberinde dayanılamayacak bir kokunun yükselmesine ve bölgenin mikrop yuvasına dönmesine neden oluyor. Her ne kadar ESKİ, sıklıkla o bölgedeki yağmur ve kanalizasyon hatlarında temizlik yapsa da, koku önleyici bakteri bıraksa da, ilaçlama çalışmasında bulunsa da sorun alimallah çözülmüyor! Çünkü sorunun çözümü belli. Balıkçılar duyarlı olacaklar, pisliklerini yağmur ve kanalizasyon hatlarına atmayacaklar. Bakın balıkçıların yaptığı aynı zamanda yasa dışı, yani balıkçılar suç işliyorlar! Başka bir konu da şu: Öyle bir alanda balıkçılık faaliyetine izin verilmesi toptan yanlış. Zamanında ruhsatlar verilmiş, durum böyle olunca balıkçılar kaldırılamıyor.Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin ise bu noktada maalesef yetkisi bulunmuyor. İlgili bakanlık ve sorumlu il müdürlüğü artık gerekeni yapar mı bilmiyorum. Fakat o bölgede yer alan balıkçıların kaldırılması için oluşması zorunlu gerekçeler fazlasıyla mevcut! Son söz: Balıkçıklara uygun bir alan işaret edilecek ve bununla beraber balıkçılar, mevcut alan boşaltılarak işaret edilen alana gönderilecek! Böylelikle koku kirliliği de görüntü kirliliği de gürültü kirliliği de ortadan kalkacak. Dahası, bölge, mikrop yuvası olmaktan çıkacak.
Kesikbaş nazik söylemiş, ben direkt dalıyorum!
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Ekim 2022 ihracat rakamlarını açıkladı. Eskişehir'in 2022 yılı Ocak-Ekim dönemi ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 artarak 1,05 milyar dolar oldu. Türkiye'nin Ocak-Ekim dönemi ihracatı ise yüzde 15 artışla 209,5 milyar dolara yükseldi. İhracatımız artıyor ancak ithalatımız da artıyor. Öyle ki dış ticaret açığımız yüzde 430 artışla 8 milyar dolara yükseldi! Bu noktada Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın uyarısı var.
Diyor ki Kesikbaş: “Enerji ve emtia fiyatlarında yaşanan sert artışın etkisi ile ithalatımız Ekim ayında 29,3 milyar dolar olurken, bu rakamın yüzde 26’sı enerji ithalatı kaynaklıdır. Bu da bizim ihracatta kullandığımız ithal mal oranının yüksek olduğunun bir göstergesidir. Bunun için öncelikle ara malı ithalatını azaltmamız ve alternatif enerji yatırımlarına yönelmemiz gerekiyor.”
BANKALARA SORUMLULUK ÇAĞRISI
Bir diğer konu ise, sanayicinin finansmana ulaşma anlamında yaşadığı sorunlar. Sanayici, özellikle de ihracatçı, canhıraş çalışarak hem kendini ayakta tutmaya çalışıyor hem de ülkesini kalkındırmayı amaçlıyor. Ancak gelin görün ki hükümetten yeterli desteği alamıyor. Bu konuda da Başkan Kesikbaş’ın önemli aktarımları var.
Şöyle ki: “Küresel ekonomide, emtia ve enerji fiyatlarında yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etmekte. Ancak en büyük büyüme finans sektöründe yaşanmakta. Finans sektörünün elini taşın altına sokması, elde edilen kazanımların mutlaka imalat sektörüne yönlendirilmesi gerekmekte. Bankaların daha çok sorumluluk almalarını ve özellikle Eximbank kredilerinde genişleme sağlanmasını talep ediyoruz. Bununla birlikte yine güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarında sanayiciyi destekleyici teşvik mekanizmalarının aktif hale getirilmesini bekliyoruz.”
Celalettin Kesikbaş’ın, bu açıklamasındanezaket dilini kullanarak eleştirisini aktardığı görülüyor, kurumsal bir sorumluluğu var en nihayetinde. Fakat ben net bir biçimde şunu ifade etmek istiyorum: Ey bankalar, parmağınızı kıpırdatmadan konjonktür yüzünden bu ülkedentonla para kazandınız, o kazandığınız paraların bir kısmını Türkiye’nin faydası için kullanın!
Hasan Polatkan Havalimanı’nı koruyacağız!
Yakın geçmişte, Hasan Polatkan Havalimanı’nın işlevsizleştirilmek istenmesine tanık olmuştuk. Amaç neydi? İmkanı ölçüsünde başarılı bir biçimde hizmet veren havalimanını kullananları, külliyen zarar bir yatırım olan Zafer Havalimanı’na yönlendirmekti. Ancak önce Eskişehir kamuoyunun yoğun baskısı ve ardından AK Parti kurmaylarının devreye girmesiyle beraber sorunu ‘şimdilik’ çözdük. Bu noktada Hasan Polatkan Havalimanı’nın yaklaşık bir yılda gerçekleştirdiği hizmeti gösteren bir rapor yayınlandı. Yayınlayan, havalimanının sahibi olan Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ). ESTÜ’nün raporunun özeti şu: “Hasan Polatkan Havalimanı’nın 1 Kasım 2022 tarihi itibarıyla yıl içerisinde hizmet verdiği toplam yolcu sayısı 107.000’i aştı.Havalimanı’nda aynı periyotta gerçekleşen uçuş sayısı ise 1004 olarak kaydedilmiş olup aynı zamanda 3770 eğitim uçuşu da yapıldı. Yılın ilk 10 ayı esas alınarak elde edilen veriler kapsamında yolcu sayıları; Covid-19 öncesi 2019 yılı aynı periyoda göre yüzde 42, yıllık en yüksek yolcu sayısının kaydedildiği 2018’in aynı periyoduna göre ise yüzde 21 oranında artış gösterdi.” ESTÜ’nün raporu gösteriyor ki, havalimanımızın ivmesi gün geçtikçe artıyor. Öte yandan Zafer Havalimanı’na baktığımızda, zararı günden güne katlanıyor. O halde bize düşen ne? Her an ayık olacak ve Hasan Polatkan Havalimanı’nı koruyacağız, koruyacağız ve yine koruyacağız!
Bağıranlara inat TOGG’u destekliyoruz!
TOGG'un seri üretiminin yapılacağı Gemlik Kampüsü, 29 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından törenle açılmış ve banttan ilk elektrikli araç inmişti. Bununla beraber Türkiye’nin dört bir yanından yerli otomobil girişimine destek geldi, pek çok kurumdan ardı ardına TOGG siparişi verildi. Eskişehir’den de TOGG’a gözle görülür destek veren bir kurum var. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Başkanlığından bahsediyorum. Başkan Nadir Küpeli, EOSB olarak 26 adet TOGG alacaklarını duyurdu. Ardından ise şu ifadeleri kullandı: “Dünyadaki otomobil üreticilerinin yatırım planlamalarına baktığımızda gelecek 10 yılda, 300 milyar dolarlık elektrikli araç üretimine yönelik yatırım bütçesi ayırdıklarını görüyoruz. Küresel güç olmak istiyorsak, bizde bu pazarda kendi yerli otomobilimizle olmalıydık. Türkiye’nin İlk milli otomobilinin üretildiği şehrin bireyleri ve sanayicileri olarak bu projeyle gurur duyuyoruz. Seri üretim bandından çıkacak her TOGG, ülke ekonomisinin vitesini de yükseltecektir.” Nadir Küpeli’nin ifadeleri bu şekilde. Katılmamak mümkün değil. Sırf muhalefet yapmak için bağıranlara inat, kimden gelirse gelsin ülkemize sağlanan her katkıyı var gücümüzle destekleyeceğiz!
DÜNYA İNSANLARI
Fotoğraf: 1937 yılında Nuremberg’de gerçekleşen Nazi geçişi…
AFİŞ
Çifte tazminat
Çifte Tazminat, zeka dolu senaryosu ve başarılı kurgusuyla dikkat çeken 1944 yapımı bir Billy Wilder filmidir. İnsanoğlunun para hırsının boyutlarını çizen film, sigortacı Neff’in rutin bir araba sigortalama ziyareti esnasında tehlikeli bir kadın olan Phyllis’le tanışmasından sonra içine düştüğü zorlu durumu ele alıyor. Kocasını öldürme planları yapan Phyliss, sigortadan alacağı parayı bölüşme teklifiyle Neff’i de planına dahil etmeye çalışıyor. Başta kabul etmese de sonradan kadının çekiciliğine ve paranın cazibesine kapılan sigortacı, planı kabul ediyor ancak her planın hesapta olmayan aksaklıklara maruz kaldığı gibi bu planda da büyük sorunlar yaşanıyor...
KARİKATÜR
Karikatür: Burak ERGÜN
FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA
EBB Başkan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen: Elimi iyi izle evladım, tohumları böyle atacaksın ki toprakla daha iyi kaynaşsın.
Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe: Hocam gözüm sizde, siz nasıl yapıyorsanız ben de öyle yapıyorum. Zaten belediye seçimlerini de sizi örnek alarak kazandım.
Vatandaş: Seyitgazi Belediye Başkanı da aslında Büyükerşen Hoca imiş he mi?
BİR TWEET
Ahmet Ataç
Dürüst, cesur ve mütevazı kişiliğiyle Türk siyasetinde iz bırakan, yaşamı boyunca daima halktan, emekçiden yana olmuş, halkımızın yüreğinde “Karaoğlan” adıyla yer eden BülentEcevit’i vefat yıl dönümünde saygı ve özlemle anıyorum.
