Akıl ve düşünce, insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliklerdir. İnsan, her yeni günde mevcudun daha iyisini ve daha güzelini arar. Bu arayış çağdaş ve özgür insanın ilkesidir. Toplumlar, hep aynı koşullarla yetindiğinde başka ulusların esiri olmaya mahkûmdur. Türk’ün asaletinde daha iyiyi ve daha güzeli aramak ülküsü vardır. İslam Peygamberi: “İki günü eşit olan zarardadır.” buyurmuştur. Bu nedenle Türk Milletinin vaz geçemediği milli değerleri her kişisel değerin üstündedir. Her geçen gün milli gücünü daha da güçlendirmek her Türk’ün idealidir.

 

Türk Ulusu için değerlerin başında vatan, egemenlik, bağımsızlık, birlik, beraberlik, devlet, bayrak, milli ve dini bayramları gelir. Egemenliği, bağımsızlığı, birlik ve beraberliği tam olan devletler payidar, milletleri de bahtiyar olurlar. İstiklal ve istikbal milletimindir diyen devletler milli şuurla donanımlı vatansever gençlik yetiştirmeye mecburdur. Egemenlik, bağımsızlık, birlik ve beraberlik bir ulusun anonim irade aksiyonudur. Egemenlik bir ulusun, dışa karşı özgür ve bağımsız yaşaması ile içeride başka güçlerin etkisinde kalmadan milletin ortak iradesi ile kendini yönetmesi esasıdır.

 

Bir ulusun tam bağımsızlığı, milletin her alanda bütün yönleriyle istediği zamanda dilediğini yapmak biçiminde iradeye sahip olmasıdır. Birlik ve beraberlik Türk Ulusunu oluşturan bireylerin birbirlerini seven, birbirlerine inanıp güvenerek vatanın bölünmez bütünlüğü ile devletin yücelmesi uğrunda beraberlik gösterdikleri iradedir.   

 

Tarihi derinliğe bakıldığında Türk Milletinin Anadolu’nun kapılarını açtığı1071’den bu yana olan zamanı değerlendirmeye aldığımızda Türk Milletinin katıldığı daha doğrusu katılmak zorunda kaldığı savaşların hepsinde de “BARIŞ” için savaştığı gerçeğidir. Ağustos ve eylül ayları Türk’ün zaferleriyle dolu olduğu aylardır. Türk Milleti hiçbir zaman öldürmek değil öldürülmemek için savaşmak durumunda kalmıştır. Türk Ulusu, tarih boyu sömürü için değil barış sağlamaya yönelik savaşmıştır.  Bu savaşlar sırasında elde ettiği zaferleri yâd etmek adına milli bayramlar ilan etmiştir.

 

Bir ulusun birlik, beraberlik, egemenlik ile bağımsızlığın simgeleri olan milli ve dini bayramları vardır. Bu bayramları değersizleştirmeye kalkışanlar başta ecdadına ve sonra kendi asaletine saygısızlık yapanlardır. Dini ve milli bayramların her birisi birer değerdir. Kendi değerlerine saygı göstermeyenler kimin değerlerine saygı duyarlar, dersiniz? Bir milletin tarihsel değer ve zaferlerinin itibarını korumak her ferdinin boynuna borçtur. Şair, milli ve manevi değerlerin azizliğini şu duygulu dizelerle:

 

“Boğuyor âlem-i İslamı bir azgın fitne,

 Kıt’alar kaynayarak gitti o girdap içine!

 Mahvolan aileler bir sürü masumundur.

 Kalan âvârelerin hâli de ma’lûmundur.

 Nasıl olmaz ki? Tezelzül veriyor arşa enîn!

 Dinsin artık bu hazin velvele Yârab! -Âmin!”  dile getirmiştir.

 

Bir ulusun kalkınmışlığı eğitim ve adaletle başlar. Eğitim ve adaletini sağlam temeller üzerine yapılandıran uluslar akabinde iktisadi, siyasi ve askeri kalkınmasını sağlarlar. Bu beş alandaki kalkınmayı sağlayamayan uluslar çökmeye mahkûmdur.

 

Evrensel düşünceli milletler mazlum halkların derdiyle dertlenip hâli ile hâllenirler. Türk Milleti bu minvalden hareketle içte ve dışta barışı esas alır. Türk Ulusu, gücünü milli iradesinden alır. Devletinin bekasını kendi öz iradesiyle ayakta tutar. Türkiye, sınıflara ayrıştırılmayan bir ülkedir. Türkiye devleti, tek sınıflı bir ülkedir. O sınıfın adı da Türk halkıdır. Türk halkının gücü, birlik ve beraberliğinden doğar.  Milli iradesi zayıf uluslar, mazisine sahip çıkabilir mi? Bir ulus  için en büyük tehlike “Tefrika” dır. Tarih, bir ulusun geleceği için yazdığı derstir. Tarihi zaferleri ise, çizdiği ibret levhalarıdır. Aynı şair, milli duygularını bu kez:

 

“Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!

 Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?

 “Tarih” i “tekerrür” diye ta’rif ediyorlar;

 Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” böyle seslendirmiş.

 

Bir devletin eğitim ve hukuk düzeni halkın yaşam sahasını, refah standardını ve karşılıklı haklarını belirler. Adalet ve eğitim halkın en önemli gereksinimidir. İktisaden zayıf bir ulus sefaletin pençesinden kendisini kurtaramaz.

 

Milli zaferler kazanıp Türk’ün tarihine bayram olarak nakış, nakış işleyen tüm ecdadı hayırla anmak hepimizin vefa borcudur. Her milli zafer ve bayramı kendi şartlarında değerlendirmek doğru olandır. Bütün milli zafer ve bayramların tarihi kanla yazılmıştır. Ulusal zafer ve bayramların bedeli, uğruna dökülen kandır. Milli zafer ve bayramlara karşın biçilecek değerin “KAN” dan başka bir pahası yoktur. Paha biçilemeyen bu kan, şehit ve gazilerin kanıdır. Vatanın bölünmez bütünlüğüne, devletin bekasına ve milletin refahına hizmeti dokunan yiğitlerin her biri gönüllerin ölmez kahramanlarıdır. Hayatta olan kahramanlarımıza sağlık, öbür âleme göçenlere Allah’tan rahmet dilemek vatanperverlere yakışandır.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!