Bugün; ülkenin gündemine, yıkıp geçtiği onlarca ildeki kent merkezleri, ilçeler ve köy yerleşimlerindeki etkisiyle adeta “bomba gibi” düşen depremin 25. günü. Neredeyse 1 aydır deprem hep gündemimizde

Yazar-çizer takımının da önüyle arkasıyla, gündemi doğal olarak bu. Son bir haftadır da işin siyasetine dokunulmaya başlandı!.. Elbet biz de gündeme uyarak;

-Deprem yazıyoruz.

Doğal olarak Eskişehirli de “acabalarla” gündemi takip ediyor. İlk yazımızda biz de “Eskişehir’de deprem riskine” takıldık. A.Ü jeoloji bilim dalı uzmanı Prof. Dr. Can Ayday’ın “Eskişehir canlı fay hatlarıyla çevrili” başlığıyla ifadesini bulan açıklamalarını  irdelemiştik ilk yazımızda.

Ayday açıklamasında “aktif fayları” da yakın-uzak çevresinde bulunan ve son yıllarda da “hissettiğimiz” fayları kastettiğini anlamış bulunuyoruz. Örneğin en son 1969.’da kırılan  Gediz Fayı. İl merkezimize 70 kilometre uzakta olduğunu de belirterek. Sonra Adapazarı’nda etkili olan Kuzey Anadolu fayının bir kolunun kırılması. O da yaklaşık aynı uzaklıkta.

Özetle söylediği “Çevrili aktif fayların” anlamı bu..





Eskişehir fay zonu.

Prof. Dr. Ayday, bir de Eskişehir’in “içinden geçen” faylardan söz ediyor. Biz bunu geneliyle “çırçır fay” yani “ölü fay” sanıyorduk ki, en son 6.4 büyüklükteki bir depreme neden olan (1956’da) kırılan fay olduğu anlaşılıyor.

***

İlk yazımın son bölümünde adını andığım Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erhan Altunel de son makalesinde bu fayı anlatıyor. Altunel, Fatma Tokay ile birlikte yaptığı çalışmasının giriş bölümünde fayı şöyle tanımlıyor;

“Genel doğrultusu (BKB-DGD) olan Eskişehir fay zonu , batıda İnegöl’den doğuda Tuz Gölüne kadar uzanır ve birbirini takip eden segmentlerden oluşur. (Bunun üzerinde çalışma yapan jeologların adlarını da anarak)  Eskişehir fayı olarak adlandırılan bu zon, Şaroğlu ve diğerleri tarafından Eskişehir Bursa fay zonu olarak adlandırılmış, Batıda Uludağ’dan, doğuda Kaymaz’a kadar uzandığı belirtilerek, İnegöl yöresi. İnönü-Dodurga fay zonu Eskişehir fay zonu ve Kaymaz Fayı olarak alt bölümlere ayrılmıştır. Türkiye Diri Fay Haritasında gösterilen bu bölümler Eskişehir fay zonu olarak değerlendirilmiştir.”





Belediyeler ciddiye almalı.

Görüldüğü gibi en sade anlatımıyla dahi olsa, oldukça anlaşılması zor bir konu. Bu açıdan ele alındığında şöyle bir tespitte bulunmak mümkün;

-Diri faylar haritasında yer aldığına göre, Eskişehir fayı da öyle dikkatlerden uzan tutulacak bir fay değil.

1956’dan günümüze 70 yıl geçtiğine göre , o tarihlerde 6.4 büyüklüğünde bir deprem yaratan bu fay, öyle çok hafife alınacak gibi görünmüyor.

Özellikle de Eskişehir il merkezindeki yerleşimin, yapılaşmanın  büyük çoğunlukla yumuşak alivyon zeminleri üzerinde olduğu düşünüldüğünde..

Şimdi sormak gerekir;

-Eskişehir’deki belediyeler, özellikle de Büyükşehir Belediyesi, bu çalışmaları değerlendirmek gereği duymuşlar mıdır?

Pek sanmıyorum. Halkın büyük çoğunluğu gibi, Geçmişte de “Eskişehir’de yıkıma neden olacak depremler olmamıştır ki” rehaveti içinde olmalılar.

Umarım öyle değildir! Yine de her iki üniversitemizde görev yapan uzmanların da katılımıyla en kısa zamanda bir değerlendir çalışmasında bulunmak kaçınılmaz gibi görüyor bana.

Hele de yakın geçmişte (Örneğin 1999 gibi) bize hayli uzak fayların kırılmasında bile yıkımları ve can kayıplarını da hatırlayarak..

Zaman, deprem için ön almak zamanı olmalı.