Amcalarım,

Ninelerim,

Kardeşlerim,

Teyzelerim…

Devletten size müjde.

İMAR BARIŞI GELDİ…!

Devletten size uzatılan şevkat eli.

Geçmişte kaçak, göçek yaptığınız evleri kayıt altına alıyor DEVLET…!

Devlet vatandaşı ile helalleşiyor…!

Yukarıdaki replikler 2018 yılında ilan edilen İMAR BARIŞI  reklamından…

06.02.2023  pazartesi, gece saat 04:17. Önce 7,7 Pazarcık, dokuz saat sonra 7,6 Elbistan depremleri ile sarsıldı memleketim.

Şimdiye kadar yarattığı etkisi nedeniyle insanlık tarihinin en büyük depremlerinden.

Tam on vilayetimizde maddi manevi çok büyük yıkımlara yol açtı.

Türkiye yardım oldu deprem bölgesine aktı. Halen de akmaya devam ediyor.

İşçisinden köylüsüne, en zengininden en fakirine, sanatçısından simitçisine , ateistinden deistine , ülkücüsünden  sosyalistine  tüm farklı kutuplar , farklılıklarını  bir kenara bırakarak yardım zamanı diyerek el ele verdiler.

Gün yargılama değil yardım zamanı.

Gün, enkazın altından çıkarılan canlarımızı hayatta tutma zamanı.

Gün, yıkılan evlerinin önünde canlarını kurtardığına şükreden insanlarımızın yaralarını sarma zamanı.

Gün, covid-19 salgınından kurtulduk diyerek bir başka felaketin içerisine gözlerini açan çocuklarımızın travmalarını tedavi etme zamanı.

Elbette hesap sorma zamanı da gelecek.

2009 yılında kurulan  AFAD  (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı)  yetkililerinin 14 yıl boyunca niçin böyle bir felakete karşı  hazırlık yapmadığını,

1999 Gölcük depreminde yüzlerce insanın hayatını kurtaran  AKUT’un ve kurucusu Nasuhi Mahruki’nin sırf mevcut otoriteye karşı olan muhalif tavrından dolayı niçin vasıfsız hale getirildiğini,

Osmaniye’de onlarca bina yıkılıp yüzlerce insan hayatını kaybederken ,  sadece 20 km. mesafedeki  ERZİN ilçesinde nasıl olup da bir tane bile binanın yıkılmayıp bir kişinin bile burnunun kanamadığını,

Yıllarca , en ufak bir afette aklımıza gelen güven abidesi KIZILAY’ın  nasıl olup da itibarsızlaştırılıp , yerini AHBAP adlı bir derneğin aldığını,

Depremin ilk olduğu andan itibaren niçin çevredeki askeri birliklerin  (özellikle Malatya’da bulunan 2.ordu)  teyakkuz haline getirilmediğini,

KIZILAY’ın depremden en büyük zarar gören MALATYA’da faaliyet gösteren PREFARBİK Fabrikasının, stok malzemelerinin olmamasından dolayı niçin depremzedelere barınma yardımında bulunamadığını,

Haberleşmenin hayati önem taşıdığı bir ortamda , Türkiye’nin devasa GSM şirketlerinin , felaketin yedinci gününde bile niçin halen yeterli hizmeti veremediğini,

Ya da , bu kadar büyük bir felaket karşısında  hiçbir siyasi otoritenin sorumluluğu üzerine alıp onurlu bir davranış sergileyerek niçin halen istifa etmediğinin hesabını millet olarak soracağız elbet.

Ama  ŞİMDİ DEĞİL…!

Ne demişler.?

“KURT KIŞI  GEÇİRİR  AMA  YEDİĞİ  AYAZI  DA  UNUTMAZMIŞ…! “