İnsan, sevgiye muhtaç… İnsan sevmeye, sevilmeye, sevinmeye ve sevindirmeye muhtaçtır. Seven, sevilen ve sevindiren elbet sevinecektir. İnsanın yaratılış gayesinde sevme, sevilme, sevinme ve sevindirmek vardır. İnsanın en önemli işi sevmek, sevilmek, sevinmek ve sevindirmektir.

            İnsanın yaratılış gayesi kavga için değildir. İnsanı yaratan Allah, insanlar kavga etsinler diye insanı yaratmadı. Her sabah uykudan kalkınca her insan bu soruyu kendisine sormalı…

Zaman, kavga zamanı değildir. Vakit, intikam vakti hiç değildir. İnsan, insan dövmekle onurlu olmaz. İnsan haysiyeti dövülmekle kaybolmaz. Döven insanın dövüneceği gün yakındır. Döven elbet bir gün dövülecektir. Dövenin dövüleceği gün, bir gün gelecektir.

            Sevinme ve dövünme günü mutlak gelecektir. Sevinme ve dövünme günü hesap günüdür. O gün, bütün hesapların görüleceği gündür. İşte o gün, ilahi adaletin tecelli edeceği gündür. O gün Kur’an’ın ilk suresi olan Fatiha suresinde bildiriliyor.

O gün, sevinmeyi hak eden sevinecektir. O gün, dövünmeyi hak eden de hiç şüphesiz dövünecektir. Dövünen insan yaptıklarından pişman olduğu için dövünecektir. Son pişmanlık hiç kimseye fayda vermeyecektir. İnsan, ömrü kısıtlıdır. Zaman, kısadır. Dünya, dar diyene dar ve geniş diyene de geniştir. Bütün bunlardan öte dünya hayatı geçicidir. Yalan dünyanın aldatıcı hâllerine aldananların dövünecekleri gün insana doğru her geçen gün biraz daha yaklaşıyor.

Zaman koşuyor. Ömür geçiyor. Sevmek, sevilmek, sevinmek ve sevindirmek varken dövmek ve dövünmek niye olsun? Bu sorunun cevabını bulana müjdeler olsun! Yunusça der:

            Çiçek ister böceğin insafından merhamet

Böcek der benim işim değil kehanet

Sevginin önü sonu olur selamet

Yunusça der; daim sev duyma nedamet!

Sevginin olduğu yerde kavga olur mu? Sevginin olduğu yerde dövme ve dövünme olur mu? Uzun lafın kısası seven insan, kötülük yapar mı? İyilik yanlısı insan, sevmesini ve sevilmesini bilendir.

İyilik taraftarı, sevinmek ve sevindirmek isteyendir. Sevmek mi güzel yoksa kavga mı güzel? Sonunda insanı hangisi üzer? Kavgacı tipler, kötülük yanlısı insanlardır. Kavga ne için yapılır? Sevmek için kavga yapılır mı? İyilik yapmak için kavga çıkartılır mı? Günümüzün kavgası ve kavgaları nereye kadar? Kim kiminle nereye kadar kavga edebilir? Herkese, niçin kavga ettiği mutlak bir gün sorulacaktır. Cevabını veremeyeceğin sorulara muhatap olmamaya çalış. Kavga, öfkenin eseridir.

            Mal tatlıdır deme! Cesettin, kara toprağın altına giderken dahi tatlı canını beraberinde götüremiyor. Ötelerin ötesine giderken neyi beraberinde götürmek istersen kavganı ona göre yap! Sonunda başını derde sokacak kavgayı niye yaparsın? Pişman olacağın işi yapma! Keşke deme!

            Dönüyor dünya ayaksız yürüyor zaman

            Gidiyor boşluğun kucağında fani insan

            İnanın sözüm hakikat! Değil yalan

            İltimas yok! Var mı dünyada kalan!

Günümüz insan yaşamına baktığımızda kavganın her alana sirayet ettiğini görmek mümkün. Aile bireyleri kavgalı, iş ilişkileri kavgalı ve toplumun sair pek çok katmanı kavgalı…

Sevgiden, saygıdan, hoşgörüden, uzlaşıdan, barıştan söz edenler yok denece kadar azınlıkta… Bu insanlar ve bu toplum niçin böyle oldu? Bu sorunun cevabını isteyen bulur.

Sevmeyi, sevilmeyi, sevinmeyi ve sevindirmeyi niye insanlar beceremez hâle geldi? İnsan neyi kaybetti de sevmekten, sevilmekten, sevinmekten ve sevindirmekten mahrum kalıyor?

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

                                                           Yunus Emre GÜLLÜ-06.06.2018-Milli irade