Eskişehir, her geçen gün kendisini daha da zenginleştiren kültürel etkinlikleriyle Türkiye’nin sanat ve özgürlük başkentlerinden biri olma yolunda ilerliyor.
Bu hafta kentte düzenlenen birbirinden farklı etkinlikler, şehrin hem geleneksel hem de modern sanata ev sahipliği yapan çok yönlü kimliğini bir kez daha ortaya koydu. Cazın ritmiyle sarsılan meydanlardan, genç sanatçıların fanzinleriyle dolup taşan sergi salonlarına; tarihi dokusunu sanatla harmanlayan sokaklardan, yeni festival alanı müjdesiyle daha da büyüyen kültürel ufka kadar Eskişehir, sanatın ve kültürün nefes aldığı bir şehir olduğunu kanıtladı.
Cazın Büyüsü
Tepebaşı Belediyesi’nin dönüştürdüğü Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı, 4-5 Ekim tarihlerinde düzenlenen Caz Festivali’ne ev sahipliği yaptı. Ayhan Sicimoğlu’ndan Kerem Görsev’e, Evrencan Gündüz’den Hey! Douglas’a kadar pek çok değerli sanatçının sahne aldığı festival, binlerce müziksevere unutulmaz iki gün yaşattı.
Başkan Ahmet Ataç’ın sözleri festivalin ruhunu yansıtır nitelikteydi: “Eskişehir sanatı sever, sanatı her zaman destekler.” Gerçekten de caz müziğinin eksikliğini hisseden kent, bu festivalle eksikliğini gidermekle kalmadı, aynı zamanda yeni bir geleneğin temellerini attı.
Yeni Bir Buluşma Noktası
Aynı günlerde bir diğer buluşma noktası ise Kentpark oldu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen GastroFest, sadece damaklarda değil, ruhlarda da iz bıraktı. Festival boyunca gençler ve aileler Kentpark’ta bir araya gelirken, birbirinden değerli sanatçıların konserleri kenti şarkılarla doldurdu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin festival alanında yaptığı açıklama ise Eskişehir’in kültürel vizyonunu özetler nitelikteydi: “Eskişehir özgürlüklerin şehri, festivalin, sanatın ve kültürün şehri”
Başkan Ünlüce’nin Kentpark’ın artık kalıcı festival alanı olacağını açıklaması da önümüzdeki yıllarda şehre daha çok sanat ve eğlence geleceğinin de habercisi oldu.
Benzersiz Bir Alan
Eskişehir’in kültür haritasında bu hafta dikkat çeken bir diğer etkinlik ise Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde açılan Zine Seçki Sergisi oldu. Çekirdek Eskişehir ve Bidon Kolektif iş birliğiyle düzenlenen sergide Türkiye’nin birçok ilinden 50’nin üzerinde bağımsız fanzin ve artbook üreticisi yer aldı.
Sansürsüz, doğrudan ve samimi anlatım diliyle fanzinler; genç sanatçılara, alternatif üretim yapanlara ve özgür ifade arayışında olanlara benzersiz bir alan açtı. Ziyaretçiler, kâğıt ve mürekkebin yarattığı bu özgür dünyada hem bireysel hem de kolektif üretimlerin çeşitliliğine tanıklık etti.
Canlı Bir Galeri
Sanat Sokağı ve Avlu Eskişehir Sanat Kompleksi de bu hafta Eskişehir’in cazibe merkezi olarak ön plandaydı. Tarihi dokusuyla bütünleşen bu alan, bir açık hava galerisi ve üretim merkezi olarak ziyaretçilerin ilgisini çekti. Cam üfleme, minyatür, seramik, gravür, takı tasarımı ve dans gibi farklı sanat dallarını bir araya getiren sokak, hem yerel sanatçılara üretim alanı sundu hem de turistlere unutulmaz bir deneyim yaşattı.
Her köşesinde sanatın doğuşuna tanıklık edilen bu sokak, Eskişehir’in kültürel çeşitliliğini en somut şekilde ortaya koyuyor.
Hafızalara Kazınan Gece
Eskişehir’in sanat takvimine damga vuran bir diğer etkinlik de Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası’nın konseri oldu. Şef Murat Cem Orhan yönetiminde gerçekleşen programda orkestranın sanatçıları Yağız Yeşil (kontrabas) ve Berke Buğra Gökkaya (tuba) solist olarak sahne aldı.
Yağız Yeşil, G. Bottesini’nin 2 Numaralı Kontrabas Konçertosu’nu teknik ustalık ve duygusal yoğunlukla seslendirirken, bis olarak Tabakov’un Motivy eserini sundu. Ardından Berke Buğra Gökkaya, E. Gregson’un klasikleşmiş Tuba Konçertosu ile sahneye çıktı. Bu eser, Türkiye’de ilk kez orkestra eşliğinde seslendirildi ve büyük alkış topladı. Konserin ikinci bölümünde ise Brahms’ın 14 yıl üzerinde çalıştığı 1 No’lu Senfonisi icra edilerek izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatıldı.
Bir Şehirden Daha Fazlası
Cazdan gastronomiye, fanzinden el sanatlarına kadar geniş bir yelpazede gerçekleşen bu etkinlikler, Eskişehir’in kültürel vizyonunun tesadüf değil, bilinçli bir çabanın ürünü olduğunu gösteriyor. Yerel yönetimlerin desteği, kolektif üretimlerin yarattığı dinamizm ve sanatseverlerin yoğun ilgisi sayesinde şehir, kültür-sanat alanında sürekli büyüyen bir cazibe merkezi hâline geliyor.
Eskişehir bugün sadece bir şehir değil; sanatın, özgürlüğün ve yaratıcılığın ortak buluşma noktası…