CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel görevinden istifa edeceğini beyan etmiş fakat daha sonra istifa etmekten vazgeçmişti.

Peki, istifa mektubunu cebinde gezdiren, istifa etmekte kararlı olduğunu bildiğimiz Taşel neden kararından vazgeçti?

Taşel bu sorunun cevabını ES TV’deki sohbetimiz sırasında verdi ve dedi ki: “Yılmaz Büyükerşen kalmamın yararlı olacağını söyledi.”

Ardından şöyle devam etti, Taşel: “Büyükerşen Hoca’mla görüşmeden önce kesin istifa edecektim. Yılmaz Büyükerşen tarihi sorumluluk açısından bilge kişiliğiyle bir Türkiye fotoğrafı koydu ortaya ve ülkemizdeki derin sıkıntıyı anlattı, ikna etti.”

*

Başkan Taşel’in, istifadan neden vazgeçtiğini öğrenmiş olduk.

Bu noktada şöyle bir değerlendirme yapmak isterim.

Recep Taşel ne demişti?

“Ön seçim olursa milletvekili adayı olurum!”

Söz konusu adaylık için de partinin tavsiye etmiş olduğu tarihe kadar istifa edeceğini söylemişti, Taşel.

Fakat istifa etmedi!

Peki, ya Eskişehir’de ön seçim olursa?

Taşel görevinden istifa edip milletvekili adayı olur mu?

Haydi oldu ve seçilebilir bir yerden listeye girdi, peki Genel Merkez, partinin tavsiye kararına uyup zamanında istifa etmeyen Recep Taşel’in ismini seçim kuruluna verir mi?

İşte tam da bu noktada Yılmaz Büyükerşen’in “istifa etme, görevinin başında kal” demesi çok değerli.

Olası bir ön seçimde, Recep Taşel’in istifa etmek suretiyle ön seçime katılıp listeye girmesi durumunda, Yılmaz Büyükerşen’in Genel Merkeze “Recep Taşel’i seçim kuruluna bildirin” demesi yeterli. Kazım Kurt’un da bu noktada destek vereceğini düşünüyorum.

Kısacası Recep Taşel’in, ön seçim olması koşuluyla, hala milletvekili adayı olma şansı var!

*

Taşel’in, sohbetimiz sırasında aktardığıifadeler üzerinden değerlendirme yapmaya devam edelim…

*

Şunu net olarak söyleyebilirim ki, Taşel, bugüne kadar ilk defa bu kadar açık konuştu ve adrese teslim mesajlar verdi.

Ve dahi, ayar verdi!

Ne demek istediğimi, az sonra okuyacaklarınızla birlikte anlayacaksınız…

*

Yıllardır denir ki, belediye başkanları, belediyelerin gücünü kullanarak örgüt üzerinde baskı kurarlar, örgütü ele geçirmek isterler, bunu büyük oranda başarırlar da…

Recep Taşel, söz konusu anlayışa itiraz ederek dedi ki:

‘OLAĞANÜSTÜ GÜÇLERİYLE TAHAKKÜM KURMAMALIDIR’

“Belediye başkanları siyaset yapmalıdır. Çünkü belediye başkanları bir siyasi tercihle görev başına geliyorlar. Burada bir mahsur görmüyorum. Ancak belediye başkanlarımızın milletvekili sıralaması yapmasını, örgüte müdahale etmesini, örgütü dizayn etmesini doğru bulmam. Örgüt örgüttür, belediye başkanları daörgütün bir parçası, bir unsurudur. Belediyeler olağanüstü maddi ve manevi güçleriyle örgütler üzerinde tahakküm kurmamalıdır. Örgüt işini yapmalıdır, belediyeler işini yapmalıdır. İkisi birbirini doğal akış içinde desteklemelidir.

PARTİ İŞLERİNE KARIŞAN BÜROKRATLARA ÇIKIŞTI

Aynı şekilde belediye bürokratları da halka eşit, doğru, tarafsız ve en hızlı hizmetten sorumludur ve onlar siyaset yapmayacak. Belediye başkanlarımız siyaset yapacak, bürokratlarımız işini yapacak. Örgüt de belediyelerin yaptıkları başarılı çalışmaları halkla buluşturacak, halkın beklentilerini, taleplerini ve önerilerini belediyelere iletecek.”

*

Recep Taşel ile Yılmaz Büyükerşen üzerinden Cumhurbaşkanlığı, aday profili üzerinden ise milletvekilliği seçimlerine ilişkin de konuştuk.

Taşel, dikkat çeken bir milletvekili aday tarifi yaptı.

Şöyle ki:

‘ESKİŞEHİR’DE DOĞMUŞ OLMASINDAN BAHSETMİYORUM’

“Bu şehirde yaşıyor olması birinci derecede önemli. Şehri bilmeli. Şehrin sorunlarını, problemlerini, güçlü yanlarını ve zayıf yanlarını bilmeli. Şehrin nereye evrileceği konusunda bir ön görüsü olmalı. İnsani ilişkilerini parti gözetmeden iyi kurabilen, hoşgörü dağarcığı yüksek, ilişki kurabilmede sorunu olmayan, Eskişehir’de yaşayan olmalı.Bakın, Eskişehir’de doğmuş olmasından bahsetmiyorum. Burada yaşayan, kendini Eskişehirli hisseden, dolayısıyla bu ilişkileri sevk ve idare konusunda becerikli olan, egosu olmayan, vatandaş ile birebir ilişki içerisinde olan insanlar olmalı.

‘PARTİ ÜYELERİ KENDİLERİNİ DIŞLANMIŞ HİSSEDİYORLAR’

Bu anlamda örgütten gelmesi, örgütçülüğü bilerek gelmesi bir avantaj sağlar. Çünkü CHP Eskişehir örgütününüyeleri, uzun yıllardır seçme seçilme haklarını kullanamıyorlar. Milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi seçemiyorlar. O nedenle kendilerini dışlanmış ve örselenmiş hissediyorlar. Dolayısıyla örgütü mutlaka ayağa kaldırmak gerekiyor. Onların tercihlerine kulak vermek gerekiyor.”

*

Demiştim ya, Taşel, Yılmaz Büyükerşen üzerinden Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de değerlendirdi diye.

Bu noktada Taşel, Büyükerşen’e tarihi bir görev düştüğüne vurgu yaptı.

“Büyükerşen Hoca’mıza da düşen bir görev var. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ikinci 100 yılı inşa ederken bilge kişiliklere ihtiyaç var” diyen Başkan Taşel, ifadelerini şöyle sürdürdü:

‘ESKİŞEHİR’E KAYNAK AKTARABİLECEK TARTIŞMASIZ YEGANE KİŞİDİR’

“Tabii ki Sayın Hoca’mıza hükümet etme anlamında iktidarın bir bakanı olması çok yakışır, meclis başkanı olarak görev yapması da çok yakışır. Ayrıca Eskişehir’e kaynak aktarabilecek tartışmasız yegâne kişidir Yılmaz Hoca’mız. Sayın Yılmaz Büyükerşen iktidarda mutlaka bir aktör olmalıdır. Böyle akil bir kişiye bizim ihtiyacımız var. Bu milletvekili olarak olur, bakan olarak olur veya meclis başkanı olarak olur, ancak muhakkak olmalıdır.”

*

Recep Taşel, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun son dönemde uyguladığı politikayı, Yılmaz Büyükerşen’in yıllardır uyguladığına da dikkat çekti.

Şöyle ki:

‘ADAY OLMAZSA PROBLEMDİR’

“Genel başkanımızın yürüttüğü bir masa var ve toplumsal uzlaşmayı aslında o masa tarif ediyor. Birbirinden farklı düşünen farklı kesimlerdeki partilerin bir arada olması önemli. Bu sürecin ana aktörü Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. Aslında Sayın Kılıçdaroğlu, Yılmaz Büyükerşen’in yıllardır uyguladığı bir yaklaşımı burada genel merkezde, altılı masada ve genel politika içerisinde uyguluyor. O nedenle o masada da bu irtibatı sağlayan, uzlaşmayı ve süreci yöneten Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayı olmalıdır. Aday olmazsa problemdir. Aday olmaması tuhaf karşılanır.”

*

Recep Taşel’in, il başkan adayı olduğu günden bugüne kadar ısrarla vurguladığı bir unsur var.

Nedir o?

Ön seçim!

Seçime kısa süre kalsa da, ön seçim hayali olanların karamsarlığa kapılmaması gerektiğine dikkat çeken Taşel, ön seçim ile ilgili beklentisini bitirmediğini ifade etti.

Başkan Taşel, ön seçim yapılma ihtimalinin neden devam ettiğini şöyle açıkladı:

KILIÇDAROĞLU’NUN BÜYÜKŞEHİRLERDE ÖN SEÇİM YAPACAĞINA İNANIYOR

“Belli büyükşehirlerde ben bir ittifak süreci yaşanacağına inanmıyorum. Dolayısıyla büyükşehirlerde süre daralmış olsa da ön seçim şansımızın olduğunu düşünüyorum. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı netleşip açıklandığında, parti içi tartışmaların ön seçim ile de son bulacağını düşünüyorum. Genel Başkanımızın böyle bir karar verebileceği inancı var bende. Çok da fayda sağlar. Kongrelerimiz de ertelendiği için partiyi bütünleştirmesi açısından böyle bir tercihin kullanılabileceği beklentim var.”

*

Ve önemli bir konu daha! Yıllardır tartışılır durur… CHP, belediye seçimlerinde çok başarılı olurken, genel seçimlerde niçin aynı başarıyı yakalayamaz?

Recep Taşel, bu sorunun cevabını hiç eğip bükmeden net olarak ortaya koyuyor.

Belediye başkanlarının, kendi seçimleriymiş gibi genel seçim çalışmalarına katılmaları ve siyaset yapmaları gerektiğini savunuyor, Taşel.

İşte, Taşel’in o ifadeleri:

‘OY ORANLARI PARTİNİN NEREDEYSE İKİ KATI’

“Bizim belediye başkanlarımız olağanüstü bir biçimde tercih edilen başkanlar. Çalışkan ve başarılı belediye başkanlarımız. Oy oranları partinin neredeyse iki katı oluyor. Peki, belediye başkanlarımız siyaset yapmazsa oy oranlarımız nasıl artar? O nedenle belediye başkanlarının aldığı oy oranlarının, Eskişehir’de parti oy oranlarına yansıması gerekiyor. Bunu çok açık söylüyorum.”

*

Recep Taşel’in dediği gibi, belediye başkanlarının genel seçim çalışmalarına kendi seçimleriymiş gibi katılmaları ve CHP adına siyaset yapmaları elbette çok etkili olacaktır. Fakat milletvekili aday tercihlerinin de, başarının önemli anahtarlarından olduğu unutulmamalıdır.

*

Evet, Recep Taşel ile yaptığımız sohbetin ana hatlarını, ufak değerlendirmeler eşliğinde, siz değerli okurlarımıza aktardım.

Yazımın bir bölümünde belirttiğim gibi, Taşel, ilk defa bu kadar açık konuştu, mesajlarını direkt olarak adrese teslim etti ve deyim yerindeyse ayar verdi!

Yani bir il başkanının yapması gerekeni yaptı, sonunda ağırlığını koydu.

Bu noktada, yayından sonra değerlendirmelerini önemsediğim bir isimden gelen mesaj, Recep Taşel’in son açıklamalarının özeti gibiydi.

O mesajda şu yazıyordu: Recep Taşel, Recep abi ve il başkanı olmuş!