Nur-ül İzah, henüz on üç yaşıma ayak basmadan harçlığımla hayatımda aldığım ilk kitap. Seyitgazi Kur’an Kursunda okuyordum. 01.04.1968 Yılında Müftü Himmet Eser’in İstanbul’dan getirttirdiği kitaplardan “El Miftah” adlı kitabın tercümesi... Taharet, ibadet ve muamelatla ilgili bilgilerle ilgili Hanefi fıkhının güvenilir kaynaklarından biri. Gaye, hakikati bulmaksa insan için kendisini bilmesi gereken irfandan gayri Allah’ı anlamaktan daha değerli ilimden başka ne olabilir? Müslümanın Kur’an-ı gayesinde usulü üslubunca öğrendiği gün insanlığın zulüm, sömürü, katliam ve diğer kötülükler gibi belalardan kurtulduğu gündür. Müslüman aklının kıymetini, Kur’an’ın değerini bilmedikçe başı dertten kurtulmaz. 

Nur-ül İzah kitabının 97’inci sayfasında konu edilen “Tilavet secdesi” bahsinde şu: “Kim tek yerde bütün secde ayetlerini okuyup da her bir secde ayeti için ayrı secde ederse bu ibadet o kişinin her türlü belâdan korunmasına vesiledir.” görüşünü sizlerle paylaşmak istedim. Kur’an okuyan ve dinleyen her Müslüman’ın secde ayetinin icabını bileceğini düşünerek tilavet secdesinin nasıl yapılmasının şekil ve şartları üzerinde durmak istemedim. Şükür secdesi de tilavet secdesi gibi yapılır. İmam-ı Azam’ın görüşü şükür secdesinin yapılmamasıdır. İmam-ı Yusuf ile İmam-ı Muhammed’in görüşleri şükür secdesinin yapılmasından yana. 

Hz. Ebu Bekir’den rivayette: “Hz. Peygamber sevindirici haber aldığında Allah’a şükür gayesiyle secde yapardı. Küfrün azılı reisi Ebu Cehil’ in bir savaşta kesilen başı Peygambere getirildiğinde İslam’ı büyük bir belâdan kurtaran Allah’a şükür için secde yaptı… Cebrail (a.s.) kendisine gelip: “Cenab-ı Allah buyuruyor: “Kim sana selatü selam getirirse Allah onun üzerine rahmetimi yağdırır, dünya ve ahiret her türlü sıkıntıdan korurum.”  mealen bildirisine, Peygamber yine şükür secdesi yaptı.” demiş. Allah’ın verdiğine kim engel olabilir? Allah merhametlidir, adildir. Adilleri ve merhametlileri sever. 

Zulüm babından elinden geleni arkasına koymayıp mağdurlara bela yağdıran mağrurları Allah belâdan korur mu? Hikmetinden sual olunmayan, rahmetinden ümit kesilmeyen “Vahid’ül Kahhar, Meliki Cabbar” olan Allah’ın gazabını unutmamak farzdır. Enfal suresi 21, 22 ve 25’inci ayetlerde, Allah: “…İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın. Yeryüzünde gezinenlerin Allah indinde en kötüsü gerçeği akıllarına koymayan sağır ve dilsizlerdir… Fitneden sakının ki, zararı sadece zulmedenlere dokunmakla kalmaz...” buyurmuş.  Yanlışı yanlış, doğruyu doğru bilmek İslam’ın esasıdır. 

Yanlış yapmamak ve doğru yapmakla her Müslüman sorumludur. İslam’a göre şu on iki hükmü bilmek farzdır. Farzları bilmek farz... Haramları haram bilmek de farzdır. İslam dininde kesin olarak yasaklanmayıp yapılması tasvip edilmeyenler mekruh denilen hallerdir. Yapılması ya da yapılmamasında sakınca görülmeyen davranışlar olarak addedilen mubahların yapılmasında kişi serbesttir. Fıkıh bilgisi İslam’da bilinmesi gerekenleri bilmektir. Diğer bir ifade ile İslam’a göre Allah ile kul, kulların birbirleriyle ilişkilerini tesis eden bilimdir. 

Nur-ül İzah’ın yazarları Şurunbillâlı ve Eb-ul Zeyd El-Şibli…  Arapça metinden Türkçe ’ye çeviren mütercim Abdullah Aydın’dır. Elimdeki kitap 1967 yılında dördüncü baskı olarak Türk yayın hayatına kazandırılmış başucunda bulundurulacak bir kitap. Zamanın birinde Cuma namazlarını eda ettiğimiz bir caminin imamı vaazlarında kelam bahsini işliyordu. Ona, vaazlarını ilmihalle ilgili yapmasının daha faydalı olacağını hatırlattım. 

O imam, haftalar sonra ilmihalden gusül ve teyemmümle ilgili vaaz etti. Bu vaazını beğendim. İyi de hazırlanmış... Namaz çıkışı yanıma geldi. Abi: “Bugünkü vaazımı beğendin mi?” dedi. Beğendiğimi söylediğimde, abi: “Uzun süredir, halk arasında sorup soruşturdum. Yaptığım şifahi anket sonucu halkın yüzde sekseninin gusül abdestinin nasıl alınması gerektiğini bilmediğini öğrendim.” demesi, Müslüman’ım diyenler için üzücü değil mi?
Bayramınız mübarek, ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

Yunus Emre GÜLLÜ – 13 NİSAN 2024 / Milli irade