Eskişehirspor için Tire deplasmanı, üç puandan çok daha fazlasını ifade eden bir karşılaşmaydı. Bazı maçlar vardır; skor tabelasının ötesine geçer, takımın aynası olur. Bu maç tam olarak öyle bir sınavdı. Çünkü Eskişehirspor’un sahada ortaya koyduğu dinamizm ile aynı ölçüde rahatsız eden bir kırılganlık yan yana duruyordu. Siyah-kırmızılılar artık çok daha koşan, çok daha temas eden, çok daha isteyen bir takım görüntüsünde. Enerjinin yükseldiği, oyuncuların oyuna ortak olmaktan fazlasını yapıp oyunu sahiplendiği bir dönemden geçiyoruz. Ancak bu yüksek tempoya rağmen hâlâ çözülemeyen bir problem var: kırılganlık. Tire son 10 dakikada Eskişehirspor’u öyle bir zorladı ki… Eğer biraz daha yetenekli ayaklara sahip olsalar, puan kaybı kaçınılmaz olacaktı. Verilen kolay pozisyonlar, harcanan net fırsatlar ve oyunun ritmini kaybettiğimiz her an savunmanın dengesinin bozulması… İşte bu noktalar halen alarm veriyor.Bu lig, “bir anlık dalgınlık” değil, “her saniye ciddiyet” istiyor. Tire karşısında yaşanacak bir puan kaybı, hem camianın hem takımın moralini yerle bir ederdi. Neyse ki skorbord doğru tarafta kaldı ama uyarı ışıkları hâlâ yanıyor.
UŞAK’IN YÜKSELİŞİ, KARŞIYAKA’NIN İSTİKRARI VE GERÇEK TABLO
Ligin genel fotoğrafına baktığımızda, şunu kabul etmek gerek: İşimiz kolay değil. Uşak zorlu maçları atlattı ve fikstürlerine bakınca ilk yarı bitene kadar 5 maçta 15 puan alma ihtimalleri oldukça yüksek. Bir anda tepeye oynayabilirler.Karşıyaka desen zaten ligin yenilmeyen tek takımı. Dengeli oynuyorlar, panik yapmıyorlar, planlılar. Ama Eskişehirspor için bu bir tehdit değil; doğru ortamda, doğru oyunla aşılması mümkün bir engel. Hatta tam tersine, Eskişehirspor’un ruhunu canlı tutan, “büyük maça büyük oynarız” geleneğini ateşleyen bir eşik onlar.
“BERABERLİK İYİDİR” DİYEREK ŞAMPİYON OLUNMAZ
Bazı maçlar vardır, ‘bir puan da iyidir’ denir. Bu hafta öyle bir hafta değil. Eskişehirspor evinde Karşıyaka’yı ağırlayacaksa, üç puan hariç hiçbir sonuç hedef olamaz. Çünkü bu takımın, taraftarıyla birleştiğinde rakibi boğan bir atmosfer kurabildiğini herkes bilir. Evimizde beraberliğe razı olmak, sezon sonunda “keşke” demektir. Bu lige damga vurmak istiyorsak, zirve yürüyüşünü kesintisiz halde sürdürmek istiyorsak, KSK karşısında sahaya 3 puanın dışında hiçbir ihtimali düşünmeden çıkmalıyız. Hakan Şapcı’nın da bunu bildiğini, hafta boyunca oyuncuların kulaklarına gerekli cümleleri fısıldadığını tahmin etmek zor değil. Çünkü bu maç sadece bir maç değil; bir mesaj, bir karakter, bir iddia maçı.
KSK MAÇI: TRİBÜN + OYUN = SONUÇ
KSK karşısında ciddi bir oyun izleriz. Bundan en ufak şüphem yok. Çünkü tribün etkisi, oyun enerjisi ve son haftalarda yükselen mücadele gücü birleştiğinde Eskişehirspor bambaşka bir şeye dönüşüyor. Taraftarın o ateşi, takımın sahadaki dinamizmini ikiye katlar. Ve ben inanıyorum ki; o gün tribün dolacak, 90 dakika boyunca sahadaki 11 oyuncuya değil, koca bir şehre güç verecek. Sonuç? Eskişehirspor, evinde Karşıyaka’yı yenebilecek kaliteye, ruha ve motivasyona sahip.