Bir önceki yazımda İnönü ve Sakarya savaşlarını anarak buradan atıfla İki Eylül Eskişehir’in kurtuluşuna değinmiştim. Yazının bir yerinde de bilinen bir tarihi gerçeğe değinerek şöyle demiştim:

“Mustafa Kemal Paşa İnönü zaferlerinin yaklaşık bi1 ay sonra 2 Mayıs 1921’de 2 Mayıs 1921’de Eskişehir’e gelecektir. Amacı hem ordunun durumunu görmek, hem de Savaş alanını ve cepheleri görerek bilgilenmektir. “

Gazi Paşa’nın bu ziyaretinde yanında Milli Savunma Bakanı ve Genel Kurmay Başkan Vekili Fevzi (Çakmak) Paşa bulunuyordu.  Karargahta İsmet Paşa ile buluştular. Bu görüşmede yaptıkları değerlendirmede  Güney Cephesi’nin Garp Cephesine bağlanmasını kararlaştırdılar. Ertesi gün de birlikte Güney Cephesi Komutanı Refet (Bele) ile görüşmek üzere Alayunt’a  gittiler.

Sonuçta Mustafa Kemal’in yanılmaz öngörüsüyle Güney Cephesi, Garp Cephesi’ne bağlanacak ve başına İsmet Paşa getirilecektir.

“Eskişehir’den Çekiliyoruz.”

Sonrasında paşalar durumu  değerlendirdikten sonra Mustafa Kemal Paşa kararını açıklar;

-“Eskişehir’den çekiliyoruz.

Fevzi ve İsmet Paşalar biraz şaşkındır ancak karar verilmiştir ve ordu Yavaş yavaş Eskişehir’den doğuya Ankara istikametine çekilir.  Yunan birlikleri de 20 Temmuz 1921’de Eskişehir’e girer.

Tam bir yıl sonra 1922’nin Temmuz, Ağustos  ayında kanlı çarpışmaların geçeceği, 22 gün 22 gece devam eden  Sakarya Meydan Muharebesi, Eskişehir ‘in 50i ila 100  kilometre doğusunda geniş bir cephede verilecektir.

Bundan yine 1 yıl sonra 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar Meydan  Muharebesi ile tam zafere ulaşılacaktır.

İnönü mevzilerinden Eskişehir’den çekilme kararını Sayın İlker Başbuğ şöyle değerlendirecektir:

“-Bu karar, dünyada bir  ilktir ve hiçbir kumandanın almaya cesaret edemeyeceği bir karardır.”

Eskişehir’e  yedinci geliş.

Tarih 15 Ocak 1923!..

Yeni bir Türk devleti kurulmuş,  ve uluslararası kuruluş belgesi  için Lozan Barış görüşmeleri devam etmektedir. Mustafa Kemal Paşa hem Orduların genel durumunu görmek, hem de halkla buluşmak, konuşmak amacıyla Batı Anadolu’da bir geziye karar vermiştir.

Üç yataklı vagondan oluşan özel bir trenle,  beraberinde Ordu Komutanı Kazım Karabekir, Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp ve bazı milletvekilleri olduğu halde öğle saatlerinde Eskişehir’e gelir. Liva mutasarrıfı Nihat Bey  ve mevcut müdürlüklerden bilgi aldıktan ve onların isteklerini yanıtlar verdikten sonra  Eskişehirlilere seslenir:

“-Eskişehir’i ve Eskişehir halkını çok iyi tanırım. Bir taraftan Yunanlılar İzmir’e çıkmışlardı. Diğer taraftan İstanbulda halife ve padişah namı altında bulunan zat, birçok heyetler tertip ederek, her tarafa saldırdığı gibi buraya da Hamdi Paşa’yı göndermişti. Ve onun dayanağı bir İngiliz kuvveti de burada bulunuyordu. Eskişehir halkı içinde ve yakınında düşman kuvveti  olduğu  ve bizim elimizde kuvvet bulunmadığı zaman çok büyük vatanperverlik ve azmi celadet göstermiştir. Ankara’dan Ali Fuat Paşa buraya tek başına buraya gelmiş, bura halkı dahili ve harici kuvvet haline dönüşerek kendine iltihak etmiştir. Bunun üzerine İstanbul kuvveti kaçmış ve İngiliz kuvveti kovulmuştur. “ 

Ve ondan sonra…

Gazi Mustafa Kemal bu hitabına “Ondan sonra” diyerek şöyle devam edecekti.

“-Askeri harekat icabı olarak ordumuz,  Eskişehir  ve Eskişehir halkına bir fedakarlık tahmil etmek (yüklemek) mecburiyetinde kaldı. Bu fedakarlık azim zayiatı mucipti. Fakat ordu mevcudiyetini kurtarmak için ve mevcudiyetini  kurtuluştan sonra bu zayiatı telafi eylemek üzere bu fedakarlığı istedi.  Ve Eskişehir bu netice ile bir felakete uğradı. Düşmanın şehre girmesi ve burayı bir zulüm ve ateş yuvası haline koymasıydı.  Bugün düşman kovuldu. Bunun zayiatını gözlerimizde görüyoruz. Yanmış, yıkılmış ve ahali dücar-ı  zarar olmuştur.  Bu bütün millet için bir fedakarlık hareketiydi ve bu şehir halkı ona göğüs gerdi.”

Büyük Önder Atatürk,  çekilişin nedenini  ve Eskişehir halkının yardımlarını böyle özetledikten sona şunları söyleyecekter:

“-Mutasarrıf beyin ve değer arkadaşların izahatına göre ve kendimin gördüğüme nazaran halk münevver ve faaldir. Toprak mümbittir.  Az zamanda zayiatı telafi ve bu fedakarlıklarıyla iftihar edecektir.”

***

Bu öngörünüzde de “Tam İsabet” Paşam.

Bugün, Kurduğunuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “Medeni ve Muasır” bir kentidir Eskişehir…