Cumhuriyet…

Cumhuriyet’in yarattığı devrimler…

Cumhuriyetle birlikte başlatılan ekonomi hamleleri tümü 15 yıla sığdırılacaktır. Aramızdan ayrılışının 84. yıldönümünde O’nun bütün bunları nasıl başardığı anlatıldı.

“En büyük eserim” dediği ve halka, özellikle de gençlere emanet ettiği Cumhuriyete hangi koşullarda  nasıl ulaşıldığını anlatanlar da oldu. Ben de o koşulları Nutuk’tan yararlanarak yazmak istedim.

“Neyimden Korkuyor Meclis?”

Lozan barış görüşmeleri başlamıştır. Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey Mustafa Kemal Paşa’yı “önemli bir konuyu” görüşmek üzere Refet Paşa’nın (Bele) Etlik’deki bağ evine davet eder. Yemekte Rauf Paşa (Orbay) bir de Moskova’dan yeni dönen Ali Fuat Paşa (Cebesoy) da bulunacaktır. Paşaların görüşmek istediği “önemli konuyu” Rauf Bey açar;

“-Kemal, bu meclis senden korkuyor.”

-Neyimden korkuyorlar?

Bu soru ile mesele açılır.

“-Senin Cumhuriyet kuracağından korkuyorlar. Paşam, vatan kurtuldu, emaneti sahibine teslim etmemiz lazım.”

Belli, teslim edilecek “emanetin sahibi” Padişahtır!..  Gazi Paşa gerekçesini öğrenmek ister, Rauf Bey anlatır.

“-Babam padişahın baş mabeyincisi idi. Onun ekmeğini yedi. Benim gırtlağımda da o ekmek var.”

Bunun da ötesinde başka gerekçesi de vardır Rauf Beyin;

“-Kaldı ki bu milletin yüzlerce yıldan bu yana alıştığı yönetim mutlakiyet yönetimidir. Cumhuriyet değil!”

Gazi Paşa, Refet Paşa’nın ne düşündüğünü öğrenmek ister. O da “Aynen Rauf Bey gibi” cevabını alır. Ali Fuat Paşa  da Moskova’da bulunuşu nedeniyle meseleye tam “muttali olmadığını” belirterek, kanaatini söylemek üzere bir-iki gün izin ister. Belli ki o da diğer iki paşa ile aynı düşüncededir.

Devletin şekline…

Paşalar ayrıca kendisinden Cumhuriyet ilanını düşünmediğini mecliste bir konuşma ile açıklamasını isterler.

Mustafa Kemal, silah arkadaşlarının bu düşünceleri karşısında sinirli ve gergindir. Bir kağıt ister, bulunamayınca da sigara paketini yırtarak üzerine şunları yazar;

“-Yönetim şekline bu yüce meclis karar verecektir.”

Paşalar istedikleri “garantiyi” almışlardır. Çünkü yüce meclisin çoğunluğu Cumhuriyet istememektir!..

Sonrası biliniyor. Atatürk silah arkadaşları ile yollarının ayrıldığını anlayacaktır. Bu konuşmaların üzerinden yaklaşık 1 yıl geçtikten sonra O meclis, “Yaşasın Cumhuriyet” tezahüratı ile yeni Türk Devleti’nin yeni devlet modelini ilan edecektir.

Görüldüğü üzere Cumhuriyet’e giden yol, döşenen mayınlar teker teker temizlenerek kat edilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün,  daha  Erzurum Kongresi sırasında özel kalemine not ettirdiği “Devletin şekli Cumhuriyet olacaktır:” ideali yolunu bulup, 29 Ekim 1923’de bir güneş gibi doğacaktır. Ki o güneş parlaklığı hiç azalmadan sürecektir.

Mustafa Kemal Atatürk’ü, “En büyük eserini” bu ulusa armağan edişi, Cumhuriyet Devrimleri nedeniyle  bir kez daha saygı ve minnet duyguları ile anıyoruz.