Mehmet Öcal, 1954’de İskenderun’da doğmuş. İlkokul, ortaokul ve liseyi doğduğu memleketinde okumuş.  Lise tahsilinden sonra 1974 yılındaEskişehir’in Kırka nahiyesindeki Etibank’ın Boraks İşletmesinde çalışma hayatına başlamış. Çalışırken, Eskişehir Eğitim Enstitüsü FKB bölümünüde okumuş. 1978’de mezun olmuş. İş hayatını Etibank Genel Müdürlüğü’nün dört ayrı maden işletmesinde sürdürmüş. Çalışma yaşamının nihayetinde ilk işe başladığı Kırka Bor İşletmesinde Müdür Yrd.ısı iken 1911’de emekli olmuş.

Etibank Genel Müdürlüğünün Kırka, Bigadiç, Bandırma ve Kemalpaşa’daki farklı işletmelerinde çalıştı. Memuriyete Kırka’daki Boraks işletmesinde başlamış. Memuriyetin terfi kademelerinden şef yardımcısı, şef ve müdür yardımcılığı görevlerinde bulunmuş. 1988 Yılında Balıkesir’in Bigadiç işletmesine Ticaret Müdürü olarak terfian atanmış. Bilahare Müessese Müdür Yrd. lığınaterfi etmiş. Bu kadro aynı zamanda “İdari Müdür” olarak da adlandırılır. Müessese Müdür Yrd. ılığı unvanı maliye Bakanlığından tahsisli kadrodur. İdari Müdür unvanı ise kurumun kendi verdiği bir unvandır. 1997’de Bandırma Müessesesine tayin oldu. Özelleştirmeler nedeniyle kurum adlarında değişiklikler yapıldığında Etibank Genel Müdürlüğü holdingedönüştürüldü. Buna münhasır Etibank Genel Müdürlüğü lağvedildi. Yeni ihdas edilen Genel müdürlüklerden biri de Bandırma’da kuruldu.

Mehmet Öcal, Bandırma’da kurulan Genel Müdürlük bünyesine İdari Sosyal İşler Müdürü olarak atandı.  Bilahare aynı Genel Müdürlüğün Kemalpaşa ilçesine,2010’dada ilk işe başladığı Kırka ’ya İdari Müdür olarak atandı.İlk işe başladığı işletmede, 2011 yılında çalışma hayatını sonlandırıp emekliye ayrıldı. Emekliliği hayırlı olsun! Halen yaşamını kışları Bursa’da, yazları da Edremit / Altınolukta idame ettiriyor. Allah huzurlarını ve ağızlarının tadını bozmasın. Örnek, mutlu bir yuvaya sahipler. Kendilerini kutlarım. Kendisine, eşi Şerife Hanım Efendi’ye, kızları Pınar ile Damla’ya ve torunlarına sağlıklı ömürler dilerim.

Öcal ve eşinin mütevazı, merhametli, müşfik, münevver, mümtaz ve mümeyyiz sosyal insan olduklarını Hemen belirteyim. Öcal, amcası Muammer Öcal’ın Genel Müdürlük erkine sığınıp değişik havalara girmeyen karakterde bir insan. Kendisini, 1985 yılının 01 Mart’ında tanıdım. Muammer Öcal’ın Etibank Genel Müdürü olduğu dönemde Kırka Bor Müessesesi Müdürlüğüne, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumundan Ticaret Memuru olarak naklen geçtiğimde tanıdım.  Kırka’daki göreve başladığım gün Mehmet Öcal’ın şef olarak görev yaptığı Ticaret Müdürlüğünde görevlendirildim. Aynı gün akşamı Ticaret Müdürü olan Oğuz Kartal emekli oldu. Kısa bir süre sonra Ticaret Müdür Yardımcısı olan Tümer Ural Ticaret Müdürlüğüne, Mehmet Öcal’da Ticaret Müdür Yrd. lığına atandılar.

Mehmet Öcal’la yaklaşık dört yıl birlikte çalıştım. Sorun çözmeye odaklı bir idarecidir. Devlet ve milletin hakkını korumak kaydı ile hakların teslimine önem verir. Haksızlığa uğramış mağdurların elinden tutmayı görev addeder. Görevine gösterdiği hassasiyeti sosyal çevresine de gösterir. Üst amirler ile alt kademedeki memurlar arasındaki diyaloğu iyi sağlar. “Güneş çarığı, çarık ayağı sıkar.” mantığını yıkan amir anlayışına sahiptir. Mahiyetinde çalışan memurlardan geleceğin idarecilerini yetiştirmeye gayret gösterir. Kutsal değerlerine önem verdiği gibi başkalarının kutsallarına da saygılıdır. Ulusal değerlerden taviz vermez. Devletin bekası, milletin bahtiyarlığı onun idealidir. Bürokrasi kültürüne hâkim, memuriyet terbiyesini yaşamın her karesinde hayata geçiren prensipli bir yurtseverdir.

Öcal’ın Eti Holding Genel Müdürlüğü İdari Sosyal İşler Müdürü olduğu dönemde, dönemin Eti Holding Genel Müdürü Mehmet Kaya’nın Kırka’ işletmesinde yaptığı bir inceleme sırasındaki idarecilele toplantısında bizim arkadaşlar: “Bandırma’nın Edincik altındaki kampından bizler niye yararlanamıyoruz?” Sorusu üzerine Mehmet Bey: “Siz geldiniz de, biz mi yararlandırmadık?” demesi üzerine konu gündeme alındı. İşletmelerin Birim Müdürlerinden başlamak üzere birer haftalık sürelerle kamp başlatıldı. İlk hafta Muhasebe Müdürleri, İkinci hafta Personel Müdürleri ve üçüncü haftada biz Ticaret Müdürleri kampa alındık. O dönem kampın yetkilisi Mehmet Öcal’da idi. Kampa çok iyi bakım yaptırmış. Program güzel tasarlanmıştı. Biz, Ticaret Müdürleri aramızda anlaştık. Eş ve çocuklarımızı da götürdük. Biz Ticaret Müdürleri işletmeler arası uygulama birlikteliği sağlamak için mesai saatlerinde Genel Müdürlüğe gidip iş ve işlemler üzerindeki mevzuatları değerlendirip görüş müşaverelerinde bulunuyorduk.  Sabah kalktığımızda kahvaltı saatine kadar biz erkekler denize giriyorduk. Kahvaltıyı müteakip işletmeye gidiyorduk.

Kahvaltı sonrası bayanlar ve sonra çocuklar denize giriyorlardı. Öğleden sonrası önce çocuklar, sonra bayanlar denize giriyorlardı. Mesai bitimi dönüşte de biz erkekler denize giriyorduk. Sakın ha, bu duruma haremlik selamlık denmesin! Niyetler halis, gayretler samimi olunca akarsu misali her şey kendi mecrasında seyrine kavuşuyor. Denize girme sıralaması hiçbir telkin ya da ikaz olmadan kendiliğinden oluşan uyumlu bir hayatın akışı olarak ortaya çıktı. Biz Ticaret Müdürleri birbirimizi çeşitli vesilelerle tanıyorduk. Kamp günlüğüyle eşlerimiz ve çocuklarımız da birbiriyle tanışıp kaynaştılar.

Bir haftalık kamp bitiminde ayrılırken garsondan aşçıya, hizmetliden güvenlik görevlisine, misafirlerin küçüğünden büyüğüne her biri gözyaşlarına boğulmuştu. Bu durum bir kurum personeli arasında uyum ve kaynaşmaya önemli bir örnektir.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

Yunus Emre GÜLLÜ - 13 OCAK 2022 / Milli irade